
Uğur Ergan
Utanmıyorsan Dilediğini Yap
Yazının sonuna bıraktığım haberi duyunca, 12 Eylül darbesi öncesi İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde (Şu anda Marmara Üniversitesi) okurken yüzü hala gözümün önüne gelen ancak ismini unuttuğum, kısa küt kesilmiş saçlarıyla hepimizi kendine hayran eden genç kadın felsefe hocamızın söyledikleri geldi aklıma.
O zaman tamamen erkek lisesi olan Haydarpaşa’nın devasa sınıf kapılarında, sanırım içeride sınav olup olmadığını dışarıdan görmek için gözetleme delikleri vardı. Dersi kırmış olan veya zamanında sınıfa girmeyen öğrenciler kimi zaman bu deliklerden bağırarak haylazlık yapardı.
Başka sınıftan bir öğrenci, güzel felsefecimiz ders anlatırken delikten “Hastayım sana” diye bağırmış ama tam kapı önünden kaçarken lise koridorlarında ders kıranları avlamaya çıkmış “Ateş” lakaplı efsane beden eğitimi hocamız rahmetli Muzaffer Tunçalp’e enselenmişti. Ateş hocanın içeriye soktuğu öğrenci, yüzü kızararak başta felsefe hocası olmak üzere hepimizden özür dilemişti.
Bu olayın üstüne felsefe hocamız (Olaydan kısa bir süre sonra kendi isteğiyle Haydarpaşa’dan ayrılmıştı) ahlak ve utançtan bahsetmiş, her iki olgunun İslam felsefesinde de çok önemli yer tuttuklarını hadis olduğunu söylediği, “Eğer utanma duygunuz yoksa dilediğinizi yapabilirsiniz” cümlesiyle anlatmıştı.
Bu sözü o zamandan beri hiç unutmadım ancak gerçekten hadis midir, değil midir açıkçası hiç merak etmedim.
Bu merakımı gidermek için internete girip başladım araştırmaya. “Diyanet Haber” ve “İslam ve İhsan” isimli sitelerde karşıma çıkan izahatı aynen aktarayım:
“Sevgili Peygamberimiz bir defasında ashabına şöyle nasihat etmiştir: ‘İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: Şayet utanmıyorsan, dilediğini yap!’ (Buhârî, Edeb, 78) Bir atasözü halinde nesilden nesile aktarılarak gelen ‘Utanmadıktan sonra dilediğini yap!’ hikmeti, utanma duygusunun insanı fenalıklara dalmaktan alıkoyduğunu açık bir şekilde ifade etmektedir. Şu halde Allah’tan ve insanlardan utanan bir kimsenin, kendisinin istediği her hareketi yapması mümkün değildir. Utanma duygusuna sahip olmayan bir kimsenin ise önünde hiçbir engel yoktur; dolayısıyla öyle bir kimse her türlü çirkinliği kolayca yapabilir.”
Bir şey daha çıktı internette karşıma. Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden emekli olmuş, Kürt kökenli ilahiyatçı Prof.Dr. Nurettin Turgay’ın 23 Aralık 2024’te “mirathaber.com” sitesinde “İslam’da Siyaset Ahlakı” başlığı ile yayımlanmış yazısı. Geçmiş dönemde HDP’den milletvekili (İzmir) ve belediye başkanlığı (Artuklu) adaylığı da olan Turgay’ın yazısından bir bölümü aktarmakta fayda var:
“(…) Toplumların kendi aralarından seçtikleri yöneticilere müdahale etmek yanlıştır, Kur’an ve sünnete muhalefettir. Toplumun iradesi dışında başlarına vali, kaymakam, kayyum ve benzeri amirleri atamak, doğru değildir. Çünkü bu tür atamalarla halkın iradesi devre dışı bırakılmaktadır. İradelerinin dışından atanan kişiler tarafından yönetildiklerini hisseden toplumların psikolojisi bozulur, manevi dengeleri zedelenir. Bu tür problemlerin yaşandığı toplumlarda toplumsal uzlaşı ve barış sağlanamamaktadır (…)”
Hay Allah, az daha unutuyordum yazının sonuna koyacağım haberi. Arz edeyim:
“31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP’den Hakan Bahçetepe’yi Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı seçen halk iradesi çalındı. Bahçetepe yerine AKP ve MHP’li üyelerin oylarıyla AKP adayı Eray Karadeniz başkanvekili seçildi.”
AKP usulü İslami ahlak ve terbiyeye pek uygun! Tebrik ederim.