Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Zararına ithalat: Strateji mi, zorunluluk mu?

Türkiye, otomotiv pazarında Çinli markalara ek vergiler ve tedbirlerle adeta bir vergi duvarı ördü. İçten yanmalı araçlarda %60'a, elektrikli araçlarda ise %50'ye ulaşan gümrük vergisi, üzerine eklenen yüksek ÖTV ve KDV ile Çinli markaların rekabet avantajını neredeyse yok etti. Bu vergi duvarı, Çinli markaları zorlu bir mücadeleye itti. Geçen yılın en çok satan markalarından Chery, 2024'te 15. sıraya kadar gerilerken, MG, Skywell, ve Leapmotor gibi markaların satışları ya durdu ya da durma noktasına geldi. Bu ağır tabloya rağmen ayakta kalmaya çalışanlar için 2 ihtimal var; ya genel merkezden büyük bir sübvansiyon alıyorlar ya da zararına satış yapıyorlar.

YATIRIM DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ

Çinli BYD'nin Manisa'daki yatırım kararı, bu stratejiye kritik bir örnek teşkil ediyor. Yatırım açıklamasıyla birlikte BYD, vergi muafiyeti kazandı ve böylece hem elektrikli hem de içten yanmalı modellerini daha rekabetçi fiyatlarla sunabilecek bir konuma geldi. Bu hamle, diğer Çinli markalara "Ya yatırım yapın, ya da pazardan çekilin" baskısını artırdı. Bildiğiniz gibi Chery de uzun süredir Türkiye'de yatırım planları yapıyor. Togg ile olası bir platform ortaklığı gündemde olsa da, bu işbirliğinin şu an için resmi bir vergi muafiyeti sağlamadığı belirtiliyor. Yani Chery, hala ağır vergi yükü altında ilerliyor. Ancak buna rağmen yeni marka ve modellerle pazar payını koruma hamleleri oldukça dikkat çekici. Geçen yıl Jaecoo markasını Türkiye’ye sokan şirket, şimdi de Omoda markasını getirmeye hazırlanıyor.

PEKİ NE ANLAMA GELİYOR?

Chery’nin bu hamleleri, güçlü bir merkez desteğiyle "zararına da olsa pazarda kal ve markanın gücünü artır” stratejisinin bir parçası olabilir. Veya bu, "yatırım yapmadan büyüme şansı var mı?" sorusunun bir testi niteliğinde de olabilir. Unutulmamalıdır ki, Çinli üreticiler uzun vadeli stratejiler kurma konusunda oldukça ısrarcıdırlar. Onlar için 10 yıl zarar edip 11. yılda pazarın hakimi olmak, ticari bir başarı olarak görülebilir. Ancak Türkiye'nin "yatırım yapmayanın işi zor" mesajı çok net. Bu nedenle, resmi bir yatırım kararı açıklanmayan her markanın uzun vadeli planı ciddi risk altında.

Sonuç; vergi duvarı yükseldikçe, yerli üretim yapmayan markaların Türkiye'de kalıcı olma şansı azalıyor. BYD'nin yatırım muafiyeti, sektördeki dengeleri kökten değiştirdi. Chery'nin Omoda hamlesi ise ya güçlü bir "lokal fetih planı" ya da bir "dayanıklılık testi" olarak görülebilir. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin ticaret politikası ile Çinli markaların agresif pazar stratejileri arasında ciddi bir gerilim hattı oluşacak. Bu gerilimin sonucunu belirleyecek tek şey ise net: Yatırım kararı.

omoda-7-1.jpeg

Bayilerin tek model şikayeti

Dünyada Jaecoo'nun bünyesinde konumlanan Omoda markasının D-SUV modeli Omoda 7, kasım ayında Türkiye'ye gelecek. Böylece Omoda markası bir yandan ülkemiz pazarına giriş yaparken diğer yandan Chery’nin Türkiye’deki genişlemesinde kilit rol oynayacak. Tüm zor şartlara rağmen Omoda 7’nin gelmesi biraz da Jaecoo bayilerinin sadece tek modelle yola deva etmelerinden duydukları rahatsızlığın bir sebebiydi. Chery,açıkçası Omoda 7 ile bu talebi karşılayacak. Türkiye'de şu an Chery'nin bir modeli olarak satılan Omoda 5'in geleceği ise belirsiz. Yeni modelle birlikte Omoda'nın Jaecoo bünyesinde ayrı bir marka olarak konumlanması muhtemel.

“Asıl mesele satmak değil araç bulmak”

Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, 2025 yılı için 85 bin adetlik rekor satış hedeflediklerini ancak asıl sorunlarının satış değil, araç bulmak olduğunu söyledi. Bozkurt, “Geçen yılı 61 bin adetle kapatmıştık, bu yılı 85 bin adetle tamamlayacağız. Aslında 17-20 bin adet daha fazla potansiyelimiz vardı ama istediğimiz sayıda araç alamıyoruz. Toyota, dünyada en çok satan marka olduğu için her ülkede yüksek talep var. Dolayısıyla Türkiye’ye ayrılan pay sınırlı kalıyor” dedi. Türkiye otomotiv pazarının bu yıl 1,25-1,3 milyon adet aralığında tamamlanacağını öngören Bozkurt, yeni ÖTV düzenlemesinin müşteri tercihlerinde değişime yol açtığını belirtti. Bozkurt; “Yerli modeller avantaj kazanırken ithallerin çoğu yüksek ÖTV baremine girdi. Müşteri de daha düşük vergili modellere yöneldi” dedi.

AVRUPA’DA EN ÇOK SATAN ÜLKEYİZ

Toyota’nın ilk 7 ayda satışlarını %54 artırarak 50 bini geçtiğini söyleyen Bozkurt, ticari araçlarda %98 büyüme kaydettiklerini ve artık satışların %20-25’inin ticari araçlardan geleceğini açıkladı. AB’ye tahsis edilen Corolla Cross modelinin %20’sini aldıklarını ancak talebin yarısını karşılayabildiklerini söyleyen Bozkurt, buna rağmen bu modelin Avrupa’da en çok Türkiye’de satıldığını da vurguladı. Bozkurt, SUV satış oranlarının %52’ye ulaştığını, hibritlerde ise %73’lük pazar payıyla lider olduklarını belirtti. Ayrıca Hilux 4x2’nin yeni ÖTV düzenlemesiyle birlikte ciddi fiyat avantajı sağladığını söyledi. Toyota Türkiye’nin bağlı olduğu ALJ Grubu ise “Ağaçlandırma Seferberliği” başlatarak satılan her araç için 10 fidan dikmeyi taahhüt etti. Bozkurt, “Yılda 1.4 milyon fidanı toprakla buluşturacağız” dedi.

ali-haydar-bozkurt-2-3.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi