Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

Sivas Ruhu

BENCE; Sivas Kongresi’nin mesajını hatırlatmanın şimdi tam zamanı; “Milletin iradesi ve gayreti ile tam bağımsız bir milli devlet kurulacaktır; manda ve himaye kabul edilmeyecektir.”

Mustafa Kemal Paşa, 22 Haziran 1919’da Havza’da bizzat hazırladığı ve yakın çalışma arkadaşlarına imzalattığı Amasya Tamimi kararlarını Sivas Kongresi’nde delegelerin oyları ile resmileştirmiştir. Kurulacak devlet, milli olacak, yönetim şekli milletin iradesi ile belirlenecektir; yani cumhuriyet olacaktır. Devletin kuruluş temelleri Sivas Kongresi’nde atılmış ve dünyaya ilan edilmiştir.

Bu kararı hatırlatmanın neden şimdi tam zamanı?

Çünkü siyaset toz duman; iktidar, yargı sopası ile muhalefeti acımasızca dövüyor; derdim muhalefeti konuşmak değil; linç edilen seçim hukuku; artık sandık yoluyla iktidar belirlemek hayal gibi...

Ülke yönetiminden sorumlu siyaset kurumu çok ağır bir kriz yaşıyor. Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı gibi güvencelerden hızla uzaklaşıyoruz; korkuların esiriyiz...

Toplum, ekonomik çarklar arasında eziliyor; gelir dağılımı adaletsizliği her geçen gün derinleşiyor; yokluk, yoksulluk, adaletsizlik ve umutsuzluk toplumu çözüyor; sokaklar cinnet geçiriyor...

Yani tam bir kaos ortamı...

‘Bulanık suda balık avlamak’ isteyenler mi var?

Ülke yöneticileri “yeni bir” süreç başlattıklarını ısrarla tekrarlıyorlar.

Sayın Bahçeli, “Yeni bir toplumsal hayat ve yeni bir Türkiye için: Tarihi çağrı” yapıyor ve “yeni bir milli kimlik” yaratmaktan bahsediyor. Sayın Cumhurbaşkanı ise, "Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci evelallah pişirerek geleceğe taşıyacağız." diyor.

Cumhurbaşkanı milletimiz derken, “Türk, Kürt, Arap 86 milyon” diye ‘yeni bir millet’ tanımlıyor, ABD’nin bölge valisi Tom Barrack “Osmanlı millet modeli” öneriyor.

İktidar partileri süreci “Terörsüz Türkiye” güzellemesi ile sunuyorlar; PKK silah bırakacakmış ve kendini feshedecekmiş(!) Elma şekeri(!), yersen!

İktidara göre; "Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor"

GERÇEKTEN ÖYLE Mİ?

Unutmayalım/unutturmayalım; PKK, bu süreci şöyle tanımlıyor; 12 Mayıs 2025 tarihinde yaptığı fesih açıklamasında, “Kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıkan ve Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK; Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözmek için Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere devlet ve toplumla bütünleşmek için kendini feshetmektedir. Ancak, (silahların bırakılması için) hukuki ve anayasal düzenlemelerin yapılması gereklidir” diyor. Abdullah Öcalan ise 9 Temmuz’da yaptığı videolu çağrıda “Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir” diyor.

Yani, suçlu; Lozan ve 1924 Anayasası... (Tom Barrack’ın ağzı)

TBMM Komisyonu kuruldu; yeni bir hukuk kuracakmış(!)

Kafamızı kuma sokmayalım; bu gidişin bir adım sonrası felakettir.

“Mesuliyet ölümden ağırdır” demiş Atatürk...

Yapılmak istenen veya mukadder sonuç; Milletin Türk kimliğinin sulandırılması ve Devletin kuruluş hukukunun değiştirilmesidir. ‘Yeni Türkiye’ Atatürk’ün Türkiyesi olmayacaktır!

Milli Egemenlik Platformu adı altında toplanan aydınlar, Sivas Kongresi’nin yıl dönümünde “Yüce Türk Milleti’ne” diye bir bildiri yayınladılar, bu tehlikeye işaret ettiler;

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve sahibi anayasamızda tarif edilen Türk Milleti’dir. Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milleti’nindir. Egemenlik ve vatan namus gibidir, ortaklık ve bölünme kabul etmez. Öncelikle Türk, etnik bir kimlik değildir. Devletin kurucusunun ve sahibinin adıdır. Bu devletin vatandaşı olan herkes Türk’tür ve birbirine eşittir. Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz. Bu menzile yönelik her türlü siyasî ya da idari tasarruf millî egemenliğimize tehdittir. Karşısında da Türk Milleti’ni bulacaktır.

-Son dönemde gündeme tekrar getirilen “Yeni anayasa” konusu ve “Türkiye Cumhuriyeti, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi ayrımı olmadan 85 milyonun tamamının ortak yurdu, ortak bir vatan” ifadeleri millî egemenliğimize kasteden ifadelerdir.

-Bugün ülkemizin demografik yapısı örtülü bir istila altındadır. Dış politikada bilinçli veya bilinçsiz yanlış kararlarla, ülkemizin sınırlarını yabancılara ve yabancı kaçaklara sonuna kadar açan iktidar, “Türksüz Türkiye”ye doğru yönelmiştir. Bundan derhal dönülmelidir”

Bu çığlığa yürekten katılıyorum!

‘Sivas Ruhu’nu yeniden hatırlatmamın sebebi bundandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi