
Barışcan İğrek
Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın bu zihniyetle devam etmemesi gerekiyor
Trendyol Süper Lig’de 2024-2025 sezonunu, topladığı 95 puanla şampiyon olarak tamamlayan takım Galatasaray oldu. Ezeli rakipleri Fenerbahçe ile Beşiktaş ise izledikleri yanlış stratejiler, uyguladıkları son derece yanlış transfer politikası ve sergiledikleri etkisiz futbol ile taraftarlarına hayal kırıklıklarıyla dolu bir sezon daha yaşattılar.
Takımın başına dünyaca ünlü Portekiz’li teknik direktör Jose Mourinho’yu getirerek sezona iddialı bir giriş yapan Fenerbahçe, ligin genelinde sergilediği inişli-çıkışlı performans ile beklentilerin çok uzağında kaldı. Son haftalarda ise peş peşe yaşanan puan kayıpları sonucunda “mental” olarak şampiyonluk hedefinden uzaklaşan Fenerbahçe, sezonu lider Galatasaray’ın 11 puan gerisinde kalarak 84 puan ile tamamladı.
Elbette, Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu bu istikrarsız performansın nedenleri arasında birçok unsurdan söz edebiliriz. Yaz transfer dönemi ve devre arası transfer döneminde transfer edilen oyuncuların takıma adapte olma süreçlerinin biraz zaman alması, teknik direktör Mourinho’nun takımını hedefe odaklamak yerine başka işlerle uğraşması, yarattığı gereksiz polemikler ile “gerginlikten beslenen” bir kişiliğe bürünmesi bu unsurlardan sadece birkaçı...
Ancak bana göre, Fenerbahçe’nin bu sezonu da kupasız tamamlamasındaki en temel nedenlerden biri özellikle başkan Ali Koç ve asbaşkan Acun Ilıcalı’nın maç öncesi ve maç sonlarında yaptıkları, takımlarının motivasyonunu düşürmeye son derece meyilli açıklamalar oldu. Kazandıkları bazı maçlardan sonra bile, “Biz bu kirli yapıya rağmen şampiyon olacağız” gibi açıklamalar yaptılar.
1997 yılından bu yana Türk futbolunu yakından takip ederim. Devamlı olarak Türk futbolunu dizayn eden gizli bir organizasyonun varlığından bahsedilir. Hemen hemen Süper Lig’de mücadele eden takımların tamamı, özellikle sezonun son haftalarında böyle bir oluşumdan söz eder, ortalığı yangın yerine çevirirler. Ardından sezon biter, herkes “hiçbir şey olmamış gibi!” köşesine çekilir. Bir sonraki sezon yine aynı iddia “temcit pilavı” gibi gündeme getirilir.
Bu tür “yapı” polemiklerinin ortaya çıktığı her sezon aklımdan şöyle bir düşünce geçiyor: “Madem, Türk futbolunu yeniden dizayn etmeye çalışan böylesine tehlikeli bir oluşum var; o zaman Türk futbolunun sağlıklı işlemesinden sorumlu olan yetkili kurumlar, bu denli tehlikeli bir organizasyonu ortaya çıkarmak için neden çaba harcamaz?” Zira bir değil, iki değil, üç değil... Her sezonun sonunda bu tür polemikler patlak verince insanın aklına bambaşka senaryolar geliyor. Gelmesi de gayet doğal!
Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu istikrarsız görüntüde kilit rol oynayan etkenlerden biri de gol yollarında yaşanan verimsizlik. Rekor bir bonservis bedeli karşılığında kadroya dahil olan santrafor Youssef En Nesyri, taraftarların beklentisini tam anlamıyla karşılayamadı. Sezonu 19 golle tamamlamış olabilir ama gol yollarında çok ağır kalıyor. Bitirici vuruşları çok zayıf. Derbi maçlarındaki performansı ise oldukça yetersiz. Yaz transfer döneminde Fenerbahçe, Faslı santrafor ile yolları ayırma kararı alırsa benim için asla sürpriz olmaz. Sarı Lacivertli takıma daha yırtıcı ve bitiricilik özelliği yüksek bir santrafor gerekiyor.
Süper Lig 2024-2025 sezonunda taraftarlarına tahmin edemeyecekleri kadar kötü bir sezon yaşatan Beşiktaş’a geçecek olursak...
Geride bıraktığımız sezon özelinde Beşiktaş ile ilgili söyleyebileceğimiz fazla bir şey olduğunu düşünmüyorum. Tek kelimeyle rezalet bir sezon! İzlenen son derece yanlış transfer politikası takımı amiyane tabirle “futbolcu çöplüğüne “ çevirdi. Özellikle, bir önceki başkan Hasan Arat yönetiminin son dönemlerinde, kulüp içerisinde yaşanan başıboşluk da futbol takımını olumsuz yönde etkiledi. Bütün bu handikaplar üst üste gelince sezonu 4.sırada tamamladı Beşiktaş.
Yeni başkan Serdal Adalı ve yönetim kurulunu çok zor bir yaz transfer döneminin beklediği su götürmez bir gerçek. Çok sağlam bir planlama ile ilerlemeleri gerekiyor. Yanlış zar atma lüksleri yok.
Kalede Mert Günok’u yedeklemeleri gerekiyor. Tecrübeli kaleci, yaptığı kurtarışlarla göz dolduruyor ama artık 36 yaşında ve sakatlık yaşama ihtimaline karşın mevcut kadroda bir alternatifi yok. Mert Günok’a bir alternatif yaratılmalı.
Sağ bek Svensson ile yolların ayrılıp, bu bölgeye kaliteli bir takviye yapılması gerekiyor. Svensson’un savunma performansı vasatın biraz üzerinde ama hücuma yaptığı katkı kocaman bir “0” (sıfır).
Kanatlara en az iki tane kaliteli transfer yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mevcut kadrodaki en sıkıntılı bölgelerden biri kanat pozisyonu. Hücuma destek verecek ve santrafora etkili ortalar kesecek kanat oyuncularına ihtiyaç var.
Yaz transfer döneminde Beşiktaş’ı zorlayacak konuların en başında, transfer edildiği günden bu yana ortaya koyduğu vasatın da vasatı performans ile taraftarların sabır taşını çatlatan santrafor Ciro Immobile’nin takımdan gönderilmesi geliyor. Beşiktaş yönetimi, Immobile ile yollarını “doğal olarak” ayırmak istiyor. Ancak, Siyah Beyazlılardan kazandığı maaşın çok yüksek olması nedeniyle kendisiyle yolların ayrılması şu an için zor görünüyor. Immobile ile yolların ayrılması halinde takıma en az 2 santrafor takviyesi yapılması gerekiyor. Geride bıraktığımız sezonda yaptıkları gibi önümüzdeki sezonda da bir tane as santrafor alıp, alternatif santrafor olarak Mustafa Hekimoğlu’nu denemeye kalkarlarsa sezonun ilerleyen haftalarında büyük sıkıntı yaşarlar.
Sol bek Arthur Masuaku’nun Beşiktaş’taki geleceğinin henüz netlik kazanmaması ile ilgili olarak da görüşlerimi birkaç cümle ile belirtmek istiyorum.
Beşiktaş taraftarına buradan seslenmek istiyorum. Sezon başından bu yana takımda tepki gösterilmesi gereken birçok futbolcu varken tüm okları Masuaku’ya yönelttiniz. Masuaku’nun kötü bir sol bek olduğuna asla inanmıyorum. Ataklara katılıyor, etkili ortalar yapabiliyor, zaman zaman müthiş frikikler kullanıyor. Sezonun ikinci yarısında da standardının çok üzerinde bir performans sergiledi. Daha ne istiyorsunuz? Beklentiniz nedir? Masuaku’nun yerine alacağınız sol bekin takıma adaptasyon süreci uzun sürerse ya da beklentileri karşılayamazsa Masuaku’yu çok ararsınız. Umarım, bu yorumumu ilerleyen süreçte hatırlatmak zorunda kalmam!
Uzun lafın kısası; Fenerbahçe ile Beşiktaş, saha içinden daha çok saha dışına konsantre olmaları ve izledikleri yanlış transfer politikaları nedenleriyle bir sezonu daha kupasız tamamladılar. Kendilerine bir an önce çekidüzen verip, stratejilerini ve izledikleri transfer politikasını değiştirmeleri gerekiyor. Üç sene üst üste şampiyon olan Galatasaray ile bu iki kulüp arasındaki makas giderek açılıyor. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın sağlam bir özeleştiri yapması gerekiyor.