NEBATİ NELER SÖYLEDİ? MERKEZ’İN İTİBARI…

Cumartesi günü İstanbul’da Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından organize edilen toplantıya davet edilenlerden birisi de bendim. Toplantıya ilişkin, gözlemlerimi ve değerlendirmelerimi siz değerli Gazete Pencere okurları ile paylaşmak istiyorum.

Öncelikle samimi ve hamasetten uzak bir toplantı olduğunu söyleyebilirim. Bakan Nebati toplantının başında bir sunum gerçekleştirdi ve bu sunumun yeni hazırlandığını, daha önceki toplantılarda kullanılan sunumlardan farklı ve daha kapsamlı olduğunun altını çizdi. Ben de Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yapmış olduğu sunumdan çıkardığım başlıkları anlatmaya çalışayım.

KESİNLİKLE FAİZ ARTIŞI YOK
Türkiye’nin geç kalarak da olsa bir model değişikliğine gittiğini, doğru modelin bu olduğunu, kesinlikle uygulanan politikadan vazgeçilmeyeceğini söyledi.

Sürecin zor olduğunu ancak hedefe ulaşılacağına inandığını söyledi.

Kesinlikle bir faiz artışının olmayacağının altını kalın çizgilerle çizdi.

Merkez Bankası’nın politika faizinin bir öneminin kalmadığını söyledi.

“Faiz sebep, enflasyon sonuç” tezinde haklı çıkacaklarını belirtti.

SEÇİME KISA SÜRE KALDI
Seçime kısa bir süre kaldığını, başarılı olacağına inanmasalar bu modeli uygulamayacaklarını söyledi. “Bize seçim kaybettirecek bir model olduğunu düşünsek uygular mıyız?” diye sordu.

Enflasyonun en önemli sorunlardan biri olduğunu, Ocak ayında yıllık enflasyonun %40’ın üzerinde gerçekleşeceğini, 2022 yılının ilk çeyreğinde enflasyondaki yükseliş eğiliminin sürmesini sonrasında bir yataylaşma olmasını beklediklerini ancak 2022 Aralık ayından önce %30’un altında bir enflasyon beklenmediğini altını çizdi.

Israrla 2023 yılında tek haneli bir enflasyon vurgusu yaptı.

Dünyada emtia ve enerji fiyatlarında bir normalleşme beklediklerini belirtti. Bunun da enflasyon üzerindeki baskıyı azaltacağını söyledi.

Dünyada 118 ülke merkez bankasının politika faizinin enflasyonun altında olduğunu vurguladı.

Bugün Türkiye’de bankaların enflasyondan düşük oranlar ile kredi verdiklerini, bunun bir anlamı olduğunu, ekibinin araştırdığını bu durumun Cumhuriyet tarihinde bir ilk olduğunu söyledi.

TL’NİN CAZİP KILINMASI İÇİN
Dünyada pandemi sürecinde yaşanan sıkıntıların Türkiye’nin işine yaradığını söyledi ve ihracat vurgusu yaparak “Türkiye, krizi fırsata çevirdi” dedi.

Yastık altındaki altınların sisteme kazandırılması ile ilgili olarak yeni ve daha kapsamlı projelerin geldiğini, bu sefer istenilen sonucun alınacağını söyledi.

TL’nin cazip kılınması için yeni ürünlere ihtiyaç olduğunu bu nedenle “Gelire Endeksli İhraçlar” olacağını belirtti.

“Kur Korumalı Mevduat” a olan ilginin her geçen gün arttığını, toplam büyüklüğün 184 milyar TL’ye ulaştığını, son günlerde dövizini/altınını satarak ürünü satın alanların sayısında artış olduğunu, son veriler ile toplamda 477 bin kişinin “Kur Korumalı Mevduat” ürününden yararlandığını, 408 bin kişinin TL yatırımını değerlendirerek, geri kalan 69 bin kişinin ise döviz ve altından TL’ye dönerek ürünü satın aldığı bilgisini paylaştı ve bu konu ile ilgili olarak da yıl başından toplantı gününe kadar günlük ortalama 7 milyar TL’nin üründen yararlandığının altını çizdi.

Şirketlerin bünyesinde bulundurdukları dövizleri satmak ve 6 ay süre ile TL’de kalmaları durumunda elde ettikleri “Kur Farkı Geliri”nin Kurumlar Vergisi’nden istisna tutulacağını söyledi. Toplantıda bu düzenlemenin Pazartesi günü kamuoyu ile paylaşılacağı söylenmişti. Ben yazıyı kaleme aldığım an itibari ile henüz bir düzenleme gelmediğini hatırlatmak isterim.

Tüzel kişilerin bankalardaki DTH hesaplarında yaklaşık 90 milyar USD bulunuyor. İşin uzmanları bu tutarın yaklaşık yarısının şirketlerin finansal durumları ile ilgili olarak TL’ye dönme ihtimalinin sıfıra yakın olduğu görüşündeler. Bakan Nebati, ekibinin 20 milyar USD tutarında bir döviz satışı beklediğini ama kendisinin daha temkinli yaklaştığını ve bu nedenle ilk etapta 10 milyar USD olacağını düşündüğünü söyledi.

Şirketlerin bu düzenleme konusunda çok istekli ve heyecanlı olduklarını, düzenlemenin ardından TL’de bir değerlenme yaşanmasını beklediğini belirtti.

Bu düzenleme ile Hazine’nin vergi geliri kaleminde bir kayıp yaşanacağını ancak kurda sağlanacak stabilizasyon ile elde edilecek faydanın bu kayıptan daha büyük olduğunu söyledi.

KDV oranlarında bir sadeleşmenin yakın zamanda hayata geçirileceğini söyledi.

Türkiye’nin bugün 46 ülkeye 1 milyar USD’den fazla ihracat yapar konuma geldiğini, 48 malda ise 1 milyar USD’nin üzerinde ihracat gerçekleştirir noktaya geldiğinin istatistiklerini paylaştı.

SERBEST PİYASADAN GERİ ADIM YOK
Yeni bir KGF’nin geleceğini ancak bu kez çok seçici davranılacağını özellikle ara malı ithalatına çözüm olacak sektör ve projelere destek verileceğini söyledi.

FED’in faiz artırım sürecinin TL’ye etkisinin sınırlı olacağını söyledi.

Serbest piyasadan geri adım atılmasının söz konusu olamayacağını belirtti.

Yakın zamanda ekibi ile birlikte Londra ziyaretlerinin olacağını ve burada yatırımcılar ile bir araya geleceğini söyledi.

2023 yılında yapılacak seçimlere hükümetin yerli araba, doğalgaz projeleri ve tek haneli enflasyon ile gideceğini iddia etti.

Yukarıda yazdıklarım Sayın Bakan’ın toplantıda söylediklerinden öne çıkanlar. Kısaca ben de kendi düşüncelerimi paylaşayım.

KİM HAKLI, KİM HAKSIZ ÖNEMLİ DEĞİL
Kimin haklı olduğunun ve haklı çıkacağının bir önemi yok. Önemli olan ülkenin bir an evvel bu sıkıntılı süreçten çıkması. Sayın Bakan her türlü eleştiri ve öneriyi dinlemek istediklerini ancak uygulanan politikadan kesinlikle vazgeçmeyeceklerini belirtti. Bir kez daha ifade etmek isterim. Ben de Türkiye için doğru modelin “Düşük Faiz-Yüksek Kur” olduğunu düşünenlerdenim. Ancak bu “düşük” ve “yüksek” kavramlarını doğru tanımlamamız lazım. Yanılmayı çok isterim ama fiyat istikrarı sağlanmamış ve buna çok uzak bir noktada iken, üretimde ithalata bağımlılık bu kadar yüksek iken yani altyapısı hazırlanmadan yapılan bu model değişikliğinin başarılı olacağını düşünmüyorum. Neden bu düşüncede olduğumu da sayfada daha fazla yer kaplamamak için bir sonraki yazımda sizlerle paylaşmak isterim. Yine de ülke menfaati için yanılmayı çok istediğimi bir kez daha belirteyim.

TOPLANTININ EN İLGİNÇ KISMI
Gelelim toplantının en ilginç kısmına. Soru cevap kısmında Bakan Nureddin Nebati’nin söylediği bir söz var ki; umarım bunun doğru olduğuna inanmıyordur ve bir kez daha dile getirmez. “Son toplantıda Merkez Bankası faiz indirse de piyasada bir hareket olmazdı. Çünkü uyguladığımız politikanın bir sonucu olarak TCMB’nin politika faizinin bir önemi kalmadı” dedi.

CEVABI BULUNAMAYAN SORU
Birincisi; kurumun itibarı ve kredibilitesi açısından çok sıkıntılı bir ifade bu. İkincisi; ki bence cevabı verilemeyen sorulardan birisi de bu. “Ne olacak da 2023 yılında Türkiye’de enflasyon tek haneye düşecek?”
Bu sorunun cevabı henüz bulunamamışken hatta piyasa bu tek hane enflasyon söylemine inanmazken enflasyon ile mücadele konusunda TCMB’nin elindeki en güçlü silahı önemsiz olarak tanımlamak bence hata.

İnşallah bu ya da buna benzer bir ifade Londra’da da başarı hikayesiymiş gibi dile getirilmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi