Emre Alkin
KKM bitti Carry Trade geldi…
KKM’nin bitişi üzerine hafta sonu oldukça fazla şey yazıldı çizildi. En başından beri desteklemediğim, alternatif önerdiğim bir uygulamaydı. Ancak bununla alakalı ters propaganda yapmak isteyenler şu şekilde baltayı tasa vurdular: “KKM’nin maliyeti 60 milyar dolar” diye yazıp çizmeye başladıkları an, ben de onlara şu cevabı verdim:
“19 Mart sürecinde rezervlerden satılan döviz kadarmış meğerse.”
Tabii ses gelmedi diğer taraftan. Evet, KKM doğru bir uygulama değildi, ancak Carry Trade maliyetinin sadece bu örnekten bakılınca ne kadar muazzam olduğu ortaya çıkıyor. Kala kala döviz rezervleri ile övünmek kalıyor bizlere.
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin artışına sevinmek istiyoruz ama hem özel sektör hem de kamunun döviz borçlanmasının rekor kırması bizleri düşündürüyor.
TİCARİ KREDİLERDE RAKAM 193 MİLYAR DOLAR
Bundan 7 yıl önce döviz cinsinden ticari krediler 187 milyar dolar ile zirve yapmıştı. Şu anki ekonomi yönetimi göreve gelene kadar 125 milyar dolara kadar inmişti. BDDK'nın cuma günü açıkladığı rapora göre; bu rakam 193 milyar dolara çıkmış. Yani uygulanan yüksek faiz düşük kur politikası sebebiyle firmaların oldukça tehlikeli diyebileceğimiz bir seviyede döviz borçlandığı anlaşılıyor. Üzerine de kamu kesiminin döviz borcunu eklersek, döviz rezervlerinin başa çıkamayacağı bir büyüklükle karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor. Ayrıca döviz rezervlerinin cari işlemler açığının finansmanı için kullanıldığını düşünürsek, Merkez Bankası ve Hazinenin oldukça rizikolu bir oyun planı uyguladığını söyleyebiliriz.
Hazine yetkililerinin orta vadede döviz borcunu TL borcuna çevirecek, yatırımcıya güven verecek bir plan üzerinde çalışıp çalışmadıklarını bilmiyorum. Ancak bilinmesi gereken gerçek şu: Yatırımcılar enflasyon oranı ile ilgilenmiyor. Döviz kurlarının daha ne kadar süreyle kontrol edilebileceğini merak ediyor. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın oldukça maliyetli bir şekilde rezervlerini yükseltip, dövizini alıp gitmek isteyene kolaylık sağlamaya devam etmesi gerekiyor. Böylelikle yatırımcıya güven verdiklerini düşünüyorlar ama ülkenin kaynaklarının sömürülmesine önayak oluyorlar. KKM ile ilgili çıkan haberlerin daha beteri büyük ihtimalle yakın gelecekte bu ekonomi yönetiminin Carry Trade politikası için çıkarılacak.
Mevcut hastalığı kalıcı olarak iyileştirmeyecek ancak çok büyük bedeller ödetmiş ve ödetecek olan bu programdan geri dönülmemesi halinde, ekonomi biliminin bir çıkış noktası yaratma ihtimali tamamen ortadan kalkacak. Dolayısıyla "acil çözüm" ya da "toplumsal uzlaşı" paketleri konuşulmaya başlanacak gibi gözüküyor.