Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

‘SAHTE DEVLET’ BUNU DA MI GÖRECEKTİK?

BENCE; toprak altımızdan kayıyor, farkında değiliz!

Eskilerin çok anlamlı bir sözü var; “murakabe, muhasebe ve muhakeme, kaybedilirse pusulasız gemi gibi meçhule düçar olursunuz.”

Aslında İslam inancının/tasavvufi düşüncenin bir ilkesini ifade eden bu özlü söz, bizim medeniyetimizde bireysel başarının, toplumsal yaşamın ve devlet yönetiminin rehberidir, pusulasıdır.

Denetim, muhasebe ve değerlendirme/stratejik düşünce birlikte, ilerlemenin, gelişmenin ön şartıdır. Bunu içselleştirmezseniz, devlet yönetiminde kural haline getirmezseniz ne durumda olduğunuzun, ne yöne doğru ilerlediğinizin ve gelecekte sizi nelerin beklediğinin farkına varamazsınız. Zamanında yapılmayanlar için ağır bedeller ödemek durumunda kalırsınız.

Bir başka ifade ile söylersek; olgunlaşarak gelişmek ve ilerlemek istiyorsanız kendinizi sürekli denetim/gözetim altında tutmalısınız, karda mı zararda mı olduğunuzun her an muhasebesini yapmalısınız ve daha iyi olabilmek için neler yapmanız gerektiğini daima düşünmelisiniz, araştırmalısınız.

Bu uzun girişten maksadım; son günlerde ülkemizde yaşananların sebebini sorgulatmaktır.

Neler oluyor?

Zamanın ruhuna, Devletimize, Milletimize yakışmaz haller yaşıyoruz. Devletin dijital alt yapısı özellikle de e-devlet sistemi yol geçen hanına dönmüş.

“Bir çete kurulmuş, devletin güvenliğini sağlamakla görevli Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı ve yardımcısı dahil, devletin üst düzey kamu görevlisi 270 kişinin e-İmzalarını dijital olarak ele geçirmişler, bu imzaları kullanarak sahte diplomalar üretmişler, ürettikleri sahte diplomaları hem YÖK’ün hem de e-Devlet sistemine elektronik olarak yerleştirmişler.”

Kaç tane sahte diploma ürettikleri yani aramızda ne kadar diplomalı sahtekarın dolaştığını, sahte diplomalı doktor, mühendis, avukat, hakim, polis, öğretmen olduğunu bilmiyoruz.

Türkiye, hayatımız, çocuklarımız kimlere emanet?

Devlet nerede?

23 yılını doldurmaya yakın AK Parti iktidarı nerede?

Bu kaçıncı aldanma/aldatılma?

Hiç mi murakabe/denetim yok, sorumlulardan hesap sormak/cezalandırma yapılmıyor ve neden bu olaylar sürekli tekrarlanıyor diye düşünmüyoruz/muhakeme yapmıyoruz?

Sözcü Ömer Çelik, “Kökünü jiletle kazıyacağız” diyor; ne zaman yapacaksınız?

Daha önce Devletin kozmik odasına girip tüm stratejik sırlarının Türkiye düşmanlarına servis yapıldığını görmüştük. Yüzlerce devlet görevlisi şehit edildi! Ne yaptınız?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Genelkurmay Başkanı “terör örgütü lideri olmak” suçlaması ile mahkum edilmişti. AK Partililer, “Türkiye safralarından temizleniyor” diye övünüyordu.

Sonra ne oldu?

CİA ajanları oldukları anlaşılan FETÖ ki iktidarın sevgili Hocaefendisi idi; her istediklerini verdikleri cemaat, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkmaya teşebbüs ettil.

Ülkeyi yönetenler “aldatılmışız, hakkınızı helal edin” diyerek işin içinden çıktılar.

Murakabe, muhasebe ve neden böyle oldu diye muhakeme yok..!

“Yola devam...”

VE nihayet, şimdi, Devletin resmi kayıtlarına sızılarak şimdilik 270 (aslında bu rakamın çok büyük olduğu iddia edilmekte) üst düzey kamu görevlisinin imzaları taklit edilerek bir sahte devlet idaresi oluşturdular. Bunlar, FETÖ’nün Paralel Devlet yapılanmasından çok daha tehlikeli; silahsız, kansız bir darbe ile devleti ele geçirmeye çalışabilirler.

Kimin umurunda!

Yola devam(!)

İnşallah kökünü kazıyacaklar(!)...

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açtı; 220 kişi hakkında adli işlem yapıldı. Yarın unutulur, biter, gider; diğerleri gibi...

Yenidoğan çetesi gibi, Bolu Kartalkaya oteli gibi, Soma’da, İliç’te binlerce ton toprağın altında boğulan madenciler gibi, 6 Şubat depreminde çürük binaların enkazı altında kaybolup giden 50 bin deprem şehidimiz ve diğerleri gibi...

Unutuldu, unutturuldu... Bedeli millet ödedi, siyaset “sütten çıkmış ak kaşık(!)

Tüm bu yaşananların muhakemesi yapıldı mı; hayır. Muhasebesi yapıldı mı, hayır. Bir daha olmaması için murakabesi yapıldı mı; hayır, hayır, hayır...

Hiçbir şey olmamış gibi “yola devam.”

20. Yüzyılın ilk çeyreğinde kurulan dünya düzeni değişim sancıları yaşıyor; küresel nükleer savaş ihtimalinden bahsediliyor; müttefik bildiğimiz dünkü SEVR’in sahipleri bölgemizde mevzilerini kazıyorlar; dört bir yanımızdan savaşın ateşini hissediyoruz. Değişim, belirsizlik, kuralsızlık ufkumuzu sardı.

Böyle bir ortamda Türkiye’de, ‘devletin imzası’ başkalarının eline geçmiş...

Yine, yeniden yeni bir süreç başlatılıyor; dünün muhasebesi yapılmadan, hesabı sorulmadan, durumun muhakemesi yapılmadan bir meçhule yine pusulasız atılıyoruz.

Bu defa işimiz daha zor; çünkü devlet içinde şimdi bir ‘sahte devlet’ kurulmuş...

Sorumluların(!) kökünü jiletle kazımak gerekir(!)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi