Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

‘Türkiye'ye nefes aldıran’ kadın ‘Efsane’ ile karşımızda

Nefes alıyorsan yaşıyorsun demektir ancak nasıl nefes aldığın da çok önemli bir mevzu haline geldi. Doğru nefes almanın insan hayatında nasıl bir fark yarattığı, gittikçe önem kazanmaya başladı. Nefes almak üzerine yıllarca kafa yoran Türkiye’deki ilk kadınlardan biri Nevşah Fidan, o dönemler kendisini televizyon programlarına konuk da etmiştim. Yakın çevremdeki çok arkadaşımın da Nevşah Hanım sayesinde hayatlarının değişimine tanık oldum diyebilirim. Nevşah Fidan Karamehmet yıllar sonra yeni bir projeyle karşımızda. Nevşah Hanım ile yıllar öncesinde başlattığı yolculuğunu, yaptığı çalışmaları ve yeni gösterisini konuştuk. Herkese nefes alabilecekleri güzel zamanlar dileriz.

Sizin yeniden doğuşunuz nasıl gerçekleşti, nefes yolculuğu hangi nedenle ve nasıl başladı?

Ben kendimi bildim bileli, yaklaşık 12-13 yaşlarımdan itibaren, hayatı derinlemesine düşünmeye ve sorgulamaya zaman ayıran, iç dünyasına düşkün biriyim. Çocuk yaşlarda kendi odamda vakit geçirir, yazılar ve şiirler yazardım. Ortaokulda felsefeye ilgi duymaya başladım; 13-14 yaşlarında spiritüel konulara merak saldım ve 16-17 yaşlarında Schrödinger gibi düşünürleri okumaya başladım. Bu süreçte, gün içinde sessizce kendi kendime kalmanın önemini fark ettim.​ Erken yaşlarda meditasyonun, insanın kendisiyle ve nefesiyle kalmasının değerini anladım. İlk evliliğim sırasında yaşadığım stresli ve zor dönemde, içsel dengenin ne kadar hassas olduğunu deneyimledim. Bu süreçte nefesin gücünü keşfettim. Yaklaşık 25 yıl önce, profesyonel olarak nefesin insanın fizyolojik, psikolojik, bilişsel ve duygusal farkındalığını nasıl artırdığını ve sağlığına katkıda bulunduğunu öğrendim. Bu bilgilerle, Türkiye'de ilk kez nefes koçluğu sistemini tanıttım.​

dscf8372.jpg

Nefes Koçu Federasyonu

Bu yolculuğun içinde yoga, nefes ve daha neler var? Bu anlamda spiritüel yaşamın farkındalığını başlatan ilk isimlerden biri olabilir misiniz?

Amerika'da nefes koçluğu eğitimleri aldım ve Türkiye'ye getirdim. Nefes Terapisi olarak başlayan bu alanı, Nefes Koçluğu olarak adlandırdım ve mesleki standartlarını belirledim. Mesleki Yeterlilik Kurumu ile yaklaşık 3-4 yıl çalışarak, Nefes Koçu Federasyonu'na başkanlık ettim. Türkiye'de nefes çalışmalarını başlatan ilk kişi olarak tanındım.​ Ancak mesleki kimliğimi en iyi "düşünür" olarak tanımlayabilirim. Aynı zamanda bir yazarım; 12 kitabım var ve çoğu çok satanlar listesine girdi. Spiritüel yaşam farkındalığını Türkiye'de ilk başlatan kişilerden biri olabilirim. Erken yaşta içe dönük (introvert) yaşamın önemini kavradığım için, şimdi de bu yaşam tarzını öğretiyorum.​

“Efsane, tek kişilik komedi tiyatrosu”

“Efsane” ismini verdiğiniz performans nasıl bir gösteri, adı neden efsane?

Efsane, yani neden Efsane? Nasıl bir gösteri? Neden Efsane’yi aslında oyunda öğreneceksiniz. Efsane’nin neden Efsane ismi takıldığını tabii ki oyuna gelenler öğrenecekler. O bir sır. Geldiğinizde öğrenirsiniz. Efsane, tek kişilik bir komedi tiyatrosu. Stand-up değil ama tam anlamıyla tiyatro da değil; ikisinin arasında bir komedi gösterisi diyebilirim. Kendi hayat hikâyemi anlattığım, senaryosunu yazdığım ve oyunculuğunu üstlendiğim bir yapım. Prodüksiyonunda Ayşegül Harder yönetmen olarak, İnci Türkay ve Cem Tuncer gibi önemli isimler de yer aldı. Müzikleri ve ışık sistemi özel olarak hazırlandı.​

img-20250425-wa0032-1.jpg

“Hayat amacım çok net”

Tek kişilik gösteri yapma fikri nasıl oluştu, proje nasıl doğdu ve sahneye taşımaya karar verdiniz?

Ben zaten 25 yılı aşkın süredir sahnedeyim; binlerce kişinin önünde konuşmalar yaptım. Profesyonel konuşmacı olarak yurt dışında da beş bin kişilik kitlelere hitap ettim. Bir insan konuşmacıysa, profesyonel konuşmacıysa benim gibi zaten o stand-up'a çok yakın demektir. Hani çünkü espriler de yapıyorsunuz, kendi hayatınızdan hikâyeler de anlatıyorsunuz. Bu deneyimlerim, sahne performansımı geliştirdi ve beni stand-up'a yakınlaştırdı.​ Londra'da yıllar önce ciddi oyunculuk eğitimleri aldım, ancak bu yeteneklerimi hiç kullanmamıştım. Bu gösteri için tekrar sahneye döndüm. İzleyenler, "Sen bir oyuncu olmalıymışsın" diyorlar. Ancak benim asıl amacım, düşüncelerimi ve fikirlerimi insanlara aktarmak. Bu nedenle oyunculuk benim için eksik kalıyor.​ Hayat amacım çok net: İnsanların farkındalığını artırmak, hayatlarını güzelleştirmek, iyileştirmek ve derin düşünmeye yönlendirmek. "Efsane" tiyatro oyunu da tam olarak bununla ilgili. Kadının güçlenmesi için yapılıyor. Hayatım boyunca kendi ayakları üzerinde duran, özgür yetişmiş bir kadın oldum. Bu gösteriyle, kadınlara kendi güçlerini ve yaratıcılıklarını hatırlatmak istiyorum.​

İlk kez İngiltere'de gösterim yaptınız, Türkiye’deki gösterim ne zaman ve nasıl bir heyecan içindesiniz?

İlk gösteri, 26 Nisan'da Londra'da Leicester Square Theatre'da sahnelendi. Türkiye'de ise 2 Mayıs'ta Zorlu PSM'de olacak. Tüm izleyicilerimizle buluşacağımız için büyük bir heyecan duyuyorum.

Modern kadının iç dünyasındaki çelişkileri yer alacağı bir içerikten bahsediyorsunuz. Bu çelişkiler neler?

Bu oyunla birlikte, kadının iç dünyasının sadece çelişkilerden değil; yaratıcılık, derinlik ve içsel güçten oluştuğunu göstermeye çalışıyorum. Kadının ruhsal dünyasındaki zenginlik, aslında onun hayattaki duruşuna ve üretkenliğine güç katıyor.

“Dünyanın dört bir yanından öğrenciler var”

Sizin eğitimleriniz neler, ne gibi farkındalık yaratıyor ve hayatımızda neler değişiyor?

Nevşah Enstitüsü'nde, insanların kendi öz varlıklarıyla buluşmalarını sağlayacak metotlardan oluşan dört yıllık bir müfredatımız var. Dünyanın dört bir yanından öğrencilerimiz bulunuyor; Amerika, Avusturya, Avustralya, Almanya, Belçika, Türkiye, Azerbaycan, Hollanda ve Kanada gibi ülkelerden katılım sağlanıyor.​

Nevşah Enstitüsü'nün tüm kursları dijital platformda devam ediyor. Öğrenciler, videolar izliyor, her hafta benimle düzenli buluşmalar yapıyor ve kendi kendilerine egzersizler uyguluyorlar. Enstitümüz, bir insanın yaşamının her alanında ustalaşmasını ve ilerlemesini sağlayacak güçlü formüller sunan, dünyadaki sayılı ustalık okullarından biridir.

ekran-goruntusu-2025-04-25-230842.jpg

“Efsane” bir mesaj, bir çağrı niteliğinde”

Efsane performansında sahnede neler izleyeceğiz ve nerelerde sahneye çıkacaksınız?

Gösteri boyunca, kendi hayatımdan örneklerle kadınların nasıl kendi ayakları üzerinde durabileceklerini, dışsal onaylara ihtiyaç duymadan nasıl tam ve güçlü bir birey olabileceklerini anlatıyorum. Bu anlamda “Efsane” sadece bir gösteri değil, bir mesaj, bir çağrı niteliğinde. Mayıs ayı boyunca Türkiye'de bir turne planlanıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi