Endişe

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bir rapor yayınladı geçenlerde. "Yüksek enflasyon ortamında temel ihtiyaçları karşılama endişesi" başlığını taşıyor rapor.

Rapora göre 2022 yılında gıda, barınma, enerji ve borç gibi temel ödemeleri yapıp yapamayacağından en çok endişe edenler Türk vatandaşları.

Vatandaşlarımızın yüzde 72’si bu dört temel gider kalemini karşılayamayacağından endişe duyduğunu bildirmiş. Türkiye’yi yüzde 67 ile Şili, 66 ile Meksika izliyor.

Nasıl endişe etmesin vatandaş?

Her ay soframızdan bir şey daha eksiliyor. Beslenmek için yeterli gıdaya para yetiştiremeyeceğinden endişe etmeyen kaç kişi kaldı şurada? “Eti çoktandır unuttuk. Sebzeye de yaklaşamaz olduk” dedi kadının biri televizyonda daha dün. 

Kirasını ödemeye devam edebileceğinden, sokağa atılmayacağından emin kaç vatandaş var? Cinayete varan kiracı-ev sahibi kavgaları oluyor her gün. 

Faturalarını ödeyemediği için elektriği doğal gazı kesilen binlerce vatandaş var. 

Kredi kartı borcuna daha ne kadar takla attırmaya devam edebileceğini kestiremeyen milyonlar var.

Benim alanım ekonomi” diyor Türkiye Cumhurbaşkanı. “Ben ekonomistim” diyor. “Ekonominin sorumlusu benim, ben” diyor.

24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" dediydi hatırlarsınız. 19 Haziran 2018 tarihinde söylediydi bunu. 24 Haziran seçimlerinden beş gün önce.

Nasıl uğraşılırmış gördük. 

19 Haziran 2018 tarihinde bir Amerikan Doları 4,70 TL idi. Bugün 27... Neredeyse altı misli. İyi ki uğraşılmış. Ya maazallah uğraşılmasaymış?

Biz ekonominin evelallah kitabını yazdık, yazmaya devam ediyoruz” dediydi Cumhurbaşkanı. Bir başarı hikayesinden söz eder gibiydi.

Nerede başarı?

Tüketici Hakları Derneği Türkiye'de nüfusun yüzde 60,4’ünün, yani 51 milyon 600 bin kişinin açlık sınırının altında yaşadığını söylüyor. 

Bu mu başarı?

Hesapsız kitapsız özelleştirmeler mi başarı? Tarımın yok edilmesi mi? İhracatımızın ithalata bağımlı bir modelde yapılandırılması mı? İnsanımızı boğazından yakalamış ve sittin sene borçlu duruma getirmiş büyük projeler mi? 

Bizimkisi eser siyaseti diye övünüp durdular. “Devleti zarara sokuyorsunuz” diye uyaranlar oldu. “Onların aklı ermez” dediler. “Devletin kasasından bir kuruş çıkmadan yapıyoruz” dediler. 

Devletin kasasından bir kuruş çıkmıyormuş. 

Acaba öyle mi?

Osman Gazi Köprüsü örneğinden duruma bakalım: Köprünün maliyeti 1,4 milyar dolar. Yani devlet baştan 1,4 milyar doları yükleniciye ödeseydi ilk günden itibaren o köprünün sahibi olacaktı.

Öyle yapmadılar. 

Müteahhide “Sen köprüyü yap. Yirmi yıl da işlet. Sana her biri 35 dolara geçecek günde 40 bin araç garantisi” dediler.

Köprüden günde 40 bin araç geçmediği gibi, geçenlerden de 35 dolar değil 184,5 TL yani bugünün kuruyla 7 dolar tahsil ediliyor ancak. 

Köprünün hizmete girmesinden bu yana günde 40 bin hesabıyla 102 milyon araç geçmeliydi köprüden. 70 milyon geçti. 

Eksik geçen 32 milyon araç için araç başına 35 dolardan 1,12 milyar dolar devletin kasasından çıktı.

Bitmedi. 

Devlet geçen 70 milyon araçtan tahsil edilen parayı 35 dolara tamamlamak için 70 milyon aracın her biri için başta belki üç-beş dolar ama bugün 28 dolar daha ödüyor müteahhide. Bunun toplamı da kaba bir tahminle 1 milyar dolar. 

Kasasından bir kuruş çıkmayacak dedikleri devletin yedi yılda ödediği para 2 milyar dolardan fazla. Ve aynı sistem on üç yıl daha devam edecek.

Kapitülasyonlarda bile bu kadar yolunmamıştık. 

Bir yerde haklıymışlar. Gerçekten de aklımız ermiyor.

Dünyada gıda fiyatları son 25 ayın en düşük seviyesinde; Türkiye'de ise 34 aydır yükseliyor. 

Vatandaş nasıl endişelenmesin?

Dünya Bankası verilerine göre, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye’de kişi başına milli gelir 3.660 dolarken, Rusya’nın 2.378 dolar, Çin’in 1.149 dolardı. 2021’de Rusya 12.195, Çin 12.556 dolar seviyesine ulaştı. Türkiye ise 9.654 dolarla ikisinin de gerisine düştü. TL değer kaybettikçe bu rakam da düşüyor. 

Gel de endişe etme!

İktidar 2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planında 2023 yılına ilişkin hedefler koydu. Kişi başına milli gelir 25 bin dolar, ihracat 500 milyar dolar olacak, işsizlik %5’e düşecekti. İnandık, güvendik, heyecanlandık.

2019’da yürürlüğe giren 11. Kalkınma Planında 2023 hedefleri revize edildi. Buna göre 2023’te kişi başı milli gelir 12.244 dolar, ihracat 226,6 milyar dolar, işsizlik ise %9,9 olacaktı. Yani olumlu rakamlar ikiye bölündü, olumsuz olanı ikiye katlandı. Ve o hedefleri bile tutturamayacağımız görülüyor.

Vatandaş nasıl endişe duymasın?

Vatandaş en temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma düşme endişesi duyuyor ama 22 yıldır gidip yine Akape’ye oy veriyor.

Bir de buna aklım ermiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi