Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

Farkında Mısınız?

BENCE; özneyi kaybediyoruz!

Ormana bakarken ağacı göremez olduk; Türkiye’yi, Dünya’yı konuşurken İnsan’ı unuttuk! Veya bize unutturdular, farkında değiliz!

İnsan, hayatın öznesidir. Öznesi olmayan cümlenin yüklemi nasıl anlamsız olursa insanı merkeze almayan her tanım eksik kalır. Halk, toplum, millet, devlet geneli ifade eder ancak insan olmadan hepsi değersizdir, anlamsızdır, güçlü değildir. Ağaç olmadan orman olamayacağı gibi...

“Ağaçlara bakmaktan ormanı görememek!..“ bir genel doğrudur. Özellikle siyaset söyleminde bir propaganda aracı olarak kullanılır. “Sen, genele, sonuca bak, güne takılıp kalma, büyük resme bak, ağacı değil ormanın görkemini gör” gibi söylemlerle muhataplarını zamandan ve mekandan kopartır bir hayal aleminde yaşatmayı amaçlarlar.

Bu çok etkili bir propaganda tekniğidir. Aksini düşünenleri, konuşanları, yazanları fesat çıkartmakla, hatta “halkı yalan haberlerle isyana teşvik etmekle” suçlarlar; suçlamaları yaygınlaştırır ve toplumu korkuların kuşatması altına alırlar.

Türkiye’de toplum, çok uzun zamandır bu tür bir propagandanın etkisinde kaldı; afyon yutmuş gibi uyuştu, tepkisizleşti, değer eksenini kaybetti, içten içe çürümeye başladı...

Bu propagandadan hepimiz/herkes nasibini aldı; Televizyon programları, gazetelerin köşe yazıları hatta muhalefet partilerinin konuşmaları çok uzun süredir insanı ve onun gündelik sorunlarını dile getirmez, konuşmaz oldu.

İktidarın oluşturduğu gündemi durmadan tartışıyoruz. Bu da genellikle dış politika konuları oluyor. Kendi insanımızın yaşadığı hayat pahalılığı, gelir dağılımı adaletsizliği ve asayiş olaylarından daha çok Gazze’yi, İsrail’in acımazsızlığını, Trump’ın çılgınlıklarını konuşuyoruz, yazıyoruz.

Bu arada ana muhalefet Partisi CHP, ne zaman yapılacağı belli olmayan cumhurbaşkanlığı seçimi için adayını belirlemekle meşgul... Kendisine ait belediyeler üzerinde yürütülen yolsuzluk soruşturmaları ve göz altına alınan, tutuklanan yerel yönetim yöneticilerinin davaları ile uğraşıyor.

İnsanımızın birinci meselesi seçim mi geçim mi? Erken seçim istemekle toplumun sorunlarına çözüm mü üretmiş oluyorlar, yoksa Sayın Erdoğan’ın yolunu mu açıyorlar?

Bu günün sorunlarını güzel günlerin hayali ile unutturabilir miyiz?

Aldığı ücretle çocuklarının karnını doyuramayan babanın utancına ve annenin öfkesine, “erken seçim olsun, seçimi biz kazanacağız” söylemi çare mi?

Meselem Muhalefete muhalefet yapmak değil ancak orman manzarası karşısında iktidar hayallerine dalan herkese ağacı hatırlatmaktır!

İnsanlarımız ormanların ‘DİKİLİ KURU’ ağacına dönüştü; farkında mısınız?

Ormanlarda diğer ağaçlardan farklı olmayan, bazı ağaçlar vardır; ayaktadır, yeşildir ancak içi geçmiştir; ne kendisine ne de başkasına faydası olmaz hatta kabuk böceklerine yataklık yaptığı için ormana büyük zararları olur. Bunlara ormancılıkta dikili kuru denilir.

‘Olana şükredelim, olmayana sabredelim, yarın güzel olacak’ züğürt tesellisi olsa da (veya zenginin yoksula sadakası da diyebiliriz), eyvallah, ancak bu tuzukuruların, saltanat içinde yüzenlerin yüzsüzlüğüne ne diyeceğiz? Aynı sokakta aç yatanla obez tedavisi olan birlikte yaşıyorsa yani nimet/külfet adaletsizliği hayatın gerçeği olmuşsa kıyamet yakın demektir.

Yoksulluk edebiyatı yapmayalım; ancak bugün Türkiye’de her dört çocuktan biri okula aç gidiyorsa sözün bittiği yerdeyiz demektir! Ormanın görkemi hiçbir anlam taşımaz...

Bu çocuktan sağlıklı, ahlaklı ve faydalı bir birey/insan olmasını bekleyebilir miyiz?

Türkiye’de nüfusun yüzde 21,4’ünü çocuklar oluşturmaktadır.

TÜİK’in 2013-2023 yılları arasındaki verilerine göre, eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelirinin yüzde 60’ı yoksulluk sınırı kabul edilerek yapılan hesaplamalarda, 2023 yılında Türkiye’deki çocuk nüfusunun yüzde 31,3’üne denk gelen 7 milyon çocuğun yoksul olduğu ortaya çıkmaktadır. OECD verilerine göre her 5 çocuktan 1’i yeterli ve sağlıklı gıdaya erişemiyor.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) araştırmasına göre, "Türkiye'de her 3 öğrenciden 1'i okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmıyor; öğrencilerin yüzde 60'ı haftada en az 1 gün kahvaltı yapmıyor ve yüzde 19,2'si parasızlık nedeniyle haftada en az bir gün aç kalıyor. Ayrıca, çocukların yüzde 2'si okuldan sonra hiç akşam yemeği yiyemiyor ve yüzde 1,9'u ekonomik sebeplerle her gün aç kalıyor."

VAY HALİMİZE...

Her dört çocuktan birinin okula aç gittiği ülkemizde AKP’nin Milli Eğitim Bakanlığı, ikili eğitim yapan okullardaki taşımalı eğitim kapsamındaki öğrencilerin ücretsiz yemek hakkına son veriyor, CHP de cumhurbaşkanı adayı arıyor(!) “Ağa(ları)m eğlenir bizimle”

Sözün sonu; hayatın öznesini aslında geleceği yok ediyoruz, farkında mısınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi