Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

HUTBE

Osmanlı döneminde Müslümanlara sunulan din hizmetlerini yürüten, aynı zamanda adliye ve eğitim alanlarında da görev üstlenen Şeyhülislamlık makamının yetkileri, Tanzimat sonrasında yalnızca din hizmetleriyle sınırlandırıldı. TBMM’nin kurulmasıyla birlikte bu süreci Şer’iye ve Evkaf Vekâleti üstlendi. Ardından 1924 yılında kurulan Diyanet İşleri Reisliği, genç Cumhuriyet tarafından “İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek” göreviyle yetkilendirildi.

Günümüzde 140 binden fazla çalışanı bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2025 yılı bütçesi 130 milyar lirayı aşmış durumdadır. Bu bütçenin birçok bakanlığın bütçesinden daha büyük olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra Diyanet, devlet nezdinde ülkenin en önemli ve itibarlı kurumları arasında yer almaktadır. Kurumun yıllar içinde devlet protokolünde yükselen sırası bunun en önemli göstergesidir. Ayrıca Diyanet, yeni bir toplumsal düzenin inşasında iktidar politikalarına açık destek sunarak siyasi hayatın önemli bir aktörü olmuştur.

Başkanın elinde kılıçla minbere çıkması gibi sembolik hareketlerle de medyada geniş bir yer bulan bu kurumun, son günlerde toplumsal gündemde önemli bir yer edinmesinin en önemli nedeni hutbelerdir. Bu hutbeler “yeni bir toplumsal düzen kurma” faaliyetinin en önemli aracı haline gelmiştir. Bunun yanı sıra başkan Ali Erbaş’ın sekiz yıllık görev süresi dün dolmuş ve Erbaş kamuoyunun zihninde kötü izler bırakarak tarihe geçmiştir.

Bu yazıda, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2015, 2020 ve 2025 yıllarında yayınlanan hutbelerin içeriğini, dilini, açık ve örtülü mesajlarını ele alan söylem analizinin genel sonuçlarını paylaşmak istiyorum.

Öncelikle hemen belirtmek gerekir ki, bu üç dönemde hutbelerde yer alan kelime ve kavramlar dönemsel olarak farklılık göstermekte ve ilgili dönemin toplumsal olayları ve sorunlarıyla doğrudan örtüşmektedir.

2015 yılında “peygamber, iman, namaz, ezan, şükür, sadakat, merhamet, kadın, şiddet, ölüm” kelimeleri hutbelerde öne çıkarken; 2020 yılında “iman, dua, ibadet, ahlak, temizlik, hijyen, afet, salgın, sosyal medya, mahremiyet, Kudüs, ümmet, birlik, beraberlik, şehitlik, aile, baba” kelimeleri dikkat çekmektedir. İçinde bulunduğumuz yılın en çok kullanılan kelimeleri ise “aile, gençlik, helal kazanç, sabır, şükür, israf, kul hakkı, çevre, göç, dayanışma, bereket, emanet, uyuşturucu, kumar, dijital bağımlılık” olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu kelimeler etrafında kurulan söylemlere yıllar itibarıyla baktığımızda, 2015 yılında peygamber sevgisi; ibadetler (namaz, ezan, iman, şükür); ahlaki değerler (sadakat, merhamet, şefkat); toplumsal sorunlar (kadına yönelik şiddet) ile ölüm ve ahiret gibi temalar öne çıkmaktadır. Bu temalarda samimi bir hitap kullanılmış, duygusal ton hem umut verici hem de uyarıcı olmuştur.

Bu yılın hutbelerinde namaz, ezan ve iman, Müslüman kimliğinin merkezindedir ve “kadına şiddet haramdır” gibi açık mesajlar verilmiştir. Hutbelerin örtük mesajları ise toplumsal birlik ihtiyacı ve İslam’ın terörle özdeşleştirilmesine karşı bir savunma stratejisi etrafında şekillenmiştir.

Bu hutbelerde din, toplumsal düzenin ve barışın merkezi otoritesi olarak konumlandırılmış; dini değerler huzur, güven ve özgürlüğün kaynağı olarak gösterilmiştir.

2020 yılına gelindiğinde, pandemi süreci ve siyasi iklim koşullarına uygun olarak iman, dua, ibadet–ahlak bütünlüğü; toplumsal risk ve krizler; deprem, salgın, hijyen; sosyal medya ve mahremiyet; Kudüs; milli birlik, şehitlik ve sorumlu baba figürü gibi temalar öne çıkmıştır. Beş yıl öncesinden farklı olarak bu yıl cemaate daha yakın olmak adına ”'biz” dili kullanılmış ve yoğun bir şekilde ayet-hadis alıntılarına yer verilmiştir. Ayrıca 2020 yılı hutbelerinde dikkat çeken bir diğer unsur, didaktik ve moral verici bir ton ile emir kiplerinin sıkça tercih edilmesidir.

Bu senenin hutbelerindeki açık mesajlarda, afet ve salgınlarda tedbir almanın dini bir sorumluluk olduğuna yer verilmiş, sosyal medyada kul hakkına riayetin farz olduğu belirtilmiş ve babalar, çocuklarının ahlaki eğitiminden sorumlu ebeveynler olarak tanımlanmıştır. Hutbelerin örtük mesajlarında ise kriz yönetiminde dini otoriteye duyulan ihtiyaç vurgulanmıştır. Bu yılın hutbelerinde din, toplumsal bütünlüğün ve milli birliğin normatif çerçevesi olarak ele alınmıştır.

Günümüze geldiğimizde de en çok karşılaşılan temalar sabır, şükür, tevekkül, aile değerleri, gençlik terbiyesi, dijital bağımlılık, kumar, uyuşturucu, Kudüs, göç, toplumsal dayanışma, helal kazanç, faizden uzak durma, israf, çevre ve tabiatın korunmasıdır. Bu yılın hutbelerinin dili resmi ama kapsayıcıdır; moral vericidir, sorumluluk yükleyicidir ve yer yer sert uyarılar içermektedir.

2025 yılının açık mesajlarında aile ve gençliği korumak, helal kazanca riayet etmek, israftan kaçınmak, çevreyi korumak ve göçmenlere sahip çıkmak dini bir görev olarak tanımlanmıştır. Hutbelerin örtük mesajlarında ise gençlikteki değer erozyonuna dair kaygı ve kimlik inşasının aile ve gençlik ekseninde kurgulanması öne çıkarılmıştır. Bu yılın hutbelerinde din, aile-gençlik-ahlak üçgenini merkezine almış, ekonomik konular dini çerçeveye dâhil edilmiş ve göç ile afetler bağlamında devlet ve toplum dayanışmasının pekiştirilmesi amaçlanmıştır.

Bir sonraki yazımda kaldığımız yerden devam ederek, son on yılın hutbelerini söylem düzeyinde birbiriyle kıyaslamak ve bu söylemleri toplumsal cinsiyet perspektifinden ele almak istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

S.E.S.

21 Ağustos 2025 Perşembe 07:00