Aytuna Tosunoglu
Haksızlığa uğrayanlar
Size de oluyor mu?
Bazı sabahlar var hani, insanın kendini ülkesine yabancı hissederek uyandığı… Sanki tanıdığı her sokak, yürüdüğü kaldırımlar artık başka bir dil konuşuyormuş gibi. Haksızlığa uğramak tam da böyle bir his işte. Bildiğini sandığın düzenin aslında seni tanımadığını fark ettiğin o an. Yine de içten gelen bir ses, kendi sesin: “Adalet bir gün beni bulacak.” Bu, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir özgürlük…
Gözaltı
Gazeteci Yavuz Oğhan kısa bir süre önce sosyal medya hesabında şöyle yazdı, “6 Kasım’da, ‘gözaltı’ denmeden gözaltına alınarak polis eşliğinde Mali Şube’ye götürüldüm… Aramızda tek bir telefon görüşmesi bulunmayan, tespit edilemeyen Emrah Bağdatlı ile tam 127 baz istasyonu kesişimi verdiğime dair bir tablo önüme kondu.” Bazen tek bir cümle haksızlığı anlatır ama korkak gibi saklanır. Bazen bir şemanın içinde, hiç gitmediğin bir yerde adının geçmesinde saklanır, haksızlık. “Tanımıyorum” demek yetmez olur. Karşınızda gerçeğe sağır kulaklar var çünkü.
Hakikat
Oğhan devam ediyor, “Tanısam “tanıyorum” derdim; tanımadığım için “tanımıyorum” dedim. Buna rağmen sözümün hiçbir kıymeti olmadığını gördüm.” İşte haksızlık budur: Gerçeği söylediğinde inanılmamak. İnanmıyor musunuz? Peki. Öyle olsun. Ama gözden de kaçmasın: Hakikat sessizce içinde ve dimdik ayakta durur. Bunu sadece doğruyu söyleyenler görür. Doğruyu söylemek insanın kendine verdiği bir sözdür.
Ülkemizde birçok gazeteci düşüncesinin, kaleminin, hatta sessizliğinin bile suç sayıldığı günlerden geçiyor. Unutulmamalıdır ki her baskı kendi direncini de doğurur. Haksızlık insanı yorar yormasına ama aynı zamanda onu daha netleştirir. Duyulan ses korkunun değil onurun sesidir.
Hukuk Adına
Oğhan’ın şu sorusu bu dönemin aynası gibi: “Gerçeği söylediğimi kanıtlayamıyorsam, hiç tanımadığım biriyle “buluşmuşum” gibi gösteriliyorsam… ortada hukuk adına savunulacak bir metin kalır mı?” Bir metnin değeri onu yazanların cesaretinde(!) gizlidir ve zamanı aşar. Gerçeğe inanan insanlar varken hiçbir iddianame gerçeğin üzerine beton dökemez.
Durmak Yok
Bugün haksızlığa uğrayanlar kendilerini yalnız hissediyor olabilir. Ama yalnız değiller. Onların sessizliğini duyan milyonlar var, belki sokakta değil ama yüreklerinde yan yana duruyorlar. İnanıyorum ki bir gün bu ülkede “tanımıyorum” diyen bir insanın sözü delil diye ortaya konan şeyden güçlü olacak. Adaletli olunacak. Ayrıca bilirim ki haksızlığın ömrü kısa, hakikatin nefesi uzundur.
Sanki yabancıymışsın gibi hissettiğin bu güzel ülkede, belki bugün gökyüzü kapalı ama inan, bu da geçer. Geçer. Hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmez.
Bu yazımı haksızlığa uğrayan tüm gazetecilere ithaf ediyorum.