Barışcan İğrek
İsmail Kartal’a haksızlık yapıldı
Trendyol Süper Lig’de 4.hafta geride kaldı ve milli araya girdik. Ligin ilk 4 haftasında, mevcut kadrosunu koruyup üzerine Leroy Sane, Wilfried Singo gibi kaliteli takviyeler yapan Galatasaray puan kaybı yaşamadı.
Oynadığı son derece vasat futbol ile geride bıraktığımız sezonu kupasız tamamlayarak taraftarlarına hayal kırıklıklarıyla dolu bir sezon yaşatan Beşiktaş ile Fenerbahçe, bu sezona da oldukça “kaotik” bir başlangıç yaptı. İki takım da henüz sezonun başında teknik direktörlerini değiştirmek zorunda kaldı.
Yeni sezonda müzesine “en azından” bir kupa götürmek isteyen Beşiktaş için sezon başlangıcı yine sıkıntılı sonuçların ortaya çıktığı bir dönem oldu. Önce, UEFA Avrupa Ligi 2. Ön Eleme Turu’nda Shakhtar Donetsk’e iki maçta da mağlup olunarak turnuvaya veda edildi. Ardından, UEFA Konferans Ligi Play Off turunda Lausanne gibi “mahalle takımı” tabiriyle niteleyebileceğimiz bir takıma karşı iki maçta da galip gelinemeyerek bu platformdan da elenildi. Hal böyle olunca Beşiktaş başkanı Serdal Adalı, teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer ile yaptığı görüşme sonrası Norveçli teknik direktör ile yolları ayırdı. Ole Gunnar Solskjaer’den boşalan teknik direktörlük koltuğuna ise Sergen Yalçın getirildi
Başkan Adalı ve yönetim kurulunun, Solskjaer ile yolları ayırmakta biraz geç kaldığını düşünüyorum.Bana göre, UEFA Avrupa Ligi 2.Ön Eleme Turu’nda Shakhtar Donetsk ile oynanan ilk maçın ardından “bir dakika bile beklenmeden” yolların ayrılması gerekiyordu. Zira, Shakhtar ile İstanbul’da oynanan ilk maçın ardından Beşiktaş taraftarının Solskjaer’e “istifa” tezahüratına kadar varan çok büyük bir tepkisi vardı. Bu tepkiler, Beşiktaş taraftarı ile Solskjaer arasındaki bağların koptuğunun net bir göstergesi idi. Belki o maçın ardından bir teknik direktör değişikliğine gidilseydi, bugün Beşiktaş UEFA Konferans Ligi’nde de yoluna devam ediyor olabilirdi.
Ole Gunnar Solskjaer ile yolların ayrılmasının üzerinden bir gün bile geçmeden, teknik direktörlük koltuğuna Beşiktaş taraftarının ısrarla istediği isim olan Sergen Yalçın getirildi.
Sergen Yalçın doğru tercih mi? Kesinlikle doğru tercih. 2020-2021 sezonunda, zorlu pandemi koşullarında, çok zengin olmayan bir kadro yapısıyla Siyah Beyazlıları şampiyon yapmış bir teknik direktör. Camiayı tanıması ve Beşiktaş taraftarının gözünde önemli bir krediye sahip olması da kendisi için oldukça değerli.
Teknik direktörlük koltuğuna Sergen Yalçın’ın getirilmesi elbette ki Beşiktaş adına çok önemli bir gelişme. Lakin, başkan Serdal Adalı ve yönetim kurulunun da Sergen hocaya gerekli çalışma konforunu sağlaması gerektiğine inanıyorum. Özellikle, takımın hücum varyasyonları için son derece gerekli olan sağ kanat ve sol kanat transferlerini bir an önce bitirmeleri gerekiyor.
Sağ kanat pozisyonu için Alman ekibi Wolfsburg’ta forma giyen Vaclav Cerny ile anlaşıldığı belirtiliyor. Çok beğendiğim bir oyuncudur. Beşiktaş’ın 2020-2021 sezonu şampiyonluğunda büyük paya sahip oyunculardan biri olan Rachid Ghezzal’ın -bir tık-daha hızlısı. Sağ kanada -hiç şüphesiz- büyük bir hareketlilik getirecektir. Sol kanada da kalbur üstü bir takviye gelmesi halinde Sergen Yalçın liderliğindeki Beşiktaş’ın şampiyonluk yarışını son haftaya kadar sürdüreceğini düşünüyorum.
Trendyol Süper Lig’de 2025-2026 sezonunun başında teknik direktör değişikliğine gitmek zorunda kalan takımlardan biri de Fenerbahçe. Geçtiğimiz sezon başında büyük bir heyecan ile Sarı Lacivertlilerin teknik direktörlük koltuğuna oturan dünyaca ünlü Portekizli teknik direktör Jose Mourinho ile yollar ayrıldı.
Jose Mourinho; İngiltere Premier League’de, İspanya La Liga’da, İtalya Serie A’da sergilediği antipatik hareketleri Trendyol Süper Lig’de de sergilemeye kalkınca mental anlamda kendisini takımına odaklayamadı. Maçlarda yanlış oyuncu değişikliklerine imza attı, futbolcularıyla iletişimi son derece zayıf idi. Zaman zaman, gerçekleştirdiği basın toplantılarını takip eden medya mensuplarına ayar vermeye kalktı. Geçtiğimiz sezon, Kadıköy’de oynanan Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final mücadelesinin ardından Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk’un “burnunu sıkma” hadsizliğini bile gösterdi. Son olarak ise Şampiyonlar Ligi Play Off turunda Benfica ile oynanacak rövanş karşılaşması öncesinde, Fenerbahçe başkanı Ali Koç ve yönetim kuruluna yönelik olarak “transferler için yeterli çabanın gösterildiğini düşünmüyorum.” İfadelerini kullandı. Bu ifadeleri bardağı taşıran son damla oldu ve Fenerbahçe yönetimi, kendisiyle yolları ayırma kararı aldı.
Tüm bu antipatik hareketlerine rağmen Jose Mourinho’yu “asla ve asla” kabahatli bulmadığımı belirtmek isterim. Fenerbahçe yönetiminin, bu ayrılığın nedenlerini iyi analiz etmesi gerekiyor. Neden mi?
Jose Mourinho; bu tür antipatik hareketleri İngiltere Premier League, İspanya La Liga, İtalya Serie A gibi Avrupa’nın en çok takip edilen üç liginde bile sergilemekten çekinmeyen bir teknik direktör. Adamın mizacı bu! Trendyol Süper Lig gibi, Avrupa’da adı çok fazla duyulmamış bir organizasyonda teknik direktörlük yapacağı için karakterinden ödün verecek değil. Kusura bakmayın ama siz, bir önceki sezon gayet iyi bir puan (99) ile takımının sezonu ikinci sırada bitirmesini sağlayan İsmail Kartal’ı, sezon biter bitmez alelacele bir şekilde gönderip yerine teknik direktörlük kariyeri düşüşte olan ve antipatik hareketleriyle tanınan Jose Mourinho’yu getirirseniz şikayet etmeye hakkınız yoktur!
İsmail Kartal’ın teknik direktörlük koltuğunda oturduğu Fenerbahçe, 2023-2024 sezonunu 99 puan ile 102 puanlı Galatasaray’ın gerisinde ikinci sırada tamamladı ama oynadığı futbol ışık veriyordu.
Jose Mourinho’nun teknik direktörlük koltuğunda oturduğu Fenerbahçe ise taraftara en ufak bir ışık vermedi. Mourinho’nun göreve başladığı tarihten bu yana İrfan Can Kahveci, Çağlar Söyüncü gibi kıymetli yerli oyuncuların düşüşe geçtiğini görüyoruz. Santrafor Cenk Tosun’u bu kategoriye almıyorum. Zira Cenk Tosun, Beşiktaş’ta forma giydiği dönemlerde zaten düşüşe geçmişti. Gözlemlerim ışığında İsmail Kartal’ın Fenerbahçe teknik direktörlüğüne Jose Mourinho’dan daha fazla yakışacağını düşünüyorum.