
Uğur Ergan
Görülmek İstenmeyen PKK Talepleri
Terör örgütünün fesih ve silah bırakma açıklamasından sonra, iktidar ve medyasındaki borazanları, “Her şey muhteşem oldu daha da olmaya devam edecek” algısını yaymaya çalışıyorlar.
Metnin ayrıntısına inilmekten kaçınılıyor, kararın alındığı PKK’nın 12. Kongre’sinde konuşan örgüt içinde etkin elebaşların açıklamaları ise ısrarla görmezden geliniyor.
Neymiş efendim?
PKK’nın fesih açıklamasında Lozan Antlaşması’nın yok sayılması, Kürtlerin soykırıma uğradığının savunulması, konfederasyon mesajlarının verilmesi gayet doğalmış. Çünkü PKK’nın ikna edeceği bir tabanı varmış. Bunlara kafayı takmamak lazımmış.
Daha düne kadar İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için “PKK ve uzantıları PYD/YPG yapılanması ile etkin mücadele” şartını unutanlara, “Terörsüz Türkiye diye çıkılan yolda, PKK silahları bırakacağını açıkladı ama örgütün kendine yeniden ve daha kuvvetli bir örgütlenme modeli seçtiğini” hatırlatmakta fayda var.
İktidar medyası görmek istemez ama, PKK’nın yeni dönemde yol haritasının ne olacağı, 12. Kongre’de yapılan konuşmalarda gayet açıkça çizilmiş. PKK güdümündeki Fırat Haber Ajansı’ndan (ANF) bazı önemli isimlerin konuşmalarını özetleyerek aktaralım:
Murat Karayılan: “Öcalan’ın çağrısı demokratik-konfederalizm çağrısıdır.”
Duran Kalkan: “12. Kongre özgürlük yürüyüşünün PKK adıyla sürdürdüğü sürecin sona erdirilmesi, yeni bir sürecin başlatılmasının önünün açılmasıdır. Bu süreci Önder Apo ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ olarak tanımlamıştır. Demokratik toplum, demokratik konfederalist toplumdur.”
Zübeyir Aydar: “Türkiye ile yürütülen çözüm süreci, sadece iki taraf arasında değil; Kürt halkının kendi iç ilişkilerinde de yeni bir zeminin oluşmasına katkı sunacaktır. Aradaki engellerin azalmasıyla birlikte ulusal birlik yönünde daha somut adımlar atılabilecek, Kürt halkının farklı parçalarındaki çözüm arayışları da bundan olumlu şekilde etkilenecektir.”
Sabri Ok: “PKK, herkesten daha fazla bağımsız devlet diyordu. Sloganımız böyleydi. Hatta Birleşik Kürdistan Devleti diyorduk. Önder Apo, şimdi ise dört parça Kürdistan’da Kürt ulusunu, Kürt halkının özgürlüğünü buluşturmak istiyor.”
Cuma Biliki: “Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanmadan, tutsak olan tüm arkadaşlarımız özgürleşmeden, Kürt halkının hakları garanti altına alınmazsa farklı adımlar atacağız. Kürdistan’daki işgalci güçler, bunu kabul etmezse bizim de farklı seçeneklerimiz vardır. Bunu da tüm işgalcilere hissettirmemiz lazım.”
Bu konuşmalar, PKK’nın Türkiye’den toprak ve özerk bölge oluşturma ile Apo’nun serbest bırakılması talebinde hiçbir değişiklik olmadığını net şekilde ortaya koyuyor. Türkiye, İran, Suriye ve Irak’tan koparılacak (son ikisinden zaten koparıldı) parçalarla “Birleşik Kürdistan”ın hedeflendiği daha nasıl izah edilebilir?
PKK, Batı destekli “Birleşik Bağımsız Kürdistan” hedefi için 40 yılı aşkın süre silahlı terör eylemlerini tercih etti. Bu süre içinde Kürt sorununun çözümü için Türkiye’ye baskıyı artıran Batı dünyasına verilen cevap, “Karşımızda silahlı bir terör örgütü var” olurdu.
Silahlar bırakıldığında da PKK ve Batı aynı taleplerle geleceğine göre o zaman ne diyeceğiz?
Zurna burada “zırt” der mi, göreceğiz.