
Uğur Ergan
Kıbrıs Sessizliğinde 3 Milyar Euro Umudu
Ankara’da geçen hafta en fazla konuşulan konulardan birisi de “Kardeş ülkeler” denilen Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin, AB’nin vereceği 12 milyar Euro’luk yatırım paketi karşılığında Rum Kesimi’nde büyükelçilik açma ve Türkiye’yi Kıbrıs’ta “işgalci ülke” olarak tanımaları kararı oldu.
Muhalefetten ve toplumdan yükselen tepkilere rağmen iktidar, bu konuda sessiz. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 11-13 Nisan tarihleri arasında yapılan Antalya Diplomasi Forumu sırasında her şeye değindi ama nedense bu konuyla ilgili değerlendirme yapmaktan kaçındı. Ne ilginçtir ki, forumun kapanış toplantısında Fidan’a bu konuyla ilgili soru sorulmadı, ya da soru sorma önceden yapılan tembihle engellendi.
Sessizliğin nedenini anlamak için başkentin diplomasi kulislerini aralamaya çalıştım. Fidan’ın bir önceki görev anlayışından olacak Dışişleri’nin kapıları MİT’ten farklı değil. Ama inat edilince bir şekilde sızacak delik bulunuyor.
Malumunuz Asya ile Avrupa arasındaki ticaret için üç güzergah mevcut. “Kuzey Koridoru” denilen Rusya üzerinden geçen rota; “Güney Koridoru” denilen İran, Ortadoğu, Süveyş Kanalı’nın kullanıldığı rota ve “Orta Koridor” denilen Çin’den başlayıp, Orta Asya, Hazar Denizi, Kafkaslar ve Türkiye üzerinden geçip Avrupa’ya uzanan rota.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle “Kuzey Koridoru” ciddi güvenlik riskleri barındırıyor. Zaten savaşla birlikte kapasitesi yarı yarıya düşmüş. Yemen ve Ortadoğu’daki çatışmalar nedeniyle “Güney Koridoru”nun hiçbir güvenliği kalmadı. Hele Trump ve Netenyahu’lu dünyada hiç.
Geriye ne kaldı? Türkiye üzerinden geçen “Orta Koridor.” Bu koridor güvenlik, mesafe ve iklim koşulları açısından diğer koridorlarla karşılaştırıldığında, yeme de yanında yat tadında. Şöyle anlatayım: Çin ile Avrupa arasındaki binlerce kilometrelik mesafe Süveyş Kanalı üzerinden neredeyse 50 günde kat edilirken, bu süre “Orta Koridor” üzerinden sadece iki haftayı buluyor. “Orta Koridor”un kapasitesi Rusya-Ukrayna savaşı çıktıktan sonra 3 milyon tonu geçmiş. Hedef 10 milyon tonu aşmak.
4 Nisan’da Semerkand’da yapılan AB-Orta Asya Zirvesi’nde varılan anlaşmanın asıl amacı, Ukrayna ile savaş ister devam etsin, ister etmesin Rusya’yı yani “Kuzey Koridoru”nu devre dışı bırakmak amacıyla “Orta Koridor”un güçlendirilmesi. İşte, AB tam da bunun için 12 milyar Euro’luk yatırım paketini açıkladı.
Ne yapılacak bu kadar para ile kısaca onu da anlatalım.
Avrupa ile Asya arasındaki ticaretin güvenli olması için her türlü lojistik alt yapı hazırlanacak. Hazar Denizi geçişi ve demiryolları güçlendirilecek ve Avrupa ile uyumlu hale getirilecek. Koridor yan kollarla bağlanacak, kritik hammadde endüstrileri, yerel enerji bağımsızlığı ve Asya’nın dijital bağlantıları güçlendirilecek. Çin’in bölgede nüfuzunu kırmak için Avrupa ile Asya ile arasında siyasi ve kültürel iletişim ciddi düzeyde artırılacak.
Daha birçok ayrıntı var ama detaylarda boğulmadan şimdi gelelim Ankara’nın neden sessiz kaldığına. Kulağıma fısıldananlara göre, 12 milyar Euro’nun sadece 3 milyarı koridorun alt yapısını güçlendirmek için harcanacak. Resmen Türkiye’ye ayrılmış bir miktar belirtilmese de koridor Türkiye’den de geçtiğine göre, AKP iktidarı 3 milyar Euro’dan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne demiryolunu ekleme, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ve Marmaray gibi koridorun önemli bağlantılarının ülke içindeki diğer bağlantı projelerini hayata geçirmek için pay almayı umuyor.
Bir diğer hesap da Türkiye’nin jeopolitik konumunu olası Avrupa Ordusu kurulmasında ve AB’ye tam üyelik yolunda koz olarak kullanmak. Ayrıca iddialara göre, koridor sayesinde artan geçişler Türkiye’ye yüklü para kazandıracağı gibi Asya ülkeleri ile daha fazla ticaretin yapılmasını da sağlayacak.
3 milyar Euro’dan pay alınmazsa ne yapılacak, AB ve Asya’ya şantaj mı uygulanacak? Ankara’nın ruh hali, pay almama gibi bir durumun olmayacağı yönünde.
İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası Merkez Bankası’nın kasasından 50 milyardan fazla doları heba eden iktidarın, 3 milyar Euro’dan pay alma ve jeopolitik konumunu üyelik için AB’ye karşı koz olarak kullanma hesabıyla Kıbrıs’ta sessiz kalması sonuç mu yoksa daha fazla bela mı getirir, ileride birlikte görürüz.
Prozac Niyetine
23 Mayıs 2025 Cuma 07:00Görülmek İstenmeyen PKK Talepleri
21 Mayıs 2025 Çarşamba 07:00İki Ayrı “50” Kutlaması
19 Mayıs 2025 Pazartesi 07:00Samimiyet Sorunu
15 Mayıs 2025 Perşembe 07:00Akdeniz’e İnen Kürdistan
13 Mayıs 2025 Salı 07:00İki Protest Sanatçı
12 Mayıs 2025 Pazartesi 07:00Yandaşların Hayalini Yıkan İspanyol
09 Mayıs 2025 Cuma 07:00Suriye, İran Ya Sonra?!
07 Mayıs 2025 Çarşamba 07:00OSMAN HAMDİ RESMİNİN İLGİNÇ YOLCULUĞU
05 Mayıs 2025 Pazartesi 00:14‘İdare ajanı’ deyip izah etseydiniz
01 Mayıs 2025 Perşembe 07:00



