Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

Hissikablelvuku’dan yeni albüm: ‘Cereyan’

Ân’da kalmaya karar verdiğim ve farklı bir müziğin içine kendimi bırakmak istediğim bir zamanda denk geldim onlara. İlk dikkatimi çeken gruplarının ismi oldu; Hissikablelvuku. Bu önsezi dediğimiz hissikablelvuku sık sık yaşadığım bir duygu ve önceden hissederim pek çok şeyi ama ân’da kalmayı başaramadığım için gelen hissiyatımı görmezlikten gelir yoluma devam ederim. Kapılmışsındır o cereyana, uzun süre etkisini gösterir çünkü, tıpkı onların yaptığı müzik gibi aslında ve grubun da dediği gibi hissederim;

“Hâlâ buradaysak, birbirimizi sesimizden bulacağız. Çünkü ‘bir gözün bile gördüğü çiçek artık solmaz.”

cereyan-album-cover.jpg

Hissikablelvuku, Berkan Tilavel, Okan Kaya ve Volkan İncüvez’den oluşan doğaçlama gelişen bir grup. Kendi aralarında ‘cereyan eden’ bir birliktelik oluşmuş ve böylece ‘Cereyan’ albüm ismine dönüşmüş.

Hissikablelvuku, Anadolu’nun köklü müzikal mirasından beslendikleri bir müzik yapıyor. Çağdaş bir estetikle bu mirası yeniden yorumluyor. Grubun icrası; makamsal ezgiler, doğaçlama pasajlar ve katmanlı ses dünyalarıyla şekilleniyor.

Müzikleri; rock, jazz, etnojazz, elektronik, afrobeat ve noise gibi türlerle ilişkilendirilse de grup, tanımlardan çok, “vuku bulan ân”ın kendisine odaklanıyor.

Müzikleri size başka bir deneyim sunuyor, bilinenin çok dışında farklı bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu yolculukta gittiğinizi zannederken duruyor ve nefes alarak hislerinizin eşlik edeceği bir durma haline dönüşüyor.

‘Cereyan’ albümünde en sevdiğim ‘Tütmez Bir Ateş’ oldu. Albümde yer alan diğer parçalar; ‘Meydan’, ‘Haberin Gelmeyeli’, ‘Sarı Kız’, ‘Sokak’. Tüm parçalar Hissikablelvuku tarafından doğaçlama olarak icra edilmiş.

askin-yuzu-afis.jpg

‘Aşkın Yüzü’ sinemalarda!

Taff Pictures ve Sky Films'in yapım ortaklığıyla çekilen, senaryosu Ferhat Ergün'ün imzasını taşıyan, yönetmen koltuğunda ise Emre Erdoğdu'nun oturduğu 'Aşkın Yüzü' bugün sinemalarda.

Filmde Helin Kandemir ve Onur Seyit Yaran şahane oynuyor. Gençlerin gözünden aşkın yüzünü anlatan film; “görmek mi, hissetmek mi?” duygusu üzerine kurulan bir hikaye. Tatlı bir film olmuş, gençlerin keyif alacağı ve aşka geleceği bir film ‘Aşkın Yüzü’.

Filmin benim için en ilginç tarafı ‘yüz körlüğü’ hastalığı oldu. Çünkü daha önce böyle bir hastalığın varlığından haberin yoktu ve çok şaşırdım.

Düşünsenize her şeyi görebiliyorsunuz ama yüzleri göremiyorsunuz…

Ne kadar zor ve korkunç bir durum değil mi?

Oysa biz yüze aşık olmayı ezber bilmişiz…

Ve yüzünü göremediğiniz birine aşık olabilir misiniz?

Bunları düşündürmesi açısından bile ‘Aşkın Yüzü’ farklı bir film olmuş ve izlenmeye değer.

İşte o noktada sesiyle, kokusuyla o aşkı arama hali bir mucize gibi.

Çok zor ve tuhaf gerçekten.

Aşkın bin bir çeşit yüzü var, değişik biçimlerde hissettiğimiz ve türlü türlü hikayeler yazdığımız… Ama önemli olan, aşkı ıskalamayıp yaşamayı seçmek aslolan.

Yüzlerimiz birbirine ayna olduğunda… Birbirimizin kalbini göreceğiz zaten…

Öyle değil mi?

Bugün bayram... Gerçekten byram gibi hissedeceğimiz günlere kavuşmak dileğiyle... İyi bayramlar herkese...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi