Haldun Solmaztürk

Haldun Solmaztürk

Öğrenmiyorlar… ‘Asrın felaketi’ deprem değil; bu yönetim anlayışıdır.!

Depremlerin üzerinden bir yıl geçti…

Kötü yönetimin bedeli çok ağır oldu. Ölenler, yaralananlar, kaybolanlar, yıkılan şehirler…

Fakat İçişleri Bakanı üç gün önce AFAD’ta, nasıl ‘mucizeler’ yarattıklarını anlatıyordu.

Asrın felaketini asrın dayanışmasına çevirmişler—öyle söylüyor…

Yüzlerce ‘rakam’ paylaştı ama tek bir hata, eksik, ihmal ya da alınan dersten söz etmedi.

Ne bakanlık olarak ne de hükümet olarak üstüne alındığı hiçbir kusur yoktu.!

‘Asrın felaketi’ Allah’tandı; “Rabbim ülkemizi her türlü afetten korusun” diye niyaz etti.

Halbuki Doğu Anadolu Fayındaki deprem aralıklarının 300-600 yıl olduğu, sismik boşluklarda beklenen ortalama 7-7,5 büyüklüğündeki depremlerin, büyük yıkıma sebep olacağı biliniyordu.

Yapılması gereken; ‘Risk Azaltma’ ve ‘Müdahale’ planlarının, plan seminerleri, masa-başı tatbikatları ve fiili tatbikatlarla test edilmesi, sonra personel ve araç seferberlik planlarının geliştirilmesi, teşkilatlar depreme hazırlanırken, teçhizat ve malzemenin depolanmasıydı.

Ama hiçbiri yapılmadı, deprem riski yok sayıldı…!

(‘Parti devleti deprem riskini yok saydı.!’ Gazete Pencere, 13 Şubat 2023)

Sonuçta, kurtarmadan ilk yardıma, tuvaletlerden güvenliğe her şey aksadı…

Aslında AFAD’ın da illerin de Afet Risk Azaltma planları vardı; eksik olan tatbikatlardı.

AFAD 2022 yılını ‘Türkiye Afet Tatbikat Yılı’ ilan etmişti ama tatbikat (!) dedikleri valilerin, kaymakamların okul sıralarının altına girip çocuklarla ‘Çök, Kapan, Tutun’ oynamalarıydı.

Dünyadaki ‘cehennem’ öngörülememiş, müdahale için hazırlık yapılmamıştı. AFAD, acziyet içinde “Öngördüğümüzün çok ötesinde bir afetle karşı karşıyayız” diyordu.

AFAD Başkanından il AFAD müdürlerine sıralı sorumluların—ve kurumların—bu çapta ve içerikte ‘müdahalenin’ gerektirdiği eğitim, birikim ve yetenekten uzak oldukları açıktı.!

Geçen yıl bugün—depreme bir gün kala—AFAD Afetlere Müdahale Müdürü bir ‘ilahiyatçıydı’.!

Nakşibendilerin Somuncu Baba Dergisi’nin genel yayın yönetmeni; ihtisası da ‘tasavvuf’…

Diyanet İşleri Başkanlığından gelmiş, depremden 1 ay önce AFAD ‘müdahale’ müdürü olmuştu.

Afete nasıl müdahale (!) ettiğini hep birlikte gördük…!

Sonra, sandık ki uyandılar, öğrendiler—yanılmışız…

Erdoğan “Türkiye’yi dünyanın afetlere en hazırlıklı ve sonrasında en hızlı ve etkili tepki verebilen ülkesi hâline getirmekte kararlıyız” diyordu—yirmi iki yıl sonra şükür o noktaya gelebilmiş.!

Çevre ve Şehircilik Bakanı, İmar Affı’nın kahraman uygulayıcısı, “Vatandaşlarımız müsterih olsun. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bilimin ışığında çalışmaya devam edeceğiz” diyordu.

Ama gündemlerinde yine ne bilim, ne ‘tatbikat’ ne de liyakat vardı.

Varsa yoksa ‘algı’ yönetimi…

Ekim 2023’te—depremden sekiz ay sonra—Afetlere Müdahale Genel Müdürünü değiştirdiler.

Yeni ‘genel müdür’ ilahiyatçı değil, emniyet kökenli…

Ama AFAD, nedense personel özgeçmişlerini MİT’ten daha gizli tutuyor, saklıyor; AFAD’ın sitesinde genel müdürün adını tıkladığınızda sayfa AFAD Başkanı Oktay Memiş’e gidiyor.?

Emniyet kökenli ama polis memuru mu, amir mi, nerede, ne görevler yapmış, meçhul.!

‘Doktor’ ünvanı var ama hangi alanda, hangi üniversitede, doktora tez konusu nedir, saklıyorlar.

Anlaşılıyor ki polislikten sonra Samsunda, Amasya’da kamu hastanelerinde görev almış, sonra birden AFAD’cı olmuş; Sivil Savunma ve Strateji Geliştirme daire başkanlıkları yapmış.

Artık arama-kurtarma, sivil savunma, afet yönetimi, müdahale planları hep onda…

Tatbikatlar da yeni Müdahale Genel Müdürü’nün sorumluluğunda ama tatbikatın adı bile yok.!

Eylül ayında—o gelmeden önce—Bakü’de yapılan bir ‘tatbikata’ AFAD da 2 araçla katılıyor. Türk polis ve jandarma helikopterleri de var—afetzedeleri helikoptere alıyorlar.

Hepsi bu…

Bunu ‘Tatbikat yaptık’ diye AFAD sitesine koymuşlar—hala orada…!

Depremde ölenlerin sayısı 53,537, yaralıların sayısı 107,213…

Ama “Öngördüğümüzün çok ötesinde bir afetle karşı karşıyayız” diyen AFAD başkanını depremden altı ay sonra ‘başarılı’ hizmetleri nedeniyle taltifen Edirne Valisi yaptılar.

Depremin yüzümüze vurduğu temel sorun bilime sırtını dönenlerin bir türlü öğrenememesidir.

Devlet kadrolarının ‘liyakat’ dışı tercihlerle doldurulması devlet kültürünü yok etti.

Plansız, programsız, keyfi, kişisel, denetlenemeyen, akıl dışı yönetim tarzı, hiç ders almıyor…!

Devleti yönetmek yerine ‘algıyı’ yönetmeye çabalıyorlar…!

Öğrenmiyorlar…

‘Asrın felaketi’ yaşadığımız o depremler değil, bu yönetim anlayışıdır.!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Haldun Solmaztürk Arşivi