Absürt dünyanın başıbozuk tipi

Onun eserlerinde mutlu bir bireyin, dünyayı mutsuzluğa mahkum etmek isteyenlere karşı “nanik” yapan halini görebilirsiniz. Nazım Hikmet’in Abidin Dino’ya yönelttiği, “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” sorusundaki mutluluğu yapabilmeyi imkansız gördüğü için mutlu bireylerin resmini yapmaya çalışan bir ressam Alpay Aksayar.

Galeri ArtGet’in sanatçısı Aksayar’ın, kilolu, başında erkek zeybek başlığına benzeyen beresiyle sırıtkan figürünü çok sevdi Ankaralı sanatseverler. Mutlu gözüken, kendine has kıyafetleri olan bu tipleme çoğunlukla medeni dünyanın kurduğu düzenle uyumsuzdur. Dalga geçen bir tavır içerisinde medeniyetin insanı koşullandırıcı düzenine başkaldırır. Sırıtan tip, kendisini ne mutlu ediyorsa onun peşinden gitmeyi tercih eder.

Birlikte olması mümkün olmayan her türlü birliktelik var Aksayar’ın resimlerinde. Örneğin eldivenli elinde sigarası, yanıbaşında bir kadeh rakısı eşliğinde ineklerini güden bir çobandır sırıtan tip. Arka planda ise aynı sırıtkan çoban, sanki olimpiyattan madalyası olan bir buz patenci gibi donmuş göl üzerinde kaymaktadır. Üç boyutlu film izlemek için gözlüğünü takmış olan sırıtkan, kravatlı bir kardan adama omuzdan sarılarak poz vermiş vaziyette de çıkabilir karşınıza ya da darmadağın çiftlik içinde topa rövaşata yaparken de… “Dalgacı Mahmut” havasını izleyiciye geçiren bu tip, hesap kitap yapmadan, geldiği gibi yaşamanın mutluluk hormonuna katkı sağladığı mesajını vermekten kaçınmaz. Velhasıl absürtlüğün sınırı yoktur Aksayar resimlerinde.

Aksayar’ın “Başıbozuk” diye tanımladığı bu tip, o kadar da duyarsız değildir aslında. İklim değişikliği, doğa tahribatı, hayvan hakları, çevre dostu olmanın önemi, kadın için pozitif ayrımcılık, çirkin yapılaşma ile mücadele gibi konularda hassastır. Absürt tavırlarla aslında isyan etmektedir sırıtkan tip.

Aksayar “Başıbozuk”un yer aldığı yeni dönem çalışmalarını “Şenlik” serisi olarak isimlendirmiş. Son ArtAnkara’da sergilenen eserlerinde kumlama tekniğine de yer vermiş olan sanatçının resimlerine özellikle genç kuşağın yoğun ilgi gösterdiğini gözlemledim. Sanatsal faaliyetini anlatmasını istediğimde Aksayar, şunları söyledi:

“Her dönem kompozisyonlarım değişiklikler gösterir. Neler hissediyor, problem ediyorsam onun resmini yapmaya gayret ederim. Figüratif bir sanatçıyım. İnsanın kendisi ve doğa ile kurduğu ilişkiler üzerine düşünen, üreten biriyim. Az ya da çok herkesin sahip olduğu mizah anlayışına resim sanatımızda rastlamak neredeyse mümkün değil. Bu hep şaşırtıcı gelmiştir bana. Kayıp olan ne varsa, mizahın karmaşasında daha kolay bulup çıkarıyorum. Mantıklı bir absürtlüğün peşindeyim. Bu absürt dünyayı gerçekçi değil, inandırıcı kılmayı hedefliyorum. Figürlerime resimlerimde bir oyun alanı açıyorum. Benim de sıkça girip oynadığım bir oyun alanı. Eserlerimde, erkek egemen dünyayı hicivsel bir bakış açısıyla ele alıyorum. Başka nasıl ele alınır onu da bilemiyorum. Her geçen gün plastik fikirlerimi daha ileri boyuta taşımaya çalışıyorum. Şenlik serisi de eski resimlerime oranla bol ironi, bol doku, bol renk ve bol mizah barındırıyor.”

ugur-ergan-tw-gorsel.jpg

RESSAM BAKKALIN OĞLU

39 yaşındaki Alpay Aksayar’ın kim olduğunu da sanatçının kendi ağzından dinleyelim:

“İstanbul’da bir ressam bakkalın oğlu olarak doğdum. Babam sanata çok düşkün bir adamdı, bakkalında vakti olduğunda kendince resimler yapardı. Benim de resim yapmam için çok gayrette bulundu. Benim için kalem ve kağıt alan, resim yapmamı ufak tefek ödüllerle teşvik eden bir babaydı. Sağ olsun. Bu yüzden küçüklükten beri resimle haşır neşir oldum. 2007’de Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim-iş Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. 2009’da da Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yüksek lisans programına başladım, bir yıl sonra bıraktım. Ben öğrenci olarak çok çalışkan değildim. Ödevlerini eksiksiz tamamlayan, sürekli dersleri peşinde koşan biri olmadım ama okulun dışında resim alanında üretme iştahı olan çok çalışkan biri oldum hep. Kendi başıma öğrendiklerim okulun öğrettiklerinden çok daha fazladır diyebilirim.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Ergan Arşivi