Finansal Okuryazarlık Önemli Ama…

En uzun köprü, en geniş köprü, en derin tünel, en büyük havalimanı, en fazla uçağa sahip olunca bunun karşılığı yüksek enflasyon mu olmalıydı?  Okul kitaplarını taksitle almayı ancak başaran bir anne ya da babaya, "bundan sonra sana taksit yok demek" doğru çözüm mü?  Finansal okuryazarlık için belki en önemli cümle şu olacak: "Vatandaş! Sen sakın kamunun yaptığını yapma, sakın evde deneme". Belki de bu şekilde örneklemeli ki kimse kamuya özenip onun gibi harcamaya kalkmasın. 

Herkes vatandaşın harcama veya yatırım konusundaki hatalarını finansal okuryazarlık eksikliğine bağlıyor. Bu konuyla alakalı daha değişik fikirlerim var. Ancak şu cümleyi hatırlatarak giriş yapmak istiyorum: İktisadi rasyonel içerisinde harcanan her paranın değerinin dönüşmesi gerekir. Değerden kastımız parasal ya da sosyal fayda elbette. Ancak öncelik refah artışı elbette. 

Vatandaşa finansal okuryazarlık konusunda nutuk atmadan önce kamuyu temsil edenlere şunu soralım: Milli gelir sıralamasında zar zor ilk 20’ye
girerken, dünyanın en çok fazla uçağına sahip havayolu şirketi, en büyük havalimanı, en geniş köprüsü, en uzun en derin vs. diye kamu para
harcarken bu harcamaların ve yatırımların şu ana kadar refah artışına katkıda bulunması gerekmiyor muydu? Mesela bunlara bakan vatandaş cep
telefonu, beyaz eşya veya otomobil gibi medeni ihtiyaçlarını gidermek için kendinde hak görüyor, kredi kartını kullanıyor ama sürekli yükselen fiyatlar sebebiyle kredi kartı limitleri zorlanıyor ise, acaba bunun sebebini sadece finansal okuryazarlıkta mı aramak lazım? 

Dolayısıyla bir yandan ekonomistler olarak vazifemizin ne kadar önemli olduğunu sürekli kendimizi hatırlatırken, diğer taraftan limitsiz harcama
hakkını kullanan kamuya, vatandaşların özenmesinin çok yadırganacak bir durum olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Dünyanın en büyük
havalimanına sahip olan Türk Vatandaşı neden kendini başka şeylere layık görsün? O da en büyüğünü, en genişini, en uzununu, en yükseğini
isteyecek. Kamuya şunu da sormak lazım: 
Tüm bu mega harcamaları yapınca en azından milli gelir sıralamasında yukarı doğru çıkmak veya kişi başına düşen milli gelirde hızla yükselmek
gerekmiyor mu? 

En uzun köprü, en geniş köprü, en derin tünel, en büyük havalimanı, en fazla uçağa sahip olunca bunun karşılığı yüksek enflasyon mu olmalıydı? 
Okul kitaplarını taksitle almayı ancak başaran bir anne ya da babaya, "bundan sonra sana taksit yok demek" doğru çözüm mü?  Finansal okuryazarlık için belki en önemli cümle şu olacak: "Vatandaş! Sen sakın kamunun yaptığını yapma, sakın evde deneme". Belki de bu şekilde
örneklemeli ki kimse kamuya özenip onun gibi harcamaya kalkmasın.  "Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok" diye eleştiri yapanların,
dünyada eşi benzeri olmayan kamuya ait uygulamalardan da bahsetmesini ve bunları kaldırmasını canı gönülden istiyorum. Bakalım yapabilecekler
mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi