
Yaşar Seyman
DİSK’in Kadın Grevi
Bu pazar yazım görünmeyen kadın emeğine…
Haftada bir gün yazınca gelecek hafta içindeki etkinliklere dayanışma göstermek çoğu günler Pazar yazılarımda yer alıyor. Pazar günleri eskiden dinlenme, sevdiklerinle özlem tüketme ve tazelenip yeni bir haftaya başlama günüydü. Şimdilerde her pazar sabahı bir olayla uyanmak, inanın hem pazar gününün hem de pazardaki alışverişin ne tadı ne tuzu kaldı!
DİSK’İN 7 MART KADIN GREVİ
7 Mart’ta DİSK Kadın Grevi çağrısı yapıyor. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, greve çıkış nedenlerini şöyle dile getiriyor:
“Eşit işe eşit ücret birinci isteğimizdir. İkincisi İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyoruz; ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması için mücadele veriyoruz. Üçüncüsü de görünmeyen emeğimiz dediğimiz bakım yükünün kamusal, sosyal politikalarla kadınların üzerinden alınmasını istiyoruz.
Atölyede, plazada, evde, belediyede, hastanede her neredeysek işimizi bırakıyoruz ve 7 Mart’ta greve çıkıyoruz.”
8 Mart 1857 yılında New York’ta tekstil işçisi kadınlar da iki nedenle greve çıkmıştı.
- Eşit işe eşit ücret
- Çalışma saatlerinin kısaltılması
19. Yüzyılda bu iki isteğin bedelini fabrikada çıkan yangın sonucu yüzün üstünde kadın yanarak can verip ödemişti. Bu olayın üstünden yarım asır sonra Clara Zetkin, Kopenhag’da toplanan kongrede 8 Mart’ın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul edilmesini önerdi, kabul edilen gün dünyaya duyuruldu.
19. Yüzyılda kadınların bu iki isteği ne yazık ki 21. Yüzyılda da sürüyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü kısaca OECD ülkeleri içinde en uzun çalışma saatleri olan ülke ne yazık ki Türkiye. Kayıt dışı çalışan kadınların oranı yüzde otuz. Bir ailede üç kişi çalışsa da yoksulluk sınırına ulaşamıyor.
Emekli olmak olanaksız hale geldi. Emekli maaşı açlık sınırının altında on dört bin lira küsurat eklenerek on beş bin bile olamadı!
Çalışanlardan sonraki en büyük grup emekliler, milyonlarca emekli 14.469 liraya mahkûm.
Enflasyonu en yüksek ülkeyiz. İşsizlik yoksulluk, gıda enflasyonunu konuşuyoruz. Yoksulluğu, çalışma yaşamında eşitsizliği, mobbingi kadınlar daha derin yaşıyorlar. Kadınlar Grevde eylemi ile DİSK, kadınların temel sorunlarını bilince çıkarmak, kamuoyuyla bir kez daha paylaşmak istiyor.
Ülkemizde kadın işsizliği çok yüksektir. Çalışan kadınların yüzde sekseni asgari ücret alıyor. Her üç kadından biri kayıt dışı ve part -time çalışıyor dense de full – time çalışma, örgütsüzlük çok yüksek oranda görünüyor.
Kadına yönelik şiddet ve cinayetler hız kesmiyor. 2024 yılında üç yüzün üstünde kadın ölmüş. Bakım yükü kadınların üstünde ne yazık ki. Kadınlar dört vardiyalı çalışıyorlar (Ev, eş, iş, çocuk), istihdam politikalarında sessiz yedekler sonuçta yorgun ve mutsuzlar.
Aile yılında boşanmalar birinci sırada yer alıyor.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu “7 Mart’ta kadın grevi yapıyoruz. Kadınlar durursa; evde, işyerinde, fabrikada, hastanede, tarlada kadınlar durursa hayat durur. Bu gücümüzü açığa çıkarmamız lazım. Mor fularlarımızla kadınlar grevde.”
Kadınlar bu sorunları örgütlerimizle bütünleşerek aşabiliriz!
Hep diyorum: Bir kelebek kadar ömrüm olsa örgütlü yapılarda tüketirim.
Ben de Nazım Hikmet’in “Düşman” şiirini 7 Mart’ta grev yapan kadınlara armağan ediyorum.
Okuyalım bir daha, bir daha okuyalım, bir daha!
“Düşman
Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun
meyve çağında ağacın,
serip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:
- çürüyen diş, dökülen et-,
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet.”