Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

İstanbul’un yeni yasakları

İstanbul Valiliğinin iki farklı kararı; önümüzdeki dönemde ilginç sonuçlara yol açacağa benziyor.

İlk uygulama İBB ile iktidar arasında dört yılı aşkın süren, çekişmenin somut örneği. İstanbul Belediyesinin elindeki yargı kararına karşın, arazisini işgal eden S. Arabistan sermayeli bir şirketin binasını yıkma girişiminin, kolluk gücü ile önlenmesi. Mülkiyeti düzenleyen yasanın, idare tarafından geçerli sayılmadığını gösteriyor.

İkinci karar çok farklı. 

Değişik açılardan ele alınarak, üzerinde uzun süre düşünülmesi gerekiyor. Özellikle siyasetin geleceğini ilgilendirmesi açısından, muhalefetin tavrını belirlemesi gerekiyor. Anayasanın belirlediği kişisel hak ve özgürlüklerin, iktidar tarafından sınırlandırılacağı ve laiklik ilkesinin değiştirileceğine ilişkin söylentileri doğrulayan yanı var. Açık alanlarda içki içilmesi yasaklanıyor. 

Karar şimdiden tepki çekmeye başladı.

İstanbul Valisi, aldığı tepkiler üzerine yapıldığı izlenimi veren, son açıklamasıyla 17 Ağustos günlü genelgesinin gerçek niyetini gizlemeye çalışsa da “Alkol satışı ve tüketilmesi; ruhsatı bulunan işletmeler dışında yapılmaması. (Park, piknik ve mesire alanları, sahil bandı, plaj vb. alanlarda)-“ 

Her şey ortada. 

Valiliğimizce alınan alkol kullanım ve satışına ilişkin yeni bir uygulama kararı bulunmamaktadır. Bununla birlikte; 17.08.2023 tarihinde yayımladığımız genelgeyle, 4250 sayılı kanunla belirlenen alkol satış ve kullanım alanlarına ilişkin uygulama yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin gerekliliğini ilgili kurumlara (Kaymakamlık ve Belediyeler) hatırlatmış bulunmaktayız.İstanbul Valiliği olarak bu hatırlatma genelgesini yayımlamamızda, İlçe ziyaretlerimizde muhtarlarımızdan, sosyal medya ve bireysel olarak vatandaşlarımızdan gelen, alkol tüketimine bağlı olarak gelişen asayişi bozucu olaylara ilişkin şikayetler etkili olmuştur. Hatırlatma genelgemizde özetle kanunla belirlenmiş;- 18 yaş altı çocuklara alkol satışının yapılmaması,- Ruhsatlı Alkol satışı yapılan Lokanta ve Restoranlar dışında 22.00 – 06.00 saatleri arasında Perakende alkol satışının yapılamayacağı,- Sarhoşluk sebebiyle halkın huzurunu bozacak şekilde hareket edilmemesi,- Alkol satışı ve tüketilmesi; ruhsatı bulunan işletmeler dışında yapılmaması. (Park, piknik ve mesire alanları, sahil bandı, plaj vb. alanlarda)- Bahsi geçen yerlerde emniyet, jandarma ve zabıta birimlerinin etkin denetimleriyle asayişi, halkımızın huzur ve güvenliğini bozacak olaylara meydan vermemesi,hususlarında ilgili birimler talimatlandırılmıştır.

Ekonomi ve dış politikadaki kötü gidişin kendi sadık seçmen kitlesini de olumsuz etkileyeceğini sezen iktidar partisinin, yerel seçimlerden önce kamuoyunun dikkatlerini sanal konulara çekmek istemesi, -20 yılı aşkın uygulamalarına bakıldığında- anlaşılır bir tavır. 

Seçimlerin ardından ortaklık yaptığı, bazı tarikatlardan beslenen siyasal partilerin yöneticilerinin, kadın hakları ve kadın erkek eşitliğini dışlayan tutumlarına bakılınca, Vali Bey’in “kadınlardan gelen şikayetlerden” etkilendiğini öne sürmesi, hiç inandırıcı gelmiyor. 

Üstelik sosyal medyaya değinen cümleleri, bu alanda belirgin biçimde yürütülen planlı bir kampanya ile birlikte düşününce, yasak kararının halkın sağlığı ve esenliğini koruma amacıyla alındığına inanmak hayli zor.

Altılı Masa macerasının hazin sonu, laiklik ilkesi üzerine tartışmaların artmasına neden oldu. Önümüzdeki kısa dönemde Meclisin gündeminde laiklikten vazgeçileceğine ilişkin girişimlerin gündemde yer bulması şaşırtıcı olmayacağa benziyor.

Süreç içinde asıl tehlike, CHP üst yönetiminde seçim şokunun atlatılamadığının gözlenmesi. Ana muhalefetin, 100. yılında belki de tarihinin en ağır bunalımına sürüklenen ülkenin çıkışı için yeni bir paradigma üretmek yerine, “helalleşme” arzularının yeniden canlanmasıdır.

CHP ve özellikle İBB Başkanı İmamoğlu, son uygulamaya karşı demokratik gelenekler ve yürürlükteki yasalarla uyumlu bir kitlesel tepkiyi örgütleyemezlerse, partilerinin Cumhuriyet’in 100. yılında işlevini yitireceğini göz önüne almak zorundalar.

IV.Murat dönemi yasaklarının yavaşça yürürlüğe sokulacağını çağrıştıran, bu tür yasakların ileride gündelik hayatı belirleyici nitelik kazanma olasılığı giderek artıyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi