Kerem Gürel
Kültürel Çölleşmeye Doğru: Karadeniz Kitap Fuarı’ndan İzlenimler
“Buraya gazeteler iki gün sonra geliyor. Biz duyduğumuz bir havadise şaşırdığımız zaman büyük şehirdeki insanlar çoktan unutmuş oluyor. İşte vizontele buna son verecek... Yani vizontele uzağı yakın edecek ve burası artık o kadar uzak olmayacak"
•••
Yılmaz Erdoğan’ın oldukça ses getiren enfes filmi Vizontele’de Belediye Başkanı Nazmi Doğan (Altan Erkekli) ilçeye gelen televizyon için bunları söylüyordu açılışa gelen yerel halka. Vizontele (filmi izlemeyen varsa ifade edelim televizyon için kullanılan kelime) sayesinde doğudaki küçük bir ilçenin bile artık büyük şehirlerde yaşayanlardan çok da bir farkı kalmayacaktı. Nazmi Bey’in öngörüsü gerçekleşti mi tartışılır. Ancak televizyon gibi uzağı yakın etmese de Karadeniz Bölgesi’ne özellikle de Samsun’a ve yakın çevre illere kültürel bir bahar yaşatan, şimdilerde ise ciddi bir anlam kaybına ve anlam kaymasına uğrayan Karadeniz Kitap Fuarı’ndan bahsetmek istiyorum bu hafta.
•••
Karadeniz Kitap Fuarı’nın onuncusu düzenlendi bu yıl. Bu yıl da her yıl olduğu üzere pek çok kez dolaşma fırsatım oldu. Onlarca standın, yayınevinin, onbinlerce kitabın arasında kimi zaman telaşla, kimi zaman ellerim ceplerimde sallan sallana dolaşmak… Bu ancak kısa aralıklı nefeslerin ardından derin bir solukla ciğerlerin havayla dolması gibi geliyor bana.
•••
Her yıl fuara katılan ve yakından takip eden bir okur, bir Samsunlu olarak Samsun ve çevre illerin kültürel havasına renk katan Karadeniz Kitap Fuarı’nın (ki bölgenin bu çapta gerçekleşen en büyük organizasyonu) can çekişmeye başladığını, zaman geçtikçe hem hacim hem de nitelik kaybına uğradığını görmek çok üzücü. Yayınevlerinin birçoğu katılmıyor artık fuara. İletişim, Alfa, Kronik Kitap, Kırmızı Kedi, Yapı Kredi, Bilgi, Sel, Say, Ketebe, Everest, İnkılâp, Dergâh, Hayykitap, Metis, Ayrıntı, Remzi gibi yayınevleri gelmiyorlar. İş Bankası, Can, Doğan gibi yayınevleri ise kendileri katılmasa da dağıtıcı üzerinden katılıyorlar. Yukarıda adı geçen yayınevlerinin pek çoğu bir iki yıl öncesine kadar katılıyordu oysa fuara. İki salonu dolduran yayıncılar, kitapevleri şimdi tek bir salona sığacak kadarlar.
•••

Sohbet etme imkanı bulduğum katılımcıların ortak sorunu kiraların yüksekliği. Küçücük, kıyıda köşede kalmış stantlar için bile onbinlerce (bazıları yüzbinlerce) lirayı aşan kiralar vermek durumunda kalan yayınevlerinin en büyük gider kalemini de bu oluşturuyor. Çoğu İstanbul merkezli bu yayınevlerinin çalışanlarının yemek, konaklama, kitapları/ürünleri kargolama giderlerini de karşıladığını düşünürsek ortaya onlar açısından olumsuz bir tablo çıkıyor. Hatta bir katılımcının dediği gibi elde ettikleri satış geliri ödeyecekleri kira giderini karşılamıyor. Bu giderlerin fazlalığı doğrudan ya da dolaylı olarak ziyaretçileri/kitapseverleri de etkiliyor. Giderler bu denli yüksek olduğunda doğal sonuç olarak indirim oranları da az oluyor. %40-50 bandında indirim yapabilecek yayınevleri yukarıda zikredilen ve en çoğunu da kira giderinin oluşturduğu masrafları sebep gösterip %20 indirim yapıyorlar. Haliyle bu okuyucunun alacağı kitapların sayısını azaltmasına neden oluyor. Satışı düşen, masrafını dahi karşılamakta zorlanan yayınevleri sonraki yıllarda katılmama kararı veriyorlar. Bu durum kültürel çölleşmeyi doğuruyor. Samsun’un en yüksek katılımlı, en dikkat çeken organizasyonun katılımcı sayısında düşüş yaşaması, farklı yayıncıların, farklı tarz kitapların bulunduğu bir ortamdan üniversite hazırlık kitaplarının ve kırtasiye malzemelerinin satıldığı küçük kasaba fuarlarına doğru bir dönüşümün yaşanması oldukça olası.
•••
Bu durum bir anda yaşanmadı tabii. İlk akla gelenler şunlar:
— Karadeniz Bölgesinin bu en büyük fuarının takvimi belirlenirken özellikle başka büyük fuarlarla çakışmaması için başta TÜYAP olmak üzere Yayıncılar Birliği yetkililerinin daha özenli ve etkin olmasını arzu ediyoruz. Örneğin Karadeniz Kitap Fuarı’nın düzenlendiği bu hafta içinde Ankara Kitap Fuarı’da düzenleniyor.
— Okul-öğrenci ziyaretlerinde fuar öncesinde tam bir planlamanın yapılması, en azından ilçelerin, okulların günlere/saatlere bölünmesi ve bunun tek merkezden yapılması aşırı yığılmanın önüne geçecektir. Aşırı yığılma durumlarında ne öğrenciler ne de diğer ziyaretçilerin fuardan gereği gibi faydalanamamasına neden olmakta, bu, çocuklar ve diğer ziyaretçilerin zihninde olumsuz bir imaj oluşturmaktadır. Özellikle hemen tüm okulların öğleden önce için planlama yapması öğleden önce mahşeri bir kalabalığa neden olmaktadır.
— Katılımcıların en büyük gider kalemini oluşturan kira bedellerinin yüksekliği hem katılımcı çeşitliliğini hem de katılımcı sayısını azaltıcı etkenlerin başında geliyor. Ekonomide yaşanacak zorluğun ilk harcayacağı kalem her zaman olduğu gibi kültür sanat etkinlikleri oluyor ne yazık ki.

— Özellikle her yaş, her sınıf düzeyinden öğrencilerin katılımı konusunda, hangi kitapları alıp okuyabilecekleri konusunda, hangi stantları ziyaret etmeleri konusunda öğretmenlerin ön araştırma yapması, öğrencilerini fuarın geniş yayınevi yelpazesinden azami düzeyde istifade edecek şekilde yönlendirmeleri çok önemlidir. Bilhassa öğretmenlerin hangi sınıf düzeyi olursa olsun öğrencileri ile beraber standlarda dolaşması, bizzat kitap başında onları yönlendirmeleri “nitelikli okuma”nın geliştirilmesi açısından bir hayli faydalı olacaktır. Fuara gitmeden önce öğrenci motivasyonu, teşviki çok önemli görünüyor. Zira fuara gelip garip sesler çıkaran oyuncaklar, futbolcu maskeleri, takım posterleri alıp dönen öğrenci sayısı bir hayli fazla (İstatistiklerde eminim ziyaretçi sayısının artışından bahsedeceklerdir, oysa her zaman olduğu gibi yine gibi sayılara takılıp niteliği ve içeriği es geçiyor olacağız).
— Okulların daha yeni açıldığı bir dönemde, öğrencilerin ve ailelerin okul forması, defter, ek kaynak kitap vb. için bir hayli ödeme yaptığı bir dönemde kitap fuarı düzenlemek ortaya çıkardığı sonuçları itibariyle çok da doğru görünmüyor.

•••
Bu yıl onuncusu düzenlenen Karadeniz Kitap Fuarı bulunmaktan, ziyaret etmekten en çok keyif aldığım organizasyon. Binlerce yıllık yazın tarihinin meyvelerini tadabileceğiniz bir yazı bahçesi orası. Çocuklarımızın bu bahçede rahatça gezmeleri ister okulu vasıtasıyla ister anne babasıyla orada stantların arasında dolaşması, kitap kokusunu içine çekmesi, kapağına şöyle bir dokunması, sayfalarını hissetmesi gerek. Test çözmenin değil okumanın önemini daha iyi anlamamız gereken bu zamanda, toplumsal çürüme tehdidi ile karşı karşıya kaldığımız bu zamanda, sadece Samsun’un değil Orta Karadeniz’in kültürel ikliminin değişmesi için, çocuklarımızla kitaplar arasında köprü kurabilmemiz için bu fuar kıymetlimizdir. Korunması, geliştirilmesi, zenginleştirilmesi çocuklarımıza karşı görevimizdir.
•••
Son olarak fuarda ziyaretçilere ve bilhassa öğrencilere candan yardımcı olan tüm yayınevi çalışanlarına şahsım adına teşekkür ederim.