Yağız Kutay
Disiplin Yerine Aspirin
Virüs vücuda girdiğinde onu hafif atlatmak bağışıklık sistemine bağlıdır.
Güçlü bünye için iyi beslenme, uyku, hareket… Eksik etmemeliyiz.
Peki ya bir ülkenin bağışıklığı? Ekonomik şoklara karşı “dayanıklılık” neyle ölçülür?
Türkiye gibi krizlere açık ekonomilerde kamu maliyesinde disiplin.
Bütçe disiplini sadece denk bütçe tutturmak değil. Sürdürülebilir açıklarla, borçlanmanın yönetilebilir tutulmasıyla, faiz dışı dengenin fazla kalmasıyla mümkündür. Mali kuralların varlığı ve kamu harcamalarında şeffaflık da disiplinin ayrılmaz parçasıdır. Aşağıdaki grafikte gösterilen faiz dışı denge, devletin borç faizleri hariç (birincil) durumunu gösterir. Bir nevi kamu maliyesinin çekirdek sağlığı gibi.
Grafik 1
Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı, Aralık 2024 Aylık Bütçe Gerçekleşme Raporu. (12 aylık birikimli değerler)

Bütçe disiplini olan bir ülkenin faiz dışı açığı olur mu?
Başka deyişle eğer faiz ödemesek bile gelirimiz giderimize yetmiyor. O zaman gerçekten mali disiplinden söz edebilir miyiz? Bu oran gösteriyor ki demek ki kamu maliyesindeki bozulmanın sebebi faiz değilmiş.
Maddi sıkıntıları olan sürekli borçlu bir hane düşünün. Çocukları özel okula yollamak, her gece doğal gaz açmak yerine misafir gelecek diye koltuk takımı yenileyen bir aile. İşte bizim de devlet olarak içinde bulunduğumuz durum tam olarak bu.
Kamu maliyesi, seçim dönemlerinin “gösterişli” harcamalarıyla yükleniyor. Sosyal transferler, istihdam teşvikleri, vergi afları… Kalemlerin hepsi seçmeni memnun ediyor ama bütçeyi yoruyor. Üstelik bu harcamaların çoğu bir kerelik değil, kalıcı: sabit gider haline geliyor. Gider kalemi büyürken gelir tarafında aynı iştah yok.
Mesele harcamanın nereden kısılacağı. Ama bizim “nereden kısmayacağımız” çok net: Devletten. Kamu kurumları verimsiz ve şişkin kadrolarla çalışıyor. Kimse “önce ben” demiyor. Kamu özel iş birliği projeleri hâlâ bütçeye yük bindiriyor.
Bu açık kapanmıyor üstelik. Ağustos böceği ciddiyetinde bir kamu maliyesi yönetimi var. Güncel örnekle gidelim. TL mevduat faizlerinde 6 aya kadar vadeli hesaplarda stopaj %5’ten %7,5’e yükseltildi. 1 yıl ve üzeri de yüzde sıfırdan %2,5’a. Bu kararla, vatandaş faizi henüz elde etmeden daha da fazla vergi alınması resmiyete döküldü. Bu mali politika olabilir mi? Olsa olsa mali pansuman.
Ekonomik karşılaştırmalar da biraz mahalle dedikodusuna benzer. Kim ne giymiş, kim kimi aldatıyor…
Grafik 2
Kaynak: OECD ve IMF

Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler 0,5 ile -0,5 arasında geziniyor. Türkiye serbest düşüşe devam ediyor.
Grafik 3
Kaynak: OECD 2023 verilerine dayalı tahmini değerler.

İktisadi mahalle arkadaşlarımız bütçesini görece düzgün yönetirken, biz her geçen yıl Dünya’nın merkezine yolculuğumuza devam ediyoruz. 2023 yılında Türkiye’nin faiz dışı açığının GSYH’ya oranı %1,4 iken, Polonya GSYH’sının %0,46’sı kadar fazla verdi. Bu fark, mali esneklik ile mali çöküş arasındaki ince çizgiyi gösteriyor.
Mali gücün değil, mali çaresizliğin vergi politikası
Devlet geliri vergilendirir, bu normal. Ama gelir daha doğmadan kesinti yapıyorsa, bu vergi değil çaresizliktir. Faizi düşüremeyen hükümet, dolaylı vergilerle tasarrufun getirisini buduyor. Bu sıkışmışlık halinde mali disiplin artık bir tercih değil, refleks. Bankamatik zombi memurlarla günü kurtaran kararlarla değil. Yönü ve yaratıcı vizyonu olan bir mali yönetimle mümkün.
Kaynakça:
1. Hazine ve Maliye Bakanlığı (HMB), 2024 Aralık Aylık Bütçe Gerçekleşme Raporu.
2. HMB, 2024 Temmuz Aylık Bütçe Gerçekleşme Raporu.
3. OECD Ekonomik Görünüm Raporu – Türkiye 2023.
4. IMF Türkiye 2024 Article IV Değerlendirme Raporu.
5. CEIC Data, "Poland General Government Primary Balance (% of GDP)," 2023 verisi, erişim: Temmuz 2025.