Her Şeyde Bir Hayır Vardır;PEROTTİ, PELKAS VE MERT HAKAN

Bu maçın öyküsünü Perotti, Pelkas ve Mert Hakan üzerinden yazabiliriz. Haftalarca bekledikleri fırsatı yakaladıklarında iyi oynayan, iyi yardımlaşıp iyi değerlendiren üç oyuncunun öyküsü olur.
Fenerbahçe adına ise öykünün başlığı “iyi transfer, doğru kadro, rahat nefes”…
Kötü tesadüf diyelim, geçelim. Maç öncesi kimilerinin dile getirdiği sitemlere katılmayalım. Milli maç aralarından sonra üç keredir en erken oynayan takım olmamıza da, bunların ikisinin deplasmanda olmasına da tesadüf diyelim. Birilerinin oturup “Perşembe dönen Fener’i Cumartesi 16.00’da oynatalım” diye planlama yapacak hali yok ya.
Kötü tesadüf ama her şeyde bir hayır vardır; Fenerbahçe’nin 7 eksiği vardı, sağbekte stoper Lemos oynuyordu ama Novak, Mert Hakan, Cisse ve Perotti’nin ilk 11 fırsatı bulması şanstı, hayırdı.
İlk kez birlikte oynayan, solda Novak-Perotti, sağda Lemos-Pelkas ikilileri, kanatlarını çok kullanan Fenerbahçe için riskti ama aynı zamanda Fenerbahçe’ye akan oyunda gol pratiği getirebilirdi, hayırdı.
Oyun Fenerbahçe’nin hakimiyetiyle başladı ve genel olarak da öyle gitti. Gençlerbirliği ise hızlı ataklarla kontratak aradı.
Pelkas ve Mert Hakan ilk yarı iyi anlaştı, paslaştı, yardımlaştı. Nitekim 14. Dakikada bu anlaşmayla gelen ilk gol şahaneydi. Pelkas’la sağ açıkta paslaşan Mert Hakan’ın, ceza sahasının dışından sol ayağıyla attığı şut filelere giderken kendisinden çok şey bekleyenlerin de yüzünü güldürdü.
Fenerbahçe’nin 30. dakikada duran toptan yediği golün sorumluluğunu kime yazarsanız yazın. Diego’nun Gençler formasıyla attığı ilk golü tüm defans güzelce seyretti.
Perotti’ye milli maç arası iyi gelmiş lakin yetmemiş. Hala o bildiğimiz Perotti değil ama tecrübesi ve tekniği kurtarıyor. 36. Dakikada aldığı penaltı ve attığı gol ustalığının ispatıydı. 68 dakikada attığı goldeki vuruşu ise Samatta ve Cisse’yi kıskandırmıştır.
Cisse demişken, arkadaş güzel top tutuyor, saklıyor, bir gün gol de atar inşallah. 66. Dakikada Perotti’nin kötü pasında kaçırdığı golü, pek çok santrafor kaçırırdı ama Cisse bu tür pozisyonlarda attığı gollerle meşhur. Hadi usta bekliyoruz.
İkinci yarı Sosa’nın usta işi vuruşuyla gelen golle başladı. Ama pozisyonu üreten yine aynı ikiliydi; Mert Hakan ve Pelkas…
Maçın bundan sonrasında Fenerbahçe’nin öyküsü başlıyor. Bu yıl yapılan transferlerle oluşturulan kadro derinliği yalnız ilk 11 çeşitliği getirmiyor, oyun içinde bol değişiklik şansı getiriyor. Oyuna sonradan giren Ozan, Caner ve diğerleri 5-1’lik skoru yarattı.
Bu yıl kadro zenginliğin kadar güçlüsün.
Hep oyunculardan söz ettik, Fenerbahçe’nin takım olarak oyunundan bahsetmedik. Çünkü
Gençlerbirliği o kadar zayıf ki, hiçbir değerlendirmeye kıstas olmaz. Bu maça bakıp Fenerbahçe’nin oyunu hakkında yorum yapan olursa lütfen ciddiye almayın.
Nobre’yi bu kadar erken gönderen Gençlerbirliği’nin oyuncu kalitesi de hayli zayıf. İlk 15 dakikadan sonra hızlı çıkışlarla gol aradılar. Zaman zaman etkili ataklar yaptılarsa da pozisyon bulmakta zorlandılar. Stoper Diego dışında göze batan tek bir oyuncu bile yoktu ne yazık.
Erol Bulut’un teknik direktörlük kariyerinde 100. Lig maçıydı Gençlerbirliği karşılaşması… Milli maç öncesi alınan yenilginin unutturulması için de iyi bir fırsattı. Tüm fırsatları iyi kullandı, mutlu ayrıldı Sarı Lacivertliler Ankara’dan…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi