Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

SOKAĞA ÇIKMAK YA DA ÇIKMAMAK

Enflasyonla bilim aracılığıyla mücadele etmek yerine çayıra salmak ve sonra çekinmeden sokağa çıkabildiğini söylemek de bir şekil açıklanabilir, herhalde. Keza salgın hastalık profesörünün yaşadığı yere kesik dana dili bırakmak da açıklanabilir. Dilini keserim senin, anlamındaymış. Pandemide hasta olmayın, gidin aşı olun diyor, doktor. O yüzden dili kesilesiymiş. Açıklamayı rasyonel sınırlar içinde kalarak yapmak zor olur ama nas, kesik dil, utanmaz adamlarız biz vesaire gibi durumları izah edebilmek için istihareye yatıyorum ve kendimden cevaplar bekliyorum.
Hayırlısı, bakalım.
Bu arada sizler sıkılmayın, buyurun. Ferah haberler niyetine…
İçinde bizim de olduğumuz dünyayı bekleyen önemli sorunların başında yoksulluk var. Halihazırda yoksullaşıyoruz ancak durumumuz daha da koyulaşacak. Üretim ve tüketim ekonomisi aynı kaldığı sürece dünya üzerinde sabit kalan yüzde minicik ayrıcalıklı grup geriye kalan devasa kalabalığın haklarını yemeye devam edecek. Coğrafi olarak bizim gibi doğuda kalan ülkelerin bazıları dış yardıma açık tutulacak. Etnik kimliğe dayalı çatışma ortamları yaratmak ve yoksulluk siyasi çevrelerce kullanışlı olmaya devam edecek. Bir makalede okumuştum, son yirmi yılda dünyada “orta sınıf” yüzde yediden, on üçe çıktı diyordu. İki kat artmış. Bizde tam tersi hedeflenmiş bir durum var. Demek ki dünyanın orta sınıf artışına yardımcı oluyoruz, eksilerek.
Geleceğin koyulaşarak derinleşecek bir başka sorunu siyasi kutuplaşma olacak. Hüküm sürmeye başladığını anlamayanınız varsa sorun değil, önünüzde iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir süreniz var. Siyasi partizanlık ve sağ düşüncenin kendini hissettirmeden(!) ağırlık kazanması nedeniyle iş birliği, çözümcü yaklaşım, barış gibi siyasi platformlardan hepten uzaklaştık. Biri soruyor mu, acaba neden?
Zorunlu göçmen, düzensiz göçmen, kaçak göçmen konusu katlanarak devam edecek hem dünyada hem Türkiye’de. Kimse bir gün göçmen olabileceği gerçeği ile yaşamıyor ama, kabaca yüz yıl geriye gidin, büyük dedeleriniz, nineleriniz göçmen değilse ne idiler… Yolda hastalıktan ölenler? Eşkıya saldırısında ölenler? Ukrayna nüfusu savaştan bu yana altı milyon göç vermiş. Orta Doğu’daki istikrarsızlık ve savaşlar nedeniyle bize doğru gelen göçmen sayısı hakkında fikri olan var mı? Birinci Irak savaşından itibaren… Can güvenliğiniz tehlikeye giriyorsa, karnınız doymuyorsa tek bavula koca bir hayat yükleyip yola koyulursunuz. Hep böyle oldu, bu. Siz de hazır olun.
Karın doyması olayı başlı başına sorun olmaya devam edecek, katmerleşecek. Şöyle ki, 2022 Gıda Krizleri Küresel Raporu’na göre ekonomik nedenlerle gıda erişimi kısıtlı olan insan sayısı raporun yayınlanmasından bu yana geçen kısa süre içinde en yüksek artışı gösteriyor. 2016 yılından beri yüzde seksenlik bir artıştan bahsediyorum. Raporun içinde biz de varız. Küresel ve yerel gıda fiyatlarındaki artışı “ekonomik şok” diye belirlemişler. Gelsin enflasyon!
Yoksulluk, siyasi kutuplaşma, göç sorunu, gıda sorunu derken bir de küresel salgın hastalık gerçeği var. Ferah haber niyetine okuyun. Kovid-19 tüm dünyaya -biz hariç- önceden hazırlıklı olmanın önemini gösterdi. Geçtiğimiz iki seneden değerli çıkarımlar elde ettiler, biz hariç. Bilim politikaya yol gösterdiği, rehberlik ettiği sürece akıl ve vicdan kazanıyor. Salgını siyasi çıkarlar için kullanmak kaç insanın ölümüne yol açtı, bilmiyoruz. Bilim, eşitlik ister. Aksi takdirde eşitsizlikleri daha da kötüleştirir. Aşı alımı konusunda zengin ülkeler stoklarını doldurdu. Geliri düşük ülkeler aşıya erişim için nasıl çabaladılar… Sonuçta aşıya erişen hastalığı hafif atlattı, aşı olmayanaysa bir şeyler olmuş herhalde ki el alemin kapısına kesik dil bırakıyor. Yakın gelecekte devletler “zoonotik” hastalıklar yani hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar konusunda araştırma yapmak için ciddi ödenekler ayıracaklarmış. Biz hariç.
Az önce canımı sıkan bir haber duydum: İngiltere, dördüncü çeyrekte (anladığım kadarıyla Ekim ayından itibaren) resesyona yani ekonomik durgunluğa girecekmiş. En az altı ay boyunca devam edecek, diyorlar. İngiliz Maliye Bakanı sokağa çıkar mı, çıkar.
Canımı sıkan, Avrupa’da savaş tehlikesi. Yazı burada biter. Beklediğim istihare gelmedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi