Dünden bugüne Aloş

2018’de bu dünyaya veda ettiğinde 84 yaşındaydı, sanat dünyasında “Aloş” diye bilinen Ali Teoman Germaner. 1949-1954 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü'nde Rudolf Belling, Zühtü Müridoğlu ve Ali Hadi Bara’nın atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. 1960 yılında Fransız Hükümeti'nin bursuyla Paris’e gitti. 1961-1965 arasında École des Beaux-Arts'da bulundu. Rene Collamarini’nin atölyesinde heykel ve Hayter’in atölyesinde gravür çalıştı.

ali-teoman-germaner-foto.jpg
Ali Teoman Germaner

1965 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünde öğretim üyesi olarak göreve başladı. 1970’de doçent, 1976’da profesör oldu. 1970-1981 arasında mürekkepli kalemle çizdiği ve "Aloşname" olarak adlandırdığı, eski kültürlerin görsel mirasından izler taşıyan gravür görünümlü desenler üretti. Bu desenler, konusu ve biçimiyle heykel üretimini de etkiledi. İnsan, hayvan ve robot karışımı figürler içeren ve ülkede yoğun şiddet olaylarının yaşandığı dönemin havasını yansıtan “Aloşname” ilk kez 1977’de 26 adetlik bir dizi olarak Süleyman Saim Tekcan’ın baskı atölyesinde çoğaltıldı. 2001’de emekli oluncaya kadar Mimar Sinan Heykel Bölümünde atölye hocalığı ve bölüm başkanlığını yapan Germaner, Paris, Sao Paulo ve İskenderiye Bienallerine katılmanın yanısıra aralarında Fransa, Norveç, Romanya ve ABD’nin de bulunduğu pek çok ülkede sergiler açtı.

Mezopotamya, Mısır, Orta Amerika gibi uygarlıklarının sanat ve mitolojilerinden etkilenerek oluşturduğu fantastik hikayeleri anlatan ağaç ve broz heykelleri, gravürleri meşhur olan Germaner’den bahsetmemizin nedeni, Ankara CerModern’de açılan sergisi.

ali-teoman-germaner-eser.jpg

1950’lerden günümüze uzanan çalışmalarını bir araya getiren “ALOŞ, dün, bugün, yarın” sergisi 30 Mart’a kadar sürecek. Burak Fidan’ın küratörlüğünde sanatçının zaman ve bellek üzerine görsel düşüncelerine odaklanan sergi, Germaner’in heykelleri, resimleri, baskıları, “Aloşname” desenleri ve multimedya yerleştirmesi aracılığıyla adeta insanlığın kolektif bilinçdışına yapılan bir yolculuğu gözler önüne seriyor.

SEVGİ SANAT’TA MUSTAFA KÖSEOĞLU

Bir başka sergi haberi de Sevgi Sanat Galerisi’nden. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitirdikten sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde lisans eğitimi tamamlayan ressam Mustafa Köseoğlu’nun bu son sergisinde, Anadolu’nun değişik yörelerinden köy hayatını, İstanbul’dan peyzajları, sahnedeki dansçıları ya da bir oda orkestrasından kesitleri görüyoruz.

mustafa-koseoglu-eser.jpg

Köseoğlu, yaratıcılığın ve gözlemciliğin, iç içe geçerek oluşturduğu figür ağırlıklı resimlerinde, figürü soyutlayarak yeni gerçeğiyle yakalama ve izleyiciyle paylaşma çabası içinde. Doğadan seçtiği konuyu kendi kimlikselliği ile dengeleyip, dinamik kurgusunu renk lekeleri ve figür ile harmanlayarak kendi biçimini yaratmayı ve konuya egemen olmayı hedeflemiş sanatçı. Sezgiyi, gözlemi, düşünceyi, izlenim ve yorumu bir araya getirerek oluşturduğu resimleri, Köseoğlu’nun bilincindeki gizleri ve yaratıcı yönünü yansıtıyor. Sanatçı, leke, çizgi, kendine özgü yorumlama, renkleri yeniden yaratma ve serbest fırça darbeleriyle estetik tadı bulduğunu söylüyor. Mustafa Köseoğlu sergisini bu hafta sonuna kadar görebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Ergan Arşivi