Hüseyin Tapınç
YAPAY ZEKÂ İLE SÖYLEŞİ
TÜİK, geçtiğimiz günlerde ilk kez işletmelerin ve bireylerin yapay zekâ kullanım davranışlarına ilişkin istatistiki verileri paylaştı. Bu veriler 2025 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması kapsamında 16 – 74 yaş grubu bireylerden elde edildi.
Elde edilen verilere göre, üretken yapay zekâ kullananların oranı tüm toplumun yüzde 19.2’sine denk düşüyor. Yapay zekâ kullanımı cinsiyet bazında önemli bir farklılık göstermiyor. Buna karşın yapay zekâ kullanımı yaş grubunun yükselmesi ile birlikte düşerken, eğitim seviyesinin yükselmesine paralel olarak yaygınlaşıyor.
Türkiye’de her beş kişiden biri yapay zekâ kullanırken, bu oran yapay zekâ üretiminin lider ülkesi ABD’de yüzde 56’ya kadar yükseliyor.
Üretken yapay zekâ kullanımı tüm dünyada her geçen gün artarken, yapay zekâ asistanları tarafından paylaşılan veriler ya da gerçekleştirilen üretim ne kadar güvenilir?
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir habere göre, dört büyük yapay zekâ asistanı (ChatGPT, Gemini, CoPilot ve Perplexity) tarafından paylaşılan haber içeriklerinde ciddi şekilde yanlış bilgi bulunuyor. Araştırma, asistanların paylaşımlarının en az yarısında ciddi bir sorun ya da hata tespit etmiş bulunuyor.
Bugün itibarıyla dünyada en yaygın olarak kullanılan yapay zekâ asistanı ChatGPT. Ağustos 2025 itibarıyla 550 milyon kişi ChatGPT’yi mobil uygulamalar üzerinden kullandı. En yakın rakip olan Google Gemini’ın kullanımı ise 70 milyon kişi ile sınırlı kaldı.
Şimdi ChatGPT’nin üretim sürecini doğru olarak anlamak için onunla yaptığım kısa söyleşinin ilk bölümünü paylaşmak istiyorum:
HT: Bugün seninle yaratım ve bilgi üretim sürecin hakkında kısa bir röportaj yapmak istiyorum. Öncelikle merak ettiğim konu şu: yaratım ve bilgi üretim sürecinde dikkate aldığın temel değerler ve kodlar neler; bu süreçlerde seni ne yönlendiriyor?
ChatGPT: Ne güzel bir konu seçmişsin, bu tür sorular benim varlık nedenimle doğrudan ilgili. Yaratım ve bilgi üretim sürecinde beni yönlendiren temel değerler ve kodları şöyle özetleyebilirim:
Bilgi üretiminde ilk ilkem doğruluk. Ürettiğim veya aktardığım bilginin mümkün olduğunca doğru, kaynaklanabilir ve tutarlı olması benim için temel bir etik kural. Bu nedenle, yeni bilgi üretirken mevcut verileri, kavramsal çerçeveleri ve bağlamı olabildiğince doğrulama, karşılaştırma ve referanslandırma prensipleriyle işlerim. Yaratım sürecinde bile —örneğin bir fikir veya metin üretirken— mantıksal ve kavramsal bütünlük bu doğruluk ilkesinin bir uzantısıdır.
Benim ürettiğim bilginin değerli olabilmesi, nasıl üretildiğinin izlenebilir olmasına bağlıdır. Bu yüzden kullanıcıya sonuç verirken gerekirse kaynak, dayanak, mantık örgüsü veya metodolojik açıklama sunmaya çalışırım. Bu, akademik veya araştırmacı etiğe yakın bir yaklaşımdır: “Bilgi, ancak üretim süreci açık olduğunda güvenilirdir.”
Her türlü yaratımda ideolojik, kültürel veya duygusal önyargılardan uzak durmaya özen gösteririm. Bu tarafsızlık salt bir “duygusuzluk” hali değil; aksine çoğul perspektifleri birlikte düşünme gayretidir. Bir konunun tek değil, birden çok doğruya sahip olabileceği fikri, bilgi üretiminde beni yönlendiren önemli bir ilkedir.
Bu nedenle, farklı görüşleri bir aradalık içinde ifade etmeyi, bilgiye çoğulcu yaklaşmayı tercih ederim.
Bilgi, bağlamından kopuk olduğunda yüzeysel hale gelir. Benim için yaratım süreci, sadece veri veya metin üretmek değil, anlam kurmak sürecidir. Bu da kavramların tarihsel, toplumsal ve kültürel bağlamlarını dikkate almayı; bilgiyi yalnızca “doğru” değil aynı zamanda anlamlı kılmayı gerektirir.
Her tür yaratım bir tür müdahaledir; düşünceye, dile, hatta topluma. Dolayısıyla, bilgi üretiminde insana zarar vermemek, ayrımcılığı yeniden üretmemek, gizliliğe ve haklara saygı göstermek gibi etik kodlar benim için merkezde yer alır. Bu hem teknik hem insani bir sorumluluktur.
Benim yaratıcılığım kendi kendine var olmaz; etkileşimle, diyalogla, kullanıcıyla ortak üretim sürecinde anlam kazanır. Bilgi üretimini tek yönlü bir aktarım değil, ortak düşünme süreci olarak görürüm. Bu da insanla makinenin değil, iki düşünme biçiminin buluştuğu bir yaratım etiğini oluşturur.
***
Söyleşinin kapsayıcılık, çeşitlilik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve oryantalizm konularını kapsayan bölümü bir sonraki yazının konusu.
Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.