Barışcan İğrek
İyi ki varsınız Filenin Sultanları
Son yıllarda elde ettikleri başarılar ile bütün Türkiye’nin sempatisini kazanan A Milli Kadın Voleybol Takımımız, bu yıl da FIVB Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda kazandığı büyük başarı ile ülkemizi sevince boğdu.
Turnuvanın genelinde ihtişamlı bir performans sergileyen Filenin Sultanları, finalde son olimpiyat şampiyonu İtalya’ya -altın set-sonucunda 3-2 mağlup olarak turnuvayı Dünya ikincisi olarak tamamladı.
Filenin Sultanları, turnuvanın başlangıcı olan grup aşamasında İspanya, Bulgaristan ve Kanada ile E Grubu’nda mücadele etti. Üç rakibimize karşı da son derece üstün bir performans ortaya koyduk. Üç rakibimize de oyunun hiçbir bölümünde maça tutunma imkanı tanımadık. Zaten; İspanya da, Bulgaristan da, Kanada da kadro kalitesi anlamında Milli takımımız ile mukayese edilemeyecek kadar alt seviye takımlar. Doğal olarak, üç rakibimizi de 3-0’lık skorlarla mağlup ederek adımızı son 16 turuna yazdırdık.
Son 16 turundaki rakibimiz Slovenya idi. Güçlü rakibimizi de son derece rahat bir oyun ile 3-0 mağlup etmeyi başararak çeyrek finale yükseldik. Slovenya maçı özelinde Milli takımımızın yıldızı kaptan Eda Erdem Dündar idi. İlerlemiş yaşına rağmen ilk altıda da olsa, bench’ten oyuna da girse elinden gelenin en iyisini parkeye yansıtmaya gayret eden gerçek bir profesyonel. Oyun disiplininden hiç kopmuyor ve tüm benliğini takımına aktarıyor. Performanslarının zirvesinde olmalarına rağmen özel hayatlarındaki dengesizlik ve ayaklarının yere basmaması nedeniyle kariyerlerini bitirme noktasına getiren genç sporculara örnek olsun. Eda’yı gönülden tebrik ediyorum.
Çeyrek finaldeki rakibimiz, Dünya voleybolunun önde gelen ekiplerinden Amerika Birleşik Devletleri (USA) idi. Grup aşamasından başlayıp çeyrek finale gelinen süreçe kadar gayet iyi bir voleybol oynadılar. Lakin, çeyrek finalde Filenin Sultanları oldukça etkili bir oyun ile Amerika Birleşik Devletleri’ni dize getirmeyi başardı. 4. çeyrekte ise Melissa Vargas’ı biraz daha fazla kullandık ve karşılaşmayı 3-1 kazanarak yarı finale yükselmeyi başardık.
Küba asıllı pasör çaprazımız Melissa Vargas’tan konu açılmış iken Milli takımımızın oyun düzeni hakkında kafamı meşgul eden çok önemli bir detayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Melissa Vargas çok kaliteli bir pasör çaprazı. “2025 Dünya Voleybol Şampiyonası’nın en iyi pasör çaprazı” ünvanını da alarak bu başarısını perçinlemiş oldu. Ancak, Milli takımımızın Melissa Vargas’a bağımlılığının fazlasıyla “haddini aştığını” düşünüyorum. Hücüm oyunlarımızın neredeyse %100’ü Melissa Vargas üzerinden oynanıyor. Arada, Eda Erdem Dündar ile “tek ayak” hücumları geliştiriliyor. O kadar! Başka hiçbir alternatif hücum planları yok. Melissa Vargas’ın oynamadığı maçlar da düşünülerek alternatif hücum planları geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Aksi takdirde gelecekte çok büyük sıkıntılar yaşayabiliriz.
Yarı finaldeki rakibimiz Japonya idi. Rakibimizin başında bir Türk başantrenör olan Ferhat Akbaş’ın bulunması da bu yarı final karşılaşmasını ilginç kılan rastlantılardan biriydi.
Turnuvanın en iyi savunma yapan ekiplerinden birinin Japonya olduğunu düşünüyorum. Son derece atlet bir takıma sahipler. Müthiş bir top karşılama refleksleri var. Çıkarılması en zor topları bile ustalıkla kurtarabiliyorlar. Bu özelliklerini Türkiye ile oynanan yarı final mücadelesinin ilk setinde de sürdürdüler ve setlerde 1-0 öne geçtiler.
Bu noktadan sonra hücum temposunu artıran Milli takımımız, Japonya’yı 3-1 mağlup etti ve finale yükseldi.
Finaldeki rakibimiz, turnuvanın en kaliteli kadrolarından birine sahip olan son olimpiyat şampiyonu İtalya idi. Kadrosunda Paola Egonu, Sylvia Nwakalor gibi kaliteli oyuncuları barındıran bir ekip. Milli Takımımızda nasıl ki hücum oyunları Vargas üzerinden oynanıyorsa, İtalya’da da hücum oyunları bu iki isim üzerinden oynanıyor.
Milli Takımımız, İtalya ile oynanan final karşılaşmasında inişlı-çıkışlı bir performans ortaya koydu. İlk sette hücumda istediğimiz oyunu ortaya koyamadık ve setlerde 1-0 geriye düştük. İkinci sette mükemmel bir performans ortaya koyarak İtalya’yı sahadan sildik ve setlerde skoru 1-1’e getirdik. Üçüncü seti de yaptığımız son derece basit hatalar sonucunda kaybettik ve setlerde yeniden 2-1 geriye düştük. Dördüncü sette İtalya’ya karşı nispeten daha üstün oyun ortaya koyarak setlerde 2-2’lik eşitliği sağladık.
Şampiyonu belli edecek olan altın sette ise yorgunluk emarelerinin baş gösterdiği bir Milli takım izledik. Set skoru İtalya lehine 12-8’e geldiği zaman ise ortaya çıkan moral bozukluğunun da etkisiyle biraz “baştan savma” hücumlar gerçekleştirmeye başladık. Takımın en etkili ismi olan Melissa Vargas bile toplara “bitse de gitsek” havasında vurmaya başladı. Hal böyle olunca maça tutunamadık ve setlerde 3-2’lik üstünlüğü sağlayan İtalya, 2025 FIVB Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nı şampiyon olarak tamamladı. Filenin Sultanları ise turnuvayı Dünya ikincisi olarak tamamladı.
A Milli Kadın Voleybol Takımımızı gönülden tebrik ediyorum. Son yıllarda elde ettikleri büyük başarılar ile Türk sporunun en başarılı branşı olmayı başardılar. Federasyonuyla, teknik heyetiyle, oyuncularıyla, fizyoterapistiyle, masörüyle görevlerini layığıyla yapan, mükemmel bir ekip oldular. Üstelik bu başarıları her türlü zorluğa göğüs gererek elde ettiler. Yeri geldi, hayatlarında hiçbir baltaya sap olamamış gerici kafaların ipe sapa gelmez açıklamalarına muhatap kaldılar. Yeri geldi, yeterli konfora sahip olmayan uçaklarla seyahat etmek zorunda kaldılar. Yılmadılar. Mücadeleyi hiçbir zaman için elden bırakmadılar. Türk milleti olarak böyle bir takıma sahip olduğumuz için çok şanslıyız.