
Uğur Ergan
Mutluluk ve inanç meselesi
Özel hayatın mahremiyetini dikkate almayarak günlük yaşamın neredeyse her anını sosyal medya platformlarında paylaşanları anlamakta zorlananlardanım.
Yazılarımı paylaşma dışında sosyal medya bağımlısı bir insan değilim.
X’te veya Instagram’da gezintilerim günde toplam en fazla 15-20 dakika. Çoğunlukla da gün aşırı.
X’te dolaşırken karşıma çıkan iki paylaşımı önemli buldum.
“İşte tam da bu” dediğim tür mesajlardı.
Her yıl yaşanan “Türkiye mi, Yunanistan adaları mı” tartışmaları eşliğinde yaz mevsimini yarıladık.
Öyle görünüyor ki, geçmiş yıllarda olduğu gibi gerek Yunanistan ana karası gerekse adalardaki yeme-içme fiyatlarının Türkiye’ye göre çok daha uygun olmasını, sezon bitene kadar konuşup duracağız.
Çocuk kitapları çizeri Buket Topakoğlu Erkan’ın X’te karşıma çıkan paylaşımı da bu meseleyle ilgiliydi.
Buket Hanım, tanıştığı Yunanistanlı bir müzisyenin düşüncelerini şöyle aktarmış:
“Dün Yunanlı bir müzisyenle tanıştım. Türklerin tatil için Yunan adalarını seçme sebeplerini anlatırken dedi ki, ‘Siz sanıyorsunuz, mesele sadece paradır. Değil! Türkler mutsuz, Türkler eğlenmeyi unuttu. Oraya gidiyorlar, mutlu ve eğlenen insanları görüyorlar. Hatırlıyorlar’...”
1987'den beri Türkiye'ye geliyormuş, ülkenin nereden nereye gittiğini, daha doğrusu gerilediğini çok net görenlerden. ‘Aşkla geliyordum, ama artık, bu kadar sevmesem, gelinecek yer değil’ diyor…
İsmi açıklanmayan Yunanistanlı müzisyen hiç de haksız sayılmaz.
Gerçekten AKP iktidarı sonrası zaman içerisinde mutluluğu, sevinci unuttu Türk toplumu.
İslam bahane edilerek insan sevgisinden uzak kaşı çatık erkek egemenlerin dikte ettirmeye çalıştığı, yasakçı, baskıcı, kadını dışlayan kurallarla sınırlamaya çalıştığı hayatla mücadele etmekten yoruldu insanlar.
Tüm bunlara bir de ekonomik sıkıntıların yarattığı tahribatı ekleyin.
Bundan dolayı AKP ve müttefiklerini ilk seçimde iktidardan gönderme gerekçelerinden biri de haklı olarak toplumun yeniden yaşam sevincine kavuşma arzusudur.
X’te ilgimi çeken ikinci paylaşım sinema sanatçısı ve dizi oyuncusu Berna Laçin’den. O da terör örgütü PKK’nın “sembolik silah yakmasıyla” başlatıldığı savunulan “Terörsüz Türkiye” projesiyle ilgili.
Laçin şunu yazmış:
“Kimsenin barışa karşı olduğunu sanmıyorum. Bu sürecin ve birleşmenin, barış ile ilgili olduğuna inanmayanlar var. Hepsi bu.”
Toplumun büyük kesimi, bu sürecin Erdoğan’a yeniden cumhurbaşkanlığı yolu açılsın diye yapıldığına inanıyor ve AKP-MHP-DEM ittifakı ne yaparsa yapsın, bu endişeyi ortadan kaldıramıyor. Laçin’in de demek istediği bu.
“Barış geldi, asın bayrakları eve” deniliyor.
Dün 15 Temmuz, AKP’nin bir dönem iç içe olduğu FETÖ’cülerin darbe girişiminin yıldönümüydü.
Bayağı dolandım Ankara’da.
Resmi kurumlar dışında hiçbir evin penceresinde, balkonunda bayrak görmedim.
Ne söylerseniz söyleyin, perde arkasında kumpası gören halk inanmayınca, yapmıyor.
OKURA NOT: BİR SÜRE TATİLDE OLACAĞIM. GÖRÜŞMEK ÜZERE