
Uğur Ergan
Suriye, İran Ya Sonra?!
İsrail, Ortadoğu’da böl, parçala ve İsrail için tehdit oluşturmayacak, tersine İsrail’in bölgedeki hegemonyasını daha da güçlendirecek “Uydu devletçik”ler kurma politikasına tam gaz devam ediyor.
Bu politikanın sürdürülmesinde elbette ABD’de Trump yönetimden alınan tam destek çok önemli. İşin vahim yanı bunun hiç çekinmeden açıkça söylenmesi. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in şu sözleri her şeyi ortaya koyuyor:
"Suriye'yi parçalayıp bölmeden savaşı durdurmayacağız. Hizbullah tükenmeden savaşı durdurmayacağız. Gazze Şeridi'nden yüzbinlerce Filistinliyi göç ettirmeden savaşı durdurmayacağız. Gazze'yi kalmak üzere işgal ediyoruz, artık girip çıkmak yok. Bu bir zafer savaşıdır ve işgal kelimesinden korkmayı bırakmanın zamanı gelmiştir. İran nükleer silahtan arındırılmadan savaşı durdurmayacağız."
Ve söyleneni pratikte de hayata geçiriyor İsrail. Gazze’de yaşananlar malum.
En uzun kara sınırına sahip olmamız nedeniyle Suriye’den başlayalım. Ankara istediği kadar görmezden gelmeye çalışsın, bugün Suriye’de Dürziler, Kürtler ve Nusayriler, İsrail’in koruması altındadır.
Güney Suriye’de hedef belli: İsrail güdümünde ve korumasında bir Dürzi Devleti. Esad’ın devrilmesinden sonra Şam’ın burnunun dibine kadar giren İsrail’in Güney Suriye’de işgal ettiği topraklardan çıkacağını bekleyenlere, hayırlı rüyalar.
Gelelim Türkiye açısından hayati önem taşıyan Kuzey Suriye’ye. 26 Nisan’da Kamışlı'da düzenlenen Kürt Ulusal Konferansı'nda alınan kararı, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşıp el sıkıştı diye Ankara’nın zil takıp oynadığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi’nin ağzından aktaralım:
“Konferansın öncelikli talebi, Kürtler de dahil olmak üzere tüm Suriyelilerin siyasi haklarının ‘adem-i merkeziyetçiliği’ destekleyen yeni bir Suriye anayasasında tanınmasıdır.” (Kaynak: Kürt Hawar Haber Ajansı-ANHA)
Adem-i merkeziyetçiliğin anlamının, “Yerel yönetimlerin merkezi idare karşısındaki yetki ve özerkliğinin genişlemesi” olduğunu hatırlattıktan sonra Abdi’nin ağzındaki baklanın ne olduğunu da açıklayalım: “Kuzey Suriye’de Federal Kürt Devleti.”
Efendim, Ankara ve Eş Şara yönetimi “Adem-i merkeziyetçi” anlayışa karşıymış. Olur bunu da, Şam’daki başkanlık sarayında Esad yerine Eş Şara’nın oturmasına karar vermiş, ABD, İsrail ve İngiltere’ye anlatırsınız.
Nusayrilerin de varlığını dikkate aldığınızda üçe, dörde bölünmüş paramparça bir Suriye.
Suriye’de böl parçala yönet işi devam ederken, sıranın İran’a geleceğini sağır sultan bile duydu. Bakın bu konuda da size Ankara’nın diplomasi kulislerinde konuşulanı aktarayım:
“Suriye’de Kürtlerin özerkliğinden sonra sıra İran’da. ABD ve İsrail’in planında şimdilik İran’ın bütünü yok. Planda sanki fitilin, Türkiye sınırına yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta, Türk ve Kürt kökenli nüfus nedeniyle kaşımaya müsait Urumiye’de yakılması var.”
İran’ın Batı Azerbaycan bölgesinde yer alan Urumiye, Azerilerin “Urumiye Türk’tür”, Kürtlerin de “Urumiye Kürt’tür” diye sesini yükselttiği bir yer. Bu yılki Nevruz kutlamalarında Kürtler ile Türkler arasında gerilim yaşandığını da hatırlatmak isterim.
Diyeceğim o ki, “Paramparça Suriye’den” sonra “Paramparça İran” oyunu da devreye sokulursa şaşırmamak lazım. İran sonrası sıranın nereye geleceğini bilmek için de sanırım müneccim olmaya gerek yok. Başarabilirler mi? Hak, hukuk, adalet, demokrasi olursa bence çok zor.