
Uğur Ergan
Akdeniz’e İnen Kürdistan
Emperyalist güçlerin kuklası bir terör örgütünün kendini feshedip, silah bıraktığını açıklaması elbette önemli.
Önemli ama yapılan açıklamanın ayrıntılarına indiğinizde, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı Lozan Antlaşması’nın açıkça hedef alındığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin “Soykırımcı” olarak nitelendirildiğini görüyorsunuz.
Açıklamayı okuduğunuzda, PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı psikolojik bir üstünlük sağladığı havasında olduğunu, sanki terör örgütünün Türkiye’yi diz çöktürdüğünü, bunun karşılığında da Türkiye’yi uzlaşmaya zorladığı algısı yarattığını hissediyorsunuz.
Gerçi birisine ömür boyu devlet başkanlığı yolu açılsın diye her türlü tavizin verildiğini çok iyi gören örgütün, böyle bir tutum takınmasına şaşırmamak lazım.
Bu ülkenin sağduyu sahibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasını önemseyen insanları, haklı olarak PKK metninde yer bulmuş “Lozan Antlaşması, soykırım, Öcalan’a özgürlüğü kasteden sağlam hukuki güvence ve Türkiye’yi işgalci güç durumuna düşüren gerilla savaşı” vurguları ile Saray ve Saray destekçisi DEM’lilerden gelen “Yeni anayasa oluşturulması gerekir” açıklamalarının gelecekte karşımıza neleri çıkaracağını anlamaya çalışıyorlar.
Daha metnin başında, Lozan Antlaşması ile 1924 Anayasası’nın Kürt halkını inkar ve imha etmeyi savunduğunu iddia eden örgüt, kuruluşunun gerekçesi olarak bu iddialarına ilaveten Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürtlere karşı “soykırım” ve “asimilasyon” yapmasını gösteriyor.
Bu ne demektir biliyor musunuz?
Uluslararası alanda Ermeni soykırımı iddialarından sonra, Türkiye’nin başına bir de Kürt soykırımı belasını açmak. Emin olun, PKK’nın en büyük destekçisi ABD ve diğer Batılı ülkelerde, birçok ünlü hukuk kuruluşu, daha şimdiden Türkiye’ye karşı Kürt soykırımı suçlamasıyla tazminat davaları açma hayaliyle ellerini ovuşturmaya başlamıştır.
Açıklamanın önemli bölümlerden birisi de şu:
“Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi.”
“Saray’ın sesi” istediği kadar “O yalan, bu yalan” diye açıklama yapıp dursun, bunun Türkçesi şudur: “Ey AKP-MHP koalisyonu, eğer Kürt sorununu çözmek istiyorsan, bunu Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan öncesini dikkate alarak yapacaksın. Lozan’ı unutacaksın, federatif yapıyı dikkate alacaksın. Yani maşası olduğum emperyalist güçler nasıl uygun görürlerse, öyle olacak.”
İşin bir diğer önemli boyutu, açıklamada “PKK adıyla yürütülen çalışmaların” sonlandırıldığının duyurulması. Zaten uzun süredir, TSK’nın ülke içi ve dışında yürüttüğü operasyonlar sonrası Türkiye sınırları içinde PKK diye bir şey kalmamıştı.
Peki Suriye’de ABD’nin kurdurduğu, çekirdek kardosu dahil büyük çoğunluğu PKK saflarından çıkmış PYD’si, YPG’si, SDG’si vs. ne olacak?
Şöyle geriye çekilip her tarafı görecek şekilde söz konusu coğrafyaya baktığımızda, uzun vadeli plan, Abdullah Ağar’ın dediği gibi Suriye ve Irak’tan koparılmış puzzle parçalarını, Türkiye ve İran’dan koparılacak olanlarla birleştirip, “Büyük Kürdistan”ı kurarak, Akdeniz’e kadar uzatmak olmasın.
Prozac Niyetine
23 Mayıs 2025 Cuma 07:00Görülmek İstenmeyen PKK Talepleri
21 Mayıs 2025 Çarşamba 07:00İki Ayrı “50” Kutlaması
19 Mayıs 2025 Pazartesi 07:00Samimiyet Sorunu
15 Mayıs 2025 Perşembe 07:00İki Protest Sanatçı
12 Mayıs 2025 Pazartesi 07:00Yandaşların Hayalini Yıkan İspanyol
09 Mayıs 2025 Cuma 07:00Suriye, İran Ya Sonra?!
07 Mayıs 2025 Çarşamba 07:00OSMAN HAMDİ RESMİNİN İLGİNÇ YOLCULUĞU
05 Mayıs 2025 Pazartesi 00:14‘İdare ajanı’ deyip izah etseydiniz
01 Mayıs 2025 Perşembe 07:00Açıklık getir Yaşar Bey “Ajan” diyerek kafa karıştırma
30 Nisan 2025 Çarşamba 07:00



