Tedesco’nun derbi sorunsalı

“Korkunun ecele faydası yok”. Tedesco Türkçe öğrenmeye hevesli, lütfen birisi bu atasözünü anlatsın kendisine. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyim, Tedesco’nun başını yerse bu derbi sorunsalı yer. Derbileri oynayamıyor Tedesco. Yenilmekten korktukça yeniliyor, kaybediyor. Bu maç için kadrodaki eksikliklerden söz edeceğiz ama sahaya çıkardığı oyuncuları da doğru kullanamadı ve değişikliklerde çok geç kaldı. Kupada yenilmenin telafisi var ama Kadıköy’de derbi kaybetmenin affı yok.

Eksikler ve sakatlıklar nedeniyle farklı bir kadroyla çıktı Fenerbahçe sahaya… Kalede Tarık vardı, defans firesiz sayılırdı. Fred ve Alvarez’in yokluğunda orta saha merkezde İsmail-Bartuğ önlerinde de Asensio üçlüsü vardı. Aslında teknik futboldan çok fiziki mücadeleye ağırlık veren Beşiktaş orta sahasına İsmail-Bartuğ ikilisi denk düşmüş gibiydi. Mücadele yönü eksik değildi bu ikilinin ama oyun kurmakta, top çıkarmakta yetersiz kaldılar. Kaleci Ederson’un yokluğu defansif anlamda değilse de oyun kurmaya destek anlamında çok hissedildi. Asıl mesele Fenerbahçe’nin santrforsuz ve ilerde top tutacak adamsız olmasıydı. Gol umudu Asensio ve Kerem’e kalmıştı ama umutlar boşa çıktı.

Tedesco bir türlü doğru ve cesur başlayamıyor derbilere… Beşiktaş’ın klasik ilk on dakikalık baskısını kabullendi. Bu baskıyı atlattıktan sonra Fenerbahçe önde presle oyunun kontrolünü ele aldı ve yüklenmeye başladı. Ancak bu da 15 dakika kadar sürdü. Sonra Fenerbahçe ikiye bölündü…

Takım birbirinden kopuk iki ayrı blok halinde oynadı… Geride 6 kişi kendi arasında, son derece de düşük bir tempoyla paslaşınca hem takım ileri çıkamadı hem de Beşiktaş’a ilerde tutunma şansı verdi…Orta sahadan verilen geri paslar, kaleci Tarık’ı zor durumda bırakan paslar oyunu çoğu zaman ceza sahası civarına sıkıştırdı. Nitekim Beşiktaş’ın ilk golü de böyle bir sıkışmadan geldi.

İlerdeki 4’lü grup ise ayrı bir havadaydı. Sağda, Mert’ten hiçbir ofansif destek alamayan Syzmanski kanadı kullanamadı. Soldaki Oğuz sahadaki 22 futbolcunun en etkisiziydi. Oğuz tanınmaz halde. Bir oyuncu ne kadar kötüye gidebilir derseniz Oğuz Aydın’a bakabilirsiniz. Neden bu çocuk bu kadar düştü anlamak zor. Tedesco’nun Oğuz’daki ısrarı da anlamsız.

Penaltı, Fenerbahçe’nin oyunda tutunması için bir şanstı ama olmadı. İkinci yarı tamamen Beşiktaş’ın kontrolünde oynandı. Fenerbahçe’deki kopukluk giderilemediği gibi, kanatlar daha da çöktü. Asensio da tek başına mücadele etmekten yorulunca takım sadece oyunun beraberlikle bitmesini beklemeye başladı.

Kulübede alışık olduğu hamle oyuncuları bulunmayan Tedesco da ancak maçın son beş dakikasında U19’dan oyuncuları sahaya sürme cesaretini gösterdi. Keşke Oğuz’a, Kerem’e, sonlara doğru iyice yorulan Syzmanski’ye bu kadar tahammül etmeseydi. Genç Haydar’ın sahada bıraktım koşmayı artık yürümeyen Kerem’den çok daha etkili olacağını son 5 dakikadaki oyunu gösterdi. Tedesco daha cesur olmalı, birilerinin Tedesco’ya bu derbi kayıplarının onu taraftarın gözünde çok yıprattığını anlatması gerek. Bu kupa mücadelesinde yenilginin bir önemi yok ama Kadıköy’de yenilmek, hem de üç büyüklerden birine yenilmek felaket. Tedesco’nun başını yerse bu derbi başarısızlıkları yiyecek. Hele böyle kulüp başkanının taraftarın desteğine ihtiyaç duyduğu bir dönemde taraftarı bezdirecek, küstürecek mağlubiyetler çok can sıkıcı.

Hakem hataları mı, onu da yan sütundaki Niko Bey kardeşime bırakıyorum. O anlatır. Şimdiden katılıyorum kendisine, çok tutarsız bir yönetim gösterdi. Çok sayıda faulü hatalı çaldı ya da çalmadı. Niko tersini yazsa bile Fenerbahçe’ye verdiği penaltı doğruydu ama maçın sonlarında Orkun Kökçü’nün Osterwolde tarafından ceza sahasında itildiği pozisyonda penaltı çalabilirdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi