
Esin Sungur
Altın Kaşıklar sahiplerini buldu
Mutfak zenginliklerimizi, yeme-içme ve sunma adabını ortaya çıkarmak ve teşvik etmek amacıyla bundan 34 yıl önce kurulmuş olan Mutfak Dostları Derneği, Four Seasons Hotel Sultanahmet ev sahipliğinde ve Jumbo’nun katkılarıyla 6. Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri törenini gerçekleştirdi.
Mensubu olmaktan büyük onur ve mutluluk duyduğum Mutfak Dostları Derneği, ülkemizde bu alanda bir sivil toplum kuruluşunun gerçekleştirdiği ve gastronomi alanının tüm bileşenlerini kapsaması hedeflenen bir ödül programı olan Altın Kaşık Ödülleri’ni 2018 yılında başlatmıştı. Ödüller bu yıl "Yılın Servis Ödülü" kategorisinin de eklenmesiyle on iki ana kategori ve iki özel ödülde sahipleri ile buluştu.
Kazananları aşağıda liste olarak görebilirsiniz. Ancak ben geceden notlarımı paylaşmak isterim. Öncelikle Four Seasons Hotel Sultanahmet’in dünyanın en iyi otellerinden biri olmasının bir tesadüf olmadığını, ardında büyük bir tutku, emek ve adanmışlık olduğunu söylemek lazım. Her misafire, her an el üstünde tutulduğunu hissettiriyorlar. Bu gerçekten oturmuş, köklü bir kurum kültürü gerektirir ve Four Seasons’da bunu buluyorsunuz.
Tören gecesinde sunulan akşam yemeği menüsünün sahibi, otelin ve Avlu Restoran’ın şefi Özgür Üstün’e de bir şapka çıkarmak gerekiyor. Doluca’nın enfes şaraplarıyla harika bir eşleşme ve başından sonuna büyük keyif veren bir akşam yaşamamızı sağladılar. Zira adı üzerinde “yeme-içme” diyoruz, ikisinin uyumlu birlikteliği damaklarda yüksek bir lezzet dengesi oluşturuyor.
Gelelim ödüllerde öne çıkanlara; hem yılın yabancı şefi ödülü alan Carlo Bernardini’nin – ki geçtiğimiz yaz Villa Maça Kızı’nda yemek pişirmeye ve misafirleriyle buluşmaya devam etti – hem yılın pasta şefi seçilen Vakko Patisserie şefi Ghislain Gaille, yıllar önce Four Seasons Sultanahmet’te görev yapmış. Bir dönem Türkiye’de üst düzey beş yıldızlı otellerin sayısı bir elin parmaklarını geçmediğinden, buranın bir okul olması ve gastronomi dünyamıza değerli insanlar kazandırması da tesadüf olmasa gerek.

HATAY’I UNUTMAMAK GEREK
Bu yıl, 12 ana kategoriden İstanbul dışında; Hatay, Denizli ve İzmir’e de ödül gitmiş olması bir başka memnuniyet verici konu oldu. “Yılın geleneksel lokantası” ödülünün sahibi, Hatay depreminde lokantası tahrip olan Ali Mürdün, tüm zorluklara rağmen, konteynerde de olsa işletmesini açık tuttuğunu anlatırken hepimizin boğazı düğümlendi. İşini severek, iyi yapmaya çalışarak yürüttüğü öyle belli ki… “Benim görmediğim bir tabak müşterimin masasına gidemez, ben şube açamam her ikisinin de başında olamayacağım için” dedi. Hatay’ı unutmamamız gerekiyor; bölge mutfağının geleneksel tatlarını denemek için Ali Mürdün lokantası mutlaka ziyaret edilmeli.
Bence çok önemli bir diğer konuşma da, yılın satış noktası ödülünün kazananı, Kavacık’taki Doğal Dükkan’ın sahibi Şevket Alaeddinoğlu’nun teşekkür konuşması idi. İlk olarak Giresun’dan yola çıkan ve Karadeniz bölgesinin çay dahil çeşitli ürünlerinin satışı için İstanbul’da da şube açan Alaeddinoğlu, yöresel ve sağlıklı ürünlerin bazen tanınmamasından bazen fiyat nedeniyle pazar bulmakta zorlandığını, son tüketiciye ulaşmakta zorlandığını anımsattı.
Ayrıca Karadeniz’i kasıp kavuran kahverengi kokarca böceğinin çiftçiye ve tarımsal ürünlere büyük zarar verdiğini, konunun artık sadece Karadeniz’le de sınırlı olmadığını belirtti. Şöyle bir hafızamı yoklayınca; birkaç yıl önce ilk olarak Artvin tarafından bildirilen kahverengi kokarcanın hem fındık ve meyve ağaçlarına hem sebzelere büyük zarar verdiğini anımsadım. Uzmanlar, önümüzdeki 4-5 yıl içinde tüm ülkede büyük sorun yaratacak bu zararlının tarımsal üretime verdiği zararın ekonomik sonuçlarının da altını çiziyorlar. Mücadele yok mu; elbette var ancak belli ki daha ciddi bir gayret, belki bir nevi seferberlik, farkındalık çalışması ve bilgilendirme gerekiyor mücadele için.

Hafızamızdan çıkmayacak ve sanıyorum salonda herkesin hemfikir olduğu bir diğer konuşmayı da, yılın gastronomi kitabı ödülünü alan Silva Özyerli yaptı. Aras Yayınları’ndan çıkan “Amida’nın Ruhu, Diyarbakır'dan İstanbul'a Likörlü Hayat” kitabıyla ödülü “Hünkar” kitabıyla paylaşan Özyerli, çocukluğunun geçtiği Diyarbakır’dan başlayarak likörler üzerinden ne müthiş bir Türkiye mozaği ve tarihi anlatıyor aslında… Özyerli, ülkemizin tüm farklı renklerinin ne büyük bir zenginlik getirdiğini ve bizi biz yapanın da bu sağduyu içinde birlikte yaşama olduğu vurguladı. Doğru söze ne denir… Bu gerçeği unutmamak üzere aklımıza nakşetmemiz gerekiyor.
USTALARIN KARIŞIMI
Törenin duygusal anlarından biri de, bu yıl ilk defa verilen “yılın servis ödülü”nü, Sunset Grill & Bar adına Gazi Akyol’un almasıydı. Sunset geçtiğimiz yıl otuzuncu yaşını kutladı ve Gazi Bey bu süreçte, her gelen misafiri karşılayan, birkaç defa gittiyseniz artık adınızla sizi tanıyan, rahat ettiren kişi. Hem bir müessese olan Sunset’i, hem de böylesine bir kariyeri kutlamak da bizlere kısmet oldu.
Altın Kaşık Ödülleri’nin çok hoş bir özelliği de özel ödülleri oluyor. Jüri özel ödülü bu sene Le Cordon Bleu yönetici eğitmen şefi Erich Ruppen’e verildi. Ruppen çok uzun yıllardır ülkemizde yaşamakta, 2017 yılından bu yana da Le Cordon Bleu İstanbul’da şef adayları yetiştiriyor, onlarla deneyimini paylaşıyor.

Son olarak ise, derneğin kurucularından olduğu kadar, Türkiye’de gastronominin var olmasında büyük payı olan rahmetli Tuğrul Şavkay adına verilen başarı ödülü Mehmet Başkaya’ya takdim edildi. Başkaya, alkollü içkiler üretimine yıllarını vermiş bir isim. Müskirat Eksperi olarak 1973 yılında mesleğe giren Mehmet Başkaya kariyerine ülkenin köklü kurumlarından Tekel’de başlıyor. Rakı, şarap ve likör konularında çalıştıktan sonra, özelleşme süreci ile alkollü içkiler sektörünün gelişimine katkı sunmaya devam ediyor. Artık piyasada bulunmayan Ustaların Karışımı serisindeki “ustalardan” biri de kendisi!
İşte bir Altın Kaşık Töreni daha, bu ödüllerle sonlandı. Salona girerken Jumbo’nun desteklediği sanatçıların birbirinden güzel eserlerini izleme fırsatımız oldu; hepsi çatal, kaşık ve bıçaklar kullanılarak yapılmış eserler sanatla gastronominin nasıl da yakıştığının da güzel bir göstergesi oldu. İşini severek ve mutlulukla yapan, emek veren, çıtasını yüksek tutan insanlar bir araya geldiğinde oluşan o pozitif ortam, bizi iyi günlerin beklediğini hissettirdi. Umut dolduk. Daha nice Altın Kaşıklara…
2024 Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri:
- Yılın Türk Şefi: Bahtiyar Büyükduman
- Yılın Yabancı Şefi: Carlo Bernardini
- Yılın Genç Şefi: Ecem Karakuş
- Yılın Pasta Şefi: Ghislain Gaille
- Yılın Geleneksel Lokantası: Ali Mürdün, Hatay
- Yılın Yabancı Konsept Lokantası: Sankai by Nagaya, İstanbul
- Yılın Tek Ürün Geleneksel Lokantası: Hüsamettin Usta Kocabaylar Kebap, Denizli
- Yılın Pastanesi veya Tatlı Evi: Sevinç Pastanesi, İzmir
- Yılın Ürün Satış Noktası (Yiyecek & İçecek): Doğal Dükkân, Kavacık - İstanbul
- Yılın Gastronomi Kitabı:
Hünkâr- Feridun Ügümü
Amida’nın Ruhu, Diyarbakır'dan İstanbul'a Likörlü Hayat - Silva Özyerli
- Yılın Dijital Yayını: Mutfaktan Sesler - MSA
- Yılın Servis Ödülü: Sunset Grill&Bar, İstanbul
Özel ödüller:
Jüri Özel Ödülü: Erich Ruppen
Tuğrul Şavkay Başarı Ödülü: Mehmet Başkaya