Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

Siyasetin Kaosu

Bence; kaosun siyaseti yapılıyor...

Siyasette kaos, aslında, bizatihi siyasetçilerin kendileridir...

Genellikle rüzgar eker fırtına biçerler; rakibi “telef etmek” için ahkam keserler...

Geçen hafta siyasette yaşananlar kaosun ayak sesleridir...

Ülkeyi yönetenler ve yönetmek iddiasında olanlar, toplumu korkular ve kaygılar üzerinden kontrol altında tutmaya çalışıyorlar; bunun için kaos ortamı oluşturuyorlar...

Ülkemizde uzun süredir, İktidar, muhalefet partilerini muhalefet, iktidarı millete şikayet ediyor; bunun için meydanları ve salonları dolduruyor; kavgalarıyla tüm gündemi işgal ediyorlar; Milletin dertleri için çözüm üreten bir siyaset ve siyasetçi, bir siyasi söylem yok; yargı süreçleri üzerinden oluşturulan suçlamalar toplumun önüne siyaset olarak konuluyor; toplum bir korku tüneline sürükleniyor.

Kaos; karışıklık, kargaşa hali, düzensizlik…Düzenden önceki düzensizlik süreci...

“Dış etkenlerin gelişigüzel etkilerine açık, istikrarsız, öngörülemez ve kontrol edilemeyen kargaşa” haline kaos denilmekte; değiştirilen düzenin yerine yenisinin konulamadığı süreçlerde yaşananları ifade etmek için kullanılan bir kelimedir. Yaşadıklarımız, iptal edilen Parlamenter sistem ile kurulmak istenen yarı başkanlık sisteminin çatışmasıdır.

Ülkemizde siyasi kaos veya siyasette kaos yaşanırken dünyada yeni bir düzen kuruluyor.

“Kontrollü kaos sürecinden geçiyoruz”

Bu belirleme, İstanbul Sanayi Odası’nın Nisan ayı meclis toplantısında yapıldı.

Sözün kaynağı/dayanağı, Uluslararası Para Fonu (IMF) Ekonomi Danışmanı ve Araştırma Direktörü Pierre-Olivier Gourinchas’ın, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun yayımlanmasının ardından düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada “İkinci Dünya Savaşından sonra 1945 yılında kurulan 80 yıllık küresel sistem sıfırlanıyor ve yeni bir döneme giriyoruz” iddiasıdır.

Bu iddia ABD’nin küresel hegemonya projesidir, meydan okumasıdır.

Eski düzenin bittiği iddiası çok önemli değil ancak henüz adı konulmayan, kuralları ve kurumları belirlenmeyen Yeni Dönem’in belirsizliği; bu durum dünya/bölge ve özellikle ülkemiz için çok sıkıntılı soruları gündeme getirmektedir. Geleceğin belirsizliği ve öngörülemez oluşu ticarette, uluslararası ilişkilerde ve özellikle siyasette kaos yaratmaktadır.

Bu yeni dönem için bilinen tek şey, bu yeni dönemin kurucusunun/patronunun ABD ve TRUMP oluşudur...Ve de “gidişatın çok hızlı ve sarsıcı oluşudur...”

Tehlikeli olan durum, bu kaos ortamını “dengesiz” ve de kendi analistlerinin tespiti ile söylersek; yalancı bir “kesin inançlı” lider tarafından yönetiliyor oluşudur.

‘Küreselleşme’ diye tanımlanan gümrük duvarlarının kaldırıldığı, insanların, sermaye ve ticari malların serbest dolaşımını amaçlayan ve bunu kurumsallaştıran ekonomik düzen ve buna dayalı siyasi yapılar hızla yıkılıyor.

Bu değişimin doğal sonucu olarak veya bu değişimi hızlandırmak için senaryosu ABD tarafından yazılan ve açıktan desteklenen bölgesel çatışmalar hızla küresel bir savaşa evriliyor. Hatta nükleer imha savaşı ihtimali artıyor.

Trump, dünyayı ABD ve Çin diye ikiye bloka böldü. Çin’le başlattığı ticaret savaşında ülkelere “bizimle hareket ederseniz güvenlik şemsiyemiz altında kalırsınız, Amerikan teknolojisine erişiminiz olur ve pazarımız size açık kalır” aksi halde IMF'den, Dünya Ticaret Örgütü'nden ve finansal ağlardan desteğini çekmekle ve gümrük tarifelerini yükseltmekle dünyayı tehdit ediyor, ülkeleri taraf seçmeye zorluyor. Hatta NATO’dan ayrılmayı ve AB’den her türlü desteğini çekeceğini konuşuyor.

Bu yeni değil; 11 Eylül 2001’de New York'taki İkiz Kulelere yapılan terör saldırısından sonra da ABD Başkanı Bush tüm dünyayı “ya bizden tarafsınız ya da teröristsiniz, düşmanımsınız” diye tehdit etmişti.

Türk sanayisinin patronları bu süreci sadece ticaret savaşı değil, kontrollü bir kaos süreci ve bir yeniden yapılanma süreci diye tanımlıyor. Türkiye - ABD İş Konseyi Başkanı Murat Özyeğin “Her şey toz duman içinde” diyor.

Türk sanayici ve ihracatçıları durumun farkında; yeni bir dünya düzeni kuruluyor, Türkiye’nin tüm bağlantılarından/müttefiklerinden vazgeçmeden yeni işbirlikleri yapmak durumunda olduğunun idrakinde muhtemel gelişmelere karşı alınması gereken tedbirler konusunda çalışmalar yapıyorlar.

Ancak, her şeyin toz duman içinde olduğu bu süreçte ülkemizi yönetenler (İktidar) ve yönetmek iddiasında olanlar (muhalefet-CHP) durumun farkında mı? Ağız dalaşı ile meşguller!

Dünyanın en değerli coğrafyasında bulunuyoruz. Ülkemizin jeopolitiği küresel bir değer olarak görülüyor; Bugün küresel güç savaşı yine bizim coğrafyamızda mevzilerini kazıyor;

Böyle bir süreçte Türkiye’nin siyasi kaos içinde olması intihardır!

Siyasetçileri sağduyulu olmaya çağırıyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi