Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

Öncesiz

11. yüzyılda Selçuklular için Anadolu, verimli toprakları, işleyen ticaret yolları ve Bizans’ın halihazırda biriktirdiği zenginliği ile zaten stratejik bir hedefti. Konuyla ilgili yazanlar Selçuklunun Anadolu’ya yayılmasının nedenleri arasında bir nüfus artışı baskısından bahsediyor. Kuraklık da var üstelik. Yerel kaynaklar karın doyurmaya yetmeyince başka kaynaklar bulmak lazım, öyle değil mi…

Tampon Güç

Selçuklu (yönetimi), topraklarına Orta Asya’dan gelen Oğuz/Türkmen boylarını Anadolu’ya yönlendiriyordu. Akıllı bir hamle! Böylelikle hem önden yerleşim alanı sağladı hem de Bizans’a karşı tampon güç oluşturdu, Selçuklu. Zaten Anadolu hayvancılık için uygun meralar ve nispeten yumuşak iklimi ile göçebe Türkmenler için de oldukça cazipti.

Vergi Güncellemesi

Gel zaman git zaman Anadolu’da bulunan Bizans köylüleri Selçukluları bir tehditten çok alternatif bir yönetici gibi görmeye başladı. Kaynaklar diyor ki, özellikle 1050’lerden itibaren Bizans köylüleri Konstantinopolis (İstanbul) yönetiminin sürekli yeni zam uyguladığı vergi ödemelerinden bunalmıştı, elde avuçta bir şeyleri kalmamıştı. Bu durum, Selçukluların ilerleyişini kolaylaştırdı tabii. Anadolu halkı Selçukluyu bir kurtarıcı gibi görmüş.

Adaptasyon (Uyarlanma)

Sonuç olarak Malazgirt bir dönüm noktasıdır ama hemen ardından tüm Anadolu ele geçirilmedi. Anadolu’nun tam olarak Türkleşmesi ve İslamlaşması 13’üncü yüzyılın ortalarını bulur. 1071 yılının üstüne 200 yıl daha ekleyin. Bu 200 yıl boyunca İslam dini zorla kabul ettirilen bir durum değildi, uzun bir sosyo-kültürel adaptasyon süreciyle gerçekleşti her şey. İstisnalar yok değil ancak sağlam bir bağlam oluşturmuyor.

Genetik Bulgular

Selçuklunun ve onun yönlendirdiği Oğuz/Türkmen boylarının geldiği Anadolu’da Bizans köylüsü dediğimiz kimlerdi? Hala varlar mı… 2016 yılında sonuçları yayınlanan Harvard Üniversitesi’nin bir gen çalışması gösteriyor ki, yerel Anadolu kökenli dediğimiz bir Antik Yunan, Roma ve Bizans karışımı gen havuzumuz var ve Anadolu Türklerinin % 60-70’ini oluşturuyor. Sonra % 20-25’lik bir oranda Orta Asya/Türki kökenli gen havuzumuz mevcut. Yine aynı araştırmaya göre, geriye kalan % 10-15’lik oranda ise Orta Doğu ve aralarında Kürtlerin de olduğu İrani kökenliyiz (İrani bir dilsel-tarihsel sınıflandırmadır), ayrıca Arap ve Levanten’iz de. “2021 Nature Communications” araştırması Orta Asya’dan gelen Türk boylarının Anadolu gen havuzuna önemli ama baskın olmayan bir katkı sağladığını belirtiyor. Göçebe Türkmenlerin yoğun geldiği Orta ve Doğu Anadolu’da genetik katkı daha yüksekmiş, Batı Anadolu ve Ege’de ise nispeten daha düşükmüş.

Dünya

Tarihsel olarak bir düşünün: Anadolu, Sümerlerden Hititlere, Helenlerden Romalılara, Bizans’tan Selçuklulara kadar sürekli göç ve gen akışı yaşamış bir bölge sonuçta. 1071 Malazgirt’le birlikte Orta Asya’dan gelen Türk boyları Anadolu nüfusunun üzerine genetik bir katman eklemişler. Ancak yerel halkın genetik mirası baskın olduğu için galiba hiçbirimiz ne oyuz ne de bu… Dünyalıyız ve her şeyiz demek benim hoşuma gidiyor.

30 Ağustos 1922

Bugün Büyük Taarruz’un zafer günü.

103 yıl önce bugün Anadolu’daki savaşın dönüm noktası yaşandı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve askerleri bu savaşı kazanmasaydı Batılı barbarlar Anadolu’yu parçalara ayırıp birer sömürge haline getirecekti. 1071 yılından günümüze, tam 954 yıl boyunca sosyal, kültürel ve dilsel birlikteliğimiz bu topraklarda devam ediyor. Çok çileler çekildi, çok acılar yaşandı. Eşkıyalığın, zorbalığın vurmadığı yeri doğa olayları vurdu. Tarih boyunca ikisi birden geri döndü bir daha vurdu.

Bölük pörçük kalsaydık bugün başka başka etnik gruplar için başka başka süreçlerin komisyonlarını kuruyor olabilirdik. Herkes kendi resmi dilim, kendi özerkliğim, kendi kurucu önderliğim diyor olurdu. Şunu anlayalım artık: Atatürk Anadolu’yu batı ülkelerine vermeyelim diyerek aralarında kendisinin de olduğu tüm etnik grupların yani hepimizin yurdunu korudu. “Türk” kimliği daha çok kültürel ve dilsel birlikteliğimizdir.

Peki, geldiğimiz yüzyılda laikliği koruyabiliyor muyuz? Demokrasimizi hatalardan ders alarak ilerletebiliyor muyuz? Adaletli miyiz? Ondan haber verin siz.

Kaynaklar: Var ancak buraya sığmıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi