Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Umut hakkı

MHP Genel Başkanının açıklamalarıyla başlayan tartışmalar, bir süredir Ankara kulislerinde dolaşan söylentileri doğruladı. TBMM çatısı altında, İmralı’da çeyrek yüzyılını tamamlayan Öcalan’ın, serbest bırakılacağı izlenimi uyandıran tasarımın ilk perdesi açıldı.

TBMM’nin yeni yasama yılındaki ilk oturumu sırasında, Genel Kurul’da el sıkma ile başlayan bu yakınlaşmanın, önceden planlandığı seziliyor. Cumhur İttifakı ortaklarının son özel buluşmalarında, gündemin ilk belki de tek maddesinin MHP liderinin deyişiyle DEM’lenmek ile ilgili olması, siyasal yaşamımızda ilk kez gözlenen bir çelişki değil.

Ekonomi yönetiminin, rakam oyunlarıyla giderek yoksullaşan on milyonlarca seçmeni başarı hikayesine ikna edemeyeceği ortada. Dar boğaz yüzünden iktidarın zamanında yapılacak seçimlere kadar sürdürülemeyeceği anlaşılıyor. Bu gerçekliğin muhalefet değil ama AKP-MHP liderliğince anlaşılması da hayli ilginç.

Aradan geçen çeyrek yüzyıl sonra, Öcalan bir kez daha Türk siyasetini derinden etkileyecek bir tasarımla ortaya çıkıyor. Ecevit Hükumetine can suyu taşıyan Kenya operasyonun, günümüz koşullarında bir benzerini yaşayacağımız anlaşılıyor.

Ortadoğu’da 1990 yılında Irak Savaşı ile başlatılan, BOP’un bir üst aşamasına geçildiği söylenebilir. Kuzey Irak’ta silahlı etkisi giderek azalan, Türkiye sınırları içinde gücü kalmayan ayrılıkçı Kürt siyasal hareketinin, bu kez karşımıza Suriye’de farklı bir siyasal kimlik ile çıkması sürpriz olmayacak.

Güneyinde İsrail baskısı altındaki Suriye’nin, Kuzey sınırlarındaki özerk bölgede gerçekleşecek bir Kürt siyasal oluşumunun ardından fiili işgal altındaki Golan Tepelerini resmen İsrail’e terk etmesi, sonraki aşama olacağa benziyor. Böylece İran’ın rejim değiştirmeye zorlanması dışında BOP’un amacına ulaştığı söylenebilir.

AKP-MHP ortaklığının Kürt politikasındaki bu ani değişiklik önerisini, Bahçeli’nin tanımıyla “Umut Hakkına” bağlamanın ne denli inandırıcı olduğu kuşkusuz tartışılacaktır. Ancak bu tasarımın başarıya ulaşabilmesi, CHP ve Edirne’de tutulan Selahattin Demirtaş’ın destekleri ya da etkisizleştirilmelerine de bağlı.

MHP Genel Başkanının 22 Ekim günü Meclisteki açıklamalarından bir gün önce, CHP Genel Başkanı Özel’in Edirne’de Demirtaş’ı ziyaretini, bu gelişmelerden bağımsız düşünmek, siyasetin doğasına aykırı düşer. Üstelik 6 gün sürecek kapsamlı bir Güneydoğu ziyaretinden söz etmesi de dikkate alındığında, bazı soruların yanıtlarını bulmak kolaylaşıyor.

CHP’nin yerel seçimlerdeki başarının üzerinden, erken seçime dayalı siyaset kurgusu yerine yumuşama ve uzlaşma çizgisinde ısrarlı tutumunun, perde arkası bu açıdan bakınca aydınlığa kavuşuyor.

Acımasız bir servet transferiyle sonuçlanan, faiz ile enflasyon arasındaki yanlış ilişkinin yol açtığı ekonomik güçlükler, son gelişmelerin etkisiyle aşılacağa benzemiyor. Ancak Bahçeli’nin önerileriyle siyasal gündemin ilk sırasında yaygınlaşan tartışmaların Türk siyasetinde yeni bir süreci başlatacağını tahmin etmek falcılık sayılmamalı.

Siyaseti, ekonominin yoğunlaşmış hali olarak tanımlayan anlayışı doğrulayan, iç siyasetteki son gelişmelere bu yönden de bakmak gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi