Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Turizm bu yıl nasıl?

Turizmin ülke ekonomisine katkıları, salt konaklama yatırımlarının yoğunlaştığı bölgeler ile sınırlı değildir. Yaşanacak durgunluk; işgücü dahil bütün bileşenleri ve özellikle tedarik açısından, yaz aylarının bilinen yörelerini değil, ülke ekonomisini bütünüyle etkileyecektir. Cari açık nedeniyle önemsenen turizmden elde edilecek döviz geliri, yaşadığımız süreçte büyük önem taşıyor.

Türkiye tatil amaçlı ziyaretçilerinin üçte birini, yakın çevresinde savaşan iki ülkeden sağlıyor. Geride bıraktığımız 2022 sezonunda gerçekleşen yurda giriş sayılarına göre turizm profesyonellerinin, Rusya ve Ukrayna pazarlarında bu sezona ilişkin beklentilerinin gerçekleşemeyeceği, sezonun ortasına gelinen bugünlerde anlaşılıyor.

Liranın hızlı değer kaybı, sınır kentlerimize, Bulgaristan ve Gürcistan’dan günübirlik alışveriş, İran’dan ise kısa süreli gelişleri kayda değer oranda yükseltti.  Ancak bu gelişmenin beklentileri karşılaması söz konusu olamaz.

Girişlerde bu sezon gözlenen artış; savaş nedeniyle uygulanan ambargo yüzünden, Rusya Federasyonu’ndan gelenlerde yoğunlaşıyor. Ağırlıklı olarak İstanbul üzerinden gerçekleştirilen, batıya yönelik Rus transit yolcu trafiği, Türkiye’ye sadece giriş çıkış yapan yabancı ziyaretçi sayılarını artırdı. Ancak gelenler tatil amaçlı turistler değil.


Rusya’dan gelenlerin sayıları ülkedeki turizm hareketine beklenen katkıyı sağlayamıyor. Ancak yetkililerin başarı öykülerine duydukları ilgiyi, istatistiklere yansıtmalarına yetiyor. Ne var ki gerçek hayat ile istatistik arasındaki çelişki kısa sürede kendisini gösterdi. 

Özellikle Güney Ege ve Akdeniz bölgelerindeki tesislerde, ciddiye alınması gereken boşluklar gözleniyor. Boşluğun iki temel nedeni var…

İlki; Türk ekonomisindeki büyük krizin, iç talebi durma noktasına getirmesi. Başta Güney Ege olmak üzere iç pazardan konaklama tesislerine dönük talepte düşüş yaşanıyor. Tesisler bir yana bu bölgelerde yazlıkları olan yurttaşlarımızın, kendi evlerine gelişlerinde de hissedilir azalma var.

İmara açılan alanlarda yükselen ikinci konutlar, Güney Ege ve Akdeniz’de alıcıların tasarruflarını koruma amaçlı, yüksek fiyatlarla satın almaları nedeniyle geçici canlanma yarattı. Bu doğru ancak artan vergiler ve döviz kurları, bu bölgelerdeki ikinci konut kiralamalarına dönük iç talebi olumsuz etkiliyor.

İkinci neden; Türkiye’nin geleneksel hedef pazarı olan Almanya başta, AB ülkelerindeki talep profilini oluşturan kitlenin, pandemi ve ardından Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle, gelirlerinde hissedilen azalma. Genelde orta ve altındaki gelir gruplarından oluşan bu ziyaretçilerin, uzun bir aradan sonra enflasyonla tanışmaları, yurt dışı -daha doğrusu AB ülkeleri dışında- tatil isteklerini frenliyor. Olumsuzluğa AB’nin izlediği turizm hareketinin topluluk içinde gerçekleşmesini destekleyen kararları da katkıda bulunuyor. 

Savaş yüzünden enerji girdilerinde ortaya çıkan olağanüstü artışlar da gelirleri azalan, bu kesimin yurt dışına gidişlerinde ciddi azalmalara yol açtı.

Turizmcilerin en fazla etkin oldukları ve bel bağladıkları Rusya pazarı ise uygulanan ambargo nedeniyle ilginç bir seyir izliyor. 

Türkiye üzerinden giriş-çıkış yapanlar dışında, Antalya’dan başlayarak kıyı bandı ve İstanbul’da konut satın alanların kendi evlerinde kalmayı seçmeleri yeni bir alternatif doğuruyor. Konutlarını yakınlarıyla belli dönemlerde paylaşmaları, Rusya’dan gelen potansiyel açısından baktığımızda, yakın gelecekte konaklama tesislerinin doluluk oranlarını etkileyebilir.

Her yıl gözlenen Temmuz-Eylül aralığındaki fiyat artışlarının en önemli nedeni olan, arz-talep dengesi bu sezon tersine dönmüşe benziyor. Beklenen talep arzın gerisinde kalınca doğal olarak fiyatlar üzerinde aşağı doğru baskı oluşuyor.

Türkiye’de turizmi yönetenler, önümüzdeki dönemde olabilecekleri şimdiden öngörerek, önlem almak zorundalar. İmar planlarında özel kayırmacılık yoluyla büyütülen tesisler, böyle giderse, beklenen rantı sağlayamazlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi