
Uğur Ergan
Macun tüpten çıktı
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hasta yatağından yaptığı her açıklama sonrası 86 milyon “decoder” olup, ne demek istediğini anlamaya çalışıyoruz.
Silivri’de tutsak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili yaptığı ve yargı sürecinin ivedilikle sonuçlanmasını isteyen son açıklaması da aynı şekilde tartışmalara neden oldu. Muğlak ifadeler içeren açıklama sonrası yandaşı, muhalefeti kendi bahçesinde oturup, “Bahçeli ne demek istedi?” diye saatlerce çene çalıyor.
Bahçeli’nin oturup bu açıklamaları bizzat kaleme aldığını hiç sanmıyorum. Büyük ihtimal yapılacak açıklamanın çerçevesi tartışılıp ortaya çıkan bir görüş doğrultusunda hazırlanan metin Bahçeli’nin önüne konuluyor, o da son rötuşları yaptıktan sonra metin ortaya çıkıyor.
İnsan şunu düşünmeden edemiyor. Acaba Bahçeli’nin son açıklaması, özellikle 19 Mart’tan sonra artık yandaş kalemşörlerin bile köşelerinde itiraf etmek zorunda kaldıkları kamuoyu araştırmalarına göre AKP ile birlikte mum gibi erimeye başlayan MHP’yi bir şekilde gündemde tutmayı ve AKP yönetimine de “Ne yaptığın belli değil. Bana göbekten bağlı olduğunu asla unutma. Sonucuna ben değil, asıl sen katlanmak zorunda kalırsın” mesajı içeriyor olmasın.
Milletin bu saatten sonra Bahçeli’nin açıklamalarını ilk gündem maddesi olarak değerlendirdiğini düşünmüyorum. Bundan dolayı Bahçeli’nin açıklamalarından çok milletin ne dediği önemli. Milletin ne dediğini de önceki akşam bir kez daha Beylikdüzü’nde gördük. Bu nedenle Beylikdüzü mitingiyle ilgili gözlemleri aktarmakta fayda var.
CHP, artık korku duvarını aştığını, daha fazla katılımla meydanlara çıkarak gösteren toplumsal muhalefetin peşini bırakmaz. Bunu istese de yapamaz. Gencinden yaşlısına kadar her kesimi kapsayan şekilde, macun tüpten çıkmış durumda. Bunu görüp gayet iyi değerlendiren Genel Başkan Özgür Özel de mitinglerin bundan böyle “eylem” olacağını söyledi ve “İmamoğlu ile birlikte tutuklu tüm arkadaşlarımız serbest kalana ve erken seçimle sandık milletin önüne gelene kadar bu mitinglerin aralıksız süreceğini” vurguladı. Özel’in Bahçeli’ye çektiği “3 T” restini de haberlerde görüp, okumuşsunuzdur.
Özel, Beylikdüzü’ndeki konuşmasında da Tayyip Erdoğan için ısrarla “Cuntacı, darbeci ve cunta başı” tanımını sürdürdü. Öyle anlaşılıyor ki, Özel hakkında tazminat davası açılmasına rağmen, Erdoğan için bu tanımları toplumun hafızasına yerleştirmede ve tarihin sayfalarında yer bulmasını sağlamada kararlı.
Özel’in hedefindeki bir diğer isim de 31 Mart’ta aramızdan ayrılan sanatçı Volkan Konak için ağıza alınmayacak sözler söyleyen Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu. Özel, “Namussuz herif” diye tanımladığı bu müftüyü her eylemde on binlere yuhalatacağını Beylikdüzü’nde bir kez daha gösterdi. Tayyip Erdoğan’ın da nedense müftüyü görevden almadığına dikkat çekti.
CHP’nin eylemleriyle ilgili önemli bir bilgi de vereyim. CHP kanadında, her geçen gün artan adaletsizlik ve ekonomik sıkıntıların artık AKP ve MHP seçmeninde de kırılmaları artırdığı, bu insanların eylemlere destek vererek kendilerini ifade edebilme özgürlüğüne kavuştuğu görüşü de hakim. Bu nedenle eylemlerin hem partinin oy oranını artırdığı hem de her kesimden insana, “Eylem yapmak, hak aramak, haksızlığa hukuksuzluğa karşı ses çıkarmak, devlete karşı bir tutum değil” anlayışını yerleştirdiği belirtiliyor.
Öyle anlaşılıyor ki, AKP iktidarının Ekrem İmamoğlu ile ilgili evde yaptığı hesap çarşıya uymadı ve baltayı taşa vurdu.