
Perde Arkası
Milletvekilinin bir dakikasına göz diktiler
Meclis’in yeni dönemi için yapılan Başkanlık seçimin ardından yapılan ilk Divan toplantısında Genel Kurul’da Meclis çalışmalarını hızlandırmak ve “uygulama birliği” sağlamak amacıyla 14 maddeden oluşan bir liste sunuldu. Uzayan konuşmalardan rahatsız olan iktidarın isteği doğrultusunda Meclis Başkanlığınca hazırlanan çalışmaya göre, sadece 20 milletvekiline birer dakika, grup başkanvekillerine 3+1 dakika verilecek. Sataşma dışında söz talepleri karşılanmayacak. 5 dakika ve altında olan konuşmalarda ilave süre bir dakika verilmeyecek. Kısa aralıklarla yoklama istemleri karşılanmayacak. Milletvekilleri konuşmalarında ürün, eşya, döviz, pankart gibi gösteri amaçlı materyal kullanmayacak, kullanması durumunda doğrudan disiplin işlemi uygulanacak. Milletvekili telefon, tablet gibi cihazları mikrofona tutarak ses kaydı dinletirse mikrofon kapatılarak sözü kesilecek.
Meclis Başkanının bu önerileri grup başkanvekilleri ile yapılan toplantıda da gündeme getirildi. Muhalefet temsilcileri, parlamentonun “danışılan, konuşulan yer” anlamına geldiğini ifade ederek, “Meclis’in çalışma hızını bir dakikalardan fedakârlık yapmak artırmaz, Meclisin hızını uzlaşı kültürüyle yönetmek artırır. Meclis dayatmadan uzak, ortak akılla yönetilirse uzun tartışmalar olmaz. O nedenle zamanı değil dayatmacı çalışma yönteminizi değiştirin” tepkisi gösterdiler.
“BEYEFENDİYİ BUNUN İÇİN RAHATSIZ ETMEYEYİM”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Meclis’in etkisinin azaldığı yorumuna sadece muhalefet değil iktidar mensupları da katılıyor. AK Partililer için de yürütme organının başkanı olan Cumhurbaşkanı ve atadığı bakanlara ulaşmak, bir istişare, öneri ya da talepte bulunmak kolay değil. AK Partili milletvekillerinin şikayeti üzerine bakanlar Meclis’te nöbet tutmaya başladı. Ancak her bakan da bu nöbete uymuyor, bazı bakanlar yerine bakan yardımcıları geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek çok daha zor. Randevu taleplerine aylarca dönülmediği biliniyor. Hatta taleplerin büyük kısmının “Beyefendiyi bunun için rahatsız etmeyelim” uyarısıyla geri çevrildiği konuşuluyor. AK Parti milletvekilleri durumu öyle kanıksamış ki, geçtiğimiz hafta bir milletvekili, “Beyefendiyi bunun için rahatsız etmeyelim derlerdi, şimdi biz görüşmeyi düşünsek de bir süre sonra kendi kendimize, ‘Beyefendiyi bunun için rahatsız etmeyeyim’ diyerek talepte bulunmaktan vazgeçiyoruz” dedi.
İMAMOĞLU’NA YARGI KISKACINDA KRİTİK 3 DAVA
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na göreve geldiği 2019 yılında bu yana çok sayıda dava açıldı. CHP’nin hukukçu milletvekilleri bu durumu “yargı tacizi” olarak nitelendiriyor. En son 19 Mart’ta düzenlenen operasyonda tutuklanan İmamoğlu’na yönelik açılan bu davaların ne zaman, nasıl sonuçlanacağı merak konusu.
İmamoğlu’na açılan davaları yakından takip eden CHP’li hukukçu bir milletvekili, son tutuklamaya neden olan soruşturmada henüz iddianame çıkmadığına dikkat çekerek, “Son açılan soruşturmalar davaya dönüştüğünde bunların yargı sürecinin tamamlanıp sonuçlanması yıllar alır. Diploma iptali davası da uzun sürer ve bunun idari yargıdan dönme ihtimali neredeyse kesin. Ancak İmamoğlu için asıl ceza verilebilecek, kesin hükme yakın başka davalar var. İstinafta bekleyen ‘Ahmak davası’, ilk derece mahkemede duruşmaları görülmeye başlayan Akın Gürlek davası, yakın zamanda açılan bilirkişi davalarında karar çıkması daha muhtemel. Bu davalarda siyasi yasak getirecek cezalar vermeyi hedefliyorlar” diyor.
MHP ANKETLERİ YİNE ŞAŞIRTACAK MI?
AK Parti ile anlaşarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçişi sağlayan MHP için “kamuoyu araştırma şirketlerini en çok yanıltan parti” desek yanlış olmaz. MHP yeni sistemde yapılan iki genel seçimde de barajı geçemeyeceği iddialarına karşın 1-2 puanlık düşüş yaşasa da yüzde 10’un üzerinde tutunmayı başardı. Son günlerde yapılan anketlerde de MHP’nin oy oranında düşüşler görülüyor. Öyle ki MHP’yi yüzde 7 barajının altında gösteren anketler de var. “Anketlerin en büyük hata payı nedense hep MHP’de görülüyor!” diyen bir parti yöneticisine göre oylarda düşüş yok, mevcut durum korunuyor. MHP’nin oylarının bir önceki seçimde olduğu gibi yüzde 10 civarında olduğunu söyleyen parti yöneticisine göre, Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan “Terörsüz Türkiye” süreci başarılı olduğunda bu oyların daha da artması sürpriz olmayacak.
ASGARİ ÜCRETE ZAMMA “KISA DEĞİL UZUN VADELİ REFAH” REDDİ
Yılın başında 22 bin 105 olarak belirlenen asgari ücret enflasyon karşısında altı ayda eridi. Sendikaların hesaplarına göre bu erime neredeyse 4 bin lira. Bu tablo asgari ücrete temmuz ayında zam yapılması çağrılarını artırdı. Bu çağrı Meclis’te de gündem oldu. Ancak AK Parti “hayır” dedi. Asgari ücrete zam yapılmasıyla ilgili tartışmada söz alan Burdur Milletvekili Mustafa Oğuz, “mevcut ekonomik şartlar, bütçe dengeleri ve uzun vadeli sosyal politikaları” anlattı, “Asgari ücretin yıl içinde 2'nci kez artırılması zaruri durumlarda elbette değerlendirilebilir ancak bu tür yaklaşımlar özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin üzerindeki yükleri artırmakta, kayıt dışılığı teşvik etmekte ve fiyatlama davranışlarını bozarak enflasyonist baskıları tetikleyebilmektedir. Bu da orta vadede vatandaşlarımızın alım gücünün yeniden aşındıran bir tabloya yol açabilmektedir” dedi.
Günü kurtaran değil geleceği planlayan bir ekonomi politikası izlediklerini anlatan Oğuz, popülist yaklaşımlar yerine akılcı ve sürdürülebilir politikalarla yol alınması gerektiğini söyledi, “Biz, milletin menfaati için kısa vadeli alkışları değil uzun vadeli refahı esas alıyoruz” değerlendirmesi yaptı.
İKİ İLİN TESCİL GERİLİMİ
Kebap, baklava denince ilk akla kentlerden Gaziantep’e Kahramanmaraş’tan tepki var. Bir gastronomi şehri olan Gaziantep çevre illerin kültürel değerlerine de göz koymakla suçlanıyor. Bu tepkiyi gösteren isimlerden biri CHP Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu. Meclis’te konuşan Karatutlu, Kahramanmaraş'ın, Şanlıurfa'nın, Adıyaman'ın, Hatay'ın birçok kültürel değerinin Gaziantep adına tescil edildiğini söyledi, “Bu tavır şehirler arasında olumsuz yaklaşımlara neden oluyor. Fıstığın üçte 1'inden fazlası Şanlıurfa'da yetişmesine rağmen, eski adı "şan fıstığı" olmasına rağmen, yıllar içerisinde ismini Gaziantep fıstığına çevirmişler. Bu yaklaşım karşısında Kahramanmaraş dondurmasını ve biberini tehlike altında görüyoruz. Gaziantep'i komşu illerin kültürel haklarına saygılı olmaya davet ediyoruz. Bakanlıklar bu konuda hakem olmalıdır” çağrısı yaptı.