Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

Uzakların Züppesi

Anlatacağım züppe çift, öyle bir düğünle evlenmişti ki yandaşları üç gün üç gece devasa bir şölenle hopladı, zıpladı. Sonraki günlerde ülke halkı kulaktan kulağa yayılan düğün masraflarını konuştu. Bu nasıl bir züppelik, diye. Çift, ülkeye daha önce başkanlık etmişlerin sarayında oturacaktı elbette. Ama bakın şu işe: Sarayın içini eski buldular! Hemen tadilat-dekorasyonla sarayın içini tamamen yenilettiler. Abartılı döşettiler, delice pahalı ve görgüsüz bir hayatın göstergesi haline getirdiler. Avrupa’dan mobilyalar, antikalar satın alındı. Özel yapım ipek halılarla sarayı donattılar. Kimin parasını harcadıklarını sormuyorsunuz, değil mi… Halkın, elbette.

Yirmi yılın sonunda iktidarını iyice pekiştirmiş, halkın parasını ve kamuya ait arazi, mülk, doğal kaynak ne varsa hortumlamış, üstüne çökmüş bir başkanlık yönetimi ülkenin başına bela oluyor. Nasıl bir özgüvense, halkın arasında rahatça dolaşamamalarına rağmen züppe olmaya devam ediyorlar.

Açgözlü Züppe

Din, dua açgözlülüğe çare olmuyor, ruhu dizginlemiyor, insanın içini zenginleştirmiyor ve mala mülke bir açlık duyuyorlar ki sormayın. New York’ta sayısı hala belli olmayan pek çok lüks gayrimenkul satın alıyorlar. Özellikle, satın aldıkları bir bina var -adı lazım değil- işte onu kendileri için bir statü sembolü olarak görüyor, züppe çiftimiz. Geldikleri noktada ailenin güvenilir diğer üyeleri adına açtırdıkları “offshore” hesaplar aracılığıyla elde ettikleri yolsuzluk gelirleri hepsini doyuruyor. İşleyen bir sistem kurmuş oluyorlar.

Marka ve Özel Yapım

Sonu yok, züppeliğin. Başkan ve şürekâsı, ortamı müsait kılınca ülkenin anayasasını değiştiriyor ve kendisini ömür boyu başkan ilan ediyor. Bu çok önemli çünkü, otoriter yönetim pekişmiştir ve gücü daha da artırmak imkânı doğmuştur. Hadi şimdi başkana ve karısına züppe deyin, gücünüz yetiyorsa! Karısından söz açmışken, bir zaman sonra seçimi kaybedince ve oturdukları sarayı palas pandıras terk etmek durumunda kalınca geride bavula sığdıramadığı üç bin ayakkabı -rakamla 3000 çift ayakkabı- (hepsi marka ve özel yapım) yanı sıra mücevher koleksiyonu tüm dünyada gündem oldu. Ülke halkı yoksulluktan kırılırken, sarayın içindekilerin yaşadığı akıl almaz hayat gün yüzüne çıktı. Yaşı yetenler hatırlar. Saraya kameralarıyla giren gazeteciler “first lady”nin kocaman bölümlerden oluşan giyinme/soyunma odalarını şaşkınlıklarını gizlemeden görüntüledi.

Kim Kimdir?

Geçen hafta gündemimize bir züppe kavramı sokulunca beni bir düşünce aldıydı: Biz züppe diye kime deriz? 1980’lerden bildiğimiz züppe ve hırsız bir çift vardı, neydi, kimdi, hangi ülkeydi diye. Rutubeti alınmış özel bölümlerde kat kat dizili, sonsuz sayıda ayakkabı (yukarıda 3000 çift dedim ama bazı kaynaklar daha fazla diyor), 508 gece elbisesi, 15 kürk manto, 800’den fazla el çantası görüntüsü zihnimde belirdi. Filipinler’in meşhur eski Başkanı Ferdinand Marcos ve karısı Imelda Marcos koşarak geldi, aklıma. Yukarıda onları anlattım. Anlattım diyemem, yazmadığım çok bilgi var. Kaynaklar herkese açık, bakabilirsiniz merak ederseniz.

Hırsızlar

Sonuç olarak, halk yetti artık deyince (ordu da aynı fikirdeydi), Ferdinand ve Imelda Marcos 26 Şubat 1986 tarihinde Hawaii’ye kaçtılar. Hawaii halkı biz bu hırsızları istemiyoruz diye kampanya başlatınca, çift askeri havaalanında bir ay yaşamak mecburiyetinde kaldı. Sonra da Hawaii’nin başkentinde, özellikle yalıtılmış bir bölgede, çevreden kopuk bir bina kompleksinde yaşadılar. 3 yıl sonra sürgün Başkan Ferdinand Marcos hastalıktan öldü. Öldüğünde karısı Imelda yanında değildi. Gezmekteydi.

Keyifli Uçuşlar

Marcoslar 1986’da halkın vergisiyle alınmış özel uçaklardan birine doluşup Filipinler’den kaçarken, uçakta sayısı 80’i bulan dost ve akraba vardı. Yanlarında ayrıca balya halinde (nakit) milyonlarca Amerikan Doları, hisse senetleri, mücevher ve kiloluk altın külçeler mevcuttu (uçak Hawaii’ye inince Amerikalı yetkililer saymış). Imelda 1991’de ülkesi Filipinler’e döndü. Zimmete para geçirmekten, yolsuzluktan yargılandı, halktan çaldıklarının bir kısmını geri ödemek zorunda kaldı. Hala da ödüyor sanıyorum ancak ABD’ye ödüyor… Nedense…

Garipliğe bakın ki, yeni nesil Filipin halkı 2022 yılında Imelda’nın oğlunu ülkenin başkanı seçti. Imelda bugün 95 yaşında, sağlığı oldukça sallantılı ama sarayda…

Hiç bu kadar inatçı züppe gördünüz mü, siz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi