
Uğur Ergan
Kaçmaya çalışmayın yalana sığınmayın
Kartalkaya’da Grand Kartal Oteli’nde ihmaller zincirinin aramızdan kopardığı 78 canın acısını tarif edebilmek mümkün değil.
Faciayı gün boyu TV başında izlerken, ilk başlarda verilen 10 can kaybı haberinin doğru olmadığını, sayının daha fazla olduğunu herkes gibi tahmin edebiliyordum. Yangının üzerinden dört gün geçti. Birçok ocağa ateş düşmüşken, iktidar medyası, gerçek sorumluluğu başkalarının üzerine atma peşinde.
Herkesin anlayabileceği şekilde anlatmaya çalışayım.
İnşa ettiğiniz bir otelin işletme ruhsatı için başvuru yapılan yer o ilin valiliğine bağlı İl Özel İdaresi. Ruhsat için 30’a yakın belgeye ihtiyaç var. Bunlardan birisi de itfaiyenin yangın yeterlilik belgesi.
Ruhsatı aldıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurarak turizm işletme belgesi alıyorsunuz. Bu belgeye göre, hak etmesi halinde işletmenin kaç yıldız alacağı da dahil, sınıflandırma yapılıyor.
Mevcut düzenlemelere göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yaptığı, şikayet olması halinde tamamen kağıt üzerinde yapılan bir denetleme. İtfaiye denetlemesi de yine aynı şekilde şikayet veya talep olması halinde yapılıyor.
Nitekim Grand Kartal Oteli geçen yıl Bolu İtfaiyesi’nden denetleme talep etmiş. Otelin geneline Bolu İtfaiyesi’nin yangın yeterlilik belgesi vermediği, belediyenin tespit ettiği eksiklikleri otel yönetimine ilettiği, bunun üzerine otel yönetiminin başvuruyu geri çektiği ortaya çıktı.
Anlaşılan otelin tüm eksikliklerini tespit etme yetkisine sahip Bolu İl Özel İdaresi çok uzun zamandan beri denetim yapmaya ihtiyaç duymamış.
Dikkat ettiyseniz faciayla ilgili haberlerde İl Özel İdaresi pek konu edilmiyor. İl Özel İdaresi’nin dolayısıyla Bolu Valiliği’nin bu işteki sorumluluğu görmezden geliniyor.
Gelelim, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, iktidar medyasını arkasına alarak sorumluluğu Bolu Belediyesi’nin üstüne yıkma gayretine.
Bolu Belediyesi’ni hedef alma oyunu, yayın yasağının kalkmasından sonra Anadolu Ajansı’nın (AA) önceki gün servis ettiği haberle başladı. Haberin girişi şöyleydi:
“Bolu Belediyesinin, Grand Kartal Otel'de açılmak istenen 70 metrekarelik kafe restoran için yapılan başvuru üzerine hazırladığı 2 Ocak 2025 tarihli belgede ‘Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğine göre uygundur’ ifadeleri yer aldı.”
AA’nın bu haberi servise sokulur sokulmaz, başta TRT olmak üzere iktidar medyası, hemen Bolu Belediyesi’ne karşı atağa geçip faciaya neden olan yangının belediyenin “yeterlilik belgesi” verdiği kafeden çıktığı algısı yaratmaya başladı.
Bunun neden yalan olduğunu anlatayım.
Yaklaşık 20 yıldan beri fırsat oldukça yakın arkadaşlarımla kayak yapmaya gidiyorum. Kayağa gittiğimiz yer de, Ankara’ya yakın olması nedeniyle 78 cana mezar olan Kartalkaya’daki Grand Kartal Oteli’nin pistleriydi. Çoğunlukla hafta sonları günü birlik giderdik. Bazen de yılbaşılarını ailelerimizle bu otelde geçirirdik.
Talep üzerine Bolu Belediyesi’nin yangın yeterlilik belgesini verdiği kafenin, otelle ve otelin ana binasıyla hiçbir ilgisi yok. Ayrıca burası yeni bir yer değil. Otele iliştirilmiş vaziyette, bayağı bir süredir var.
Arka taraftaki bu kafe, kayak pistine çıkış yapılan en alt katta, üçüncü şahıslar tarafından çalıştırıldığı söylenen bir yerdi. İçinde iki sıra halinde 8-10 masa vardı. Çay, kahve, sıcak sahlep ve tost servis edilirdi. Yani burası ayrı bir işletme olarak, “her şey dahil” konseptine dahil değildi.
Kayaktan dönenlerin sıcak bir şey içerek yorgunluk atmaları için düşünülmüştü. Hava karardıktan sonra kayak yapmak imkansız hale geldiği için de bu kafe kapanırdı.
Yangının, otelden tamamen ayrı olan bu küçük işletmeden başladığı doğru değil. Zaten yangının, dördüncü katta bulunan otelin mutfak ve restoran kısmından başladığı biliniyor.
Restoranın üstünde resepsiyon bulunuyordu. Otelin arka tarafı yamaca baktığı için kotta dört kat vardı. Bu nedenle üst katlarda kalanlar asansör kullandıklarında resepsiyon için 5’inci, restoran için 4’üncü, en alt katta bulunan söz konusu kafe, kayak odası ve SPA bölümü için 1’inci kata basmak zorundaydı.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı önceki akşam Halk TV’de izledim. Kafe ile ilgili anlattıkları doğruydu. Ancak bence yetki kendisinde olmasa da, Bolu İtfaiyesi’nin 2024’te tespit ettiği eksikleri işletmeye ruhsat veren İl Özel İdaresi’ne en azından vicdani rahatlık açısından iletmesi gerekirdi.
Bakan Ersoy ile Bolu İl Özel İdaresi, yalanların arkasına saklanmak yerine gerçekleri kamuoyuna açıklamalı.
Bakan Ersoy ve sorumlular, Türkiye’de unutulan istifa kurumunu işletirlerse, tarihe geçeceklerini de unutmamalılar.