Alaaddin Dinçer

Alaaddin Dinçer

Türkiye’nin Eğitim Karnesi Toplumsal Kaygıları Artırmaktadır

Türkiye’de 2023 seçimlerinin ardından atanan yeni hükümetin Milli Eğitim Bakanı Sayın Tekin’in “kızlar için ayrı okullar açılmalı” tartışması gündemdeki yerini korurken, eğitimin diğer sorun alanları çözüm beklemeye devam etmekte. Bu sorun alanlarına kaynaklık eden ayrılan bütçelerin ve yapılan yatırımların yetersizliği çeşitli uluslararası kuruluşların hazırladığı raporlara da yansımakta. Bu raporlar arasında en dikkat çeken rapor, 3 Ekim 2022 tarihinde OECD tarafından yayımlanan eğitim alanında Türkiye’nin yatırım ve araştırma konularında yayımlanan raporu oldu. Rapor Türkiye’nin eğitim karnesinde kırıkların çok olduğunu ortaya koydu.

OECD’nin 38 tam üyesi ve ortak üye ülkelerle ilgili hazırladığı eğitim raporu göre,

*Türkiye, ilköğretimden yükseköğretim düzeyine kadar öğrenci başına yıllık harcamada OECD ülkeleri içinde son sıralarda geliyor.

*Mevcut verilere göre Türkiye, MEB’e ve üniversitelere ayrılan 2023 bütçesinden talebe başına ortalama 3 bin 71 dolarlık (2023 Ağustos ayı dolar kuru örgün öğretim öğrenci sayıları baz alınmıştır.) yıllık harcamayla 36 ülke içinde 34. sırada. OECD’de ortalama ise 11 bin 990 dolar.

*OECD’de yükseköğretimde araştırma ve geliştirme için öğrenci başına yıllık harcamada kişi başına 4 bin 678 dolar ile veri açıklayan 28 ülke içinde Türkiye 27. sırada.

*Raporun diğer ilginç bir saptaması ise 3 ila 5 yaş grubu ilkokul öncesi anaokuluna giden çocuk sayısının Türkiye’de oldukça düşük olması. Bu yaş grubu çocukların yüzde 41’i anaokuluna kayıt yaptırılırken, OECD ülkeleri içinde ortalama oran yüzde 83.

*Türkiye’de ilk ve orta dereceli okullardaki eğitim harcamalarında özel sektörün payı OECD ülkeleri içinde yüzde 25,1 oranıyla 36 ülke içinde ilk sırada gelirken, yine ilk ve orta dereceli okullarda kamunun payı yüzde 74,8 ile Türkiye 36 ülke içinde son sırada geliyor. 

*Ayrıca, Alman Bertelsmann Vakfı'nın hazırladığı 2019 yılı verilerine dayanan ve 17.11.2021 tarihinde yayımlanan aralarında AB ve OECD üyesi 41 ülkenin yer aldığı endeksin alt başlıklarından biri olan eğitimde fırsat eşitliğinde, Türkiye 41. sırada yer alarak sonuncu oldu. 

*World Economic Forum'un yapmış olduğu araştırmaya göre ülkelerin eğitim seviyeleri açıklandı. Listenin başında eğitim seviyesi en iyi olan ülke İsviçre olarak gösterildi. İkinci sırada onu Singapur takip ederken üçüncü sıraya ise Finlandiya yerleşti. Türkiye ise listenin 99. sırasında yer aldı. Açıklama tarihi/01 Eylül 2022

Yorum, öneriler ve sonuç, yukarıda yer alan bilgi ve bulgular, Türkiye’nin hem eğitim ve yükseköğretimde yapacağı yatırımlar için hem de araştırma geliştirme faaliyetlerine ayıracağı kaynakları mevcut oranların çok üzerinde yükseltmesi gerektiğini ortaya koymakta. Dünyanın gelişmiş 20 ekonomisi arasında girme iddiasında olan bir ülkenin böylesi önemli alanlarda son sıralarda yer alması ülkenin ve toplumun geleceğine ilişkin kaygıların artmasına yol açmakta. Özellikle yaşanmakta olan ekonomik krizin yarattığı sonuçlar insanlarımızın geleceğe yönelik kaygı düzeyinin endişe veren boyutlara çıkmasına neden olmakta. 

Öneriler,

-GSYH’dan eğitim ve yükseköğretime ayrılan pay yüzde 10’a çıkarılmalıdır.

-Genel bütçeden araştırma ve geliştirmeye ayrılan pay yüzde 4 olmalıdır.

-Hem eğitim hem de yükseköğretim bütçesinden yatırımlara ayrılan mevcut oranlar en az iki katına yükseltilmelidir.

-TÜBİTAK Merkezi bir bilim ve araştırma kurumu olmaktan çıkarılmalı bölgeselleştirilmelidir. Bu bağlamda; TÜBİTAK Merkezi Ankara’da olmak üzere Karadeniz’de Zonguldak, Samsun ve Trabzon’da, Marmara’da Bursa, Kocaeli, İstanbul ve Tekirdağ’da, Ege’de İzmir ve Denizli’de, Akdeniz’de Adana ve Antalya’da, İç Anadolu’da Konya ve Eskişehir’de, Doğu ve Güneydoğu’da Gaziantep, Diyarbakır, Malatya ve Erzurum’da birer tane bölgesel kurum açılmalıdır. 

-Okullarda ikili eğitimi bir yıl içinde sona erdirecek yatırımlar yapılmalıdır.

-MEB bütçesinden bütün okullara öğrenci sayısı ve ihtiyaca göre ödenek aktarılmalı, kamu okullarının tamamında öğrencilere öğlen yemeği verilmelidir.

-Eylül ayında çocuğu kamu okulunda öğrenci olan ve hiç geliri olmayan, asgari ücret ve altında geliri olan ebeveynlere her bir öğrenci için asgari ücretin yüzde 25’i oranında nakdi olarak ödenecek “eğitime hazırlık destek ödeneği” verilmelidir.

Sonuç, Sayın Bakan kız okulları açmak” gibi suni gündemlere odaklanmak yerine Türkiye’nin görünümünü ve öğrenci düzeylerini uluslararası ölçekte üst sıralara taşıyacak çalışma ve projelere odaklanmalıdır.  Aynı zamanda yukarıda yazılı önerilerin (bu öneriler çoğaltılabilir) yaşam bulması için mesai harcamalıdır. Eğitimin bir gün bile gecikmeden çözülmesi gereken yüzlerce sorunu varken, böyle suni gündemlerle zamanı tüketmek ne ülkeye ne de topluma bir yarar sağlamayacaktır. Çocukların hakları ve üstün yararı böyle bir sorumlulukla hareket etmeyi gerektirmektedir.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alaaddin Dinçer Arşivi