Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Turizmde neler oluyor?

Son dönemde siyasal literatürümüze yeni bir deyim katıldı: “İlk düğmesi yanlış iliklenen gömlek”. AKP’nin döviz rezervlerinin tükenmesine yol açan, iktisatçıları şaşırtan faiz-kur denkleminin ekonomiye yüklediği zararlar için kullanılan bu deyim, turizm için de geçerli.

Yanlış ekonomi politikası sonucu inanılmaz rakamlara ulaşan, cari açığı kapatması umulan turizm, bu yıl sezonun tam ortasında alınan sonuçlara bakılırsa beklentileri karşılamaktan hızla uzaklaşıyor.

Turizmin özelliklerini dikkate almayan, çözümü arazi rantına bağlı yapılaşmayı desteklemekte gören yaklaşım, kuşkusuz AKP ile başlamadı. Ama son dönemde zirveye ulaştığı rahatlıkla söylenebilir.

Pazar profiline göre tasarlanmayan kıyı yapılaşması, geçmişte terörün de etkisiyle; “her şey dahil” uygulamasını büyüttü. Doğal olarak dikey büyümeyi tetikledi. Sonuçta; kamu arazilerinin tahsisi ve ucuz kaynak aktarılarak verilen desteklerin, sosyal ve ekonomik amaçlarından uzaklaşıldı.

Bulundukları çevreden soyutlanmış, temel işlevleri spekülatif, kısa vadeli yap-satçılığı özendiren bir süreç başlatıldı.


İmara açılan alanlarda doğal hayat yok edilirken yerlerine inşa edilen “site” ve yeni Türkiye’nin özentisi “rezidanslar”, kayıt dışı ekonomiyi büyüttüler. Beldenin alt yapısına getirdikleri yükü, gelir kaynakları çok az olan belediyelere yüklerlerken çevirdikleri yapı alanlarında garip bir gettolaşma türünü öne çıkardılar.

Yeni nesil gettolarda ev sahibi olan ve bu yolla vatandaşlık da alan yabancılar, kısa süreli kar eden bir ekonomi yaratsalar da turizmin doluluk beklentilerini olumsuzluğa sürüklediler.

Konaklama tesislerinden dışarı çıkmaları dolaylı yoldan sınırlanan, yabancı ziyaretçiler ile “getto sitelerden” dışarı çıkmayan, çoğunluğu TC yurttaşları; doğal güzellikleri yok edilen Güney Ege’de gündelik yaşama çok az katılmaya başladılar.

Rekabet yüzünden azalan AB ülkelerinden gelenler, sadece düşük fiyat etkisiyle Türkiye’yi tercih ediyorlar. Taklit ürünleri destekleme ünitelerine dönüşen küçük esnaf formatı, ticari hayatlarını yüksek kira ile sürdüren rantçılara, yeni alanları açtı.

Bu süreçte ağır bir bunalım yaşayan ülke ekonomisinin yükü, iç turizmde talebi neredeyse yok etme aşamasına getirdi. Sabit gelirlilerin ev ve otomobil satın alma hayallerinin ardından, yeni gelişen tatil özlemleri de sona erdi.

Ankara’dan verilen izinlerle kıyıları anayasaya aykırı biçimde halka kapatan, “beach” ler, konaklama tesisleri ve siteler, bölgede yaşayanlar ile deniz arasında en büyük engeli oluşturuyorlar.

”İç talebe dayanmayan hiçbir mal ve hizmet üretiminin, uluslararası alanda rekabet edemeyeceği”, gerçeği kendisini gösterdi. 

Yurtdışı talebin azalması kıyı bandında ciddi oranlarda boşluklar yarattı. İç talep de dramatik biçimde düşünce, sezon bitmeden sorunlar tırmanmaya başladı.

Resmi ziyaretçi sayıları ile turizmin gerçeği hiç bu kadar çelişmemişti. Savaş nedeniyle yurtdışı çıkışlarını Türkiye üzerinden gerçekleştirmek zorunda kalan Rusya’dan, transit giriş-çıkış sayılarını turizm hanesine olumlu yazmaya çalışan anlayış, konaklamadaki boşluğu açıklamaya yetmiyor.

Turizmde önümüzdeki yılları düşünerek yeni önlemler almak yerine, radikal görüşlerle kamuoyunu Türkiye gerçeğinden uzak tutma çabalarını dengelemek, bundan sonra turizmcilerin gündemlerinin en üstünde yer almak zorunda.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi