Emre Özpeynirci
‘Made in EU’ Korkusu
Avrupa Birliği (AB), otomotiv ve sanayi politikalarında son yılların en kritik kırılma noktalarından birine giriyor. Brüksel, bir yandan 2035’te içten yanmalı motorlu araçların satışını yasaklayan düzenlemeyi esnetirken; diğer yandan ‘Made in EU’ etiketiyle üretimi kıta içine çekmeye hazırlanıyor. Bu hamle, yalnızca Avrupa’yı değil, ihracatının yüzde 60’tan fazlasını AB ülkelerine yapan Türk otomotiv sanayisini de doğrudan etkileyecek. Türkiye'nin toplam ihracatında %17 pay ile lider olan sektör, şimdi Brüksel’in ‘yerlilik’ bariyerine karşı pozisyon alıyor.
SANAYİ HIZLANDIRMA YASASI
Avrupa Komisyonu, Asya’dan gelen ucuz ithalatla sarsılan yerli sanayiyi ayağa kaldırmak için ‘Sanayi Hızlandırma Yasası’nı devreye alıyor. Fransız Komiser Stephane Sejourne tarafından yönetilen düzenleme, sanayide yeni bir korumacılık dönemini başlatıyor. Taslak, özellikle otomotiv ve temiz enerji teknolojilerinde ‘yerli içerik’ eşiğini %70’e çıkarmayı hedefliyor.
ÇİN’İ KENDİ SİLAHIYLA VURMAK
Brüksel, bu hamlesiyle adeta Çin’in ‘Made in China 2025’ stratejisini kopyalıyor. Yeni yasa, yabancı şirketleri Avrupa pazarında kalabilmek için yerel ortaklıklara ve teknoloji transferine zorlayacak. Yıllardır korumacı politikalara mesafeli duran Almanya’nın dahi, derinleşen ekonomik kriz nedeniyle ‘Avrupa malı al’ (Buy European) yaklaşımına yeşil ışık yaktığı belirtiliyor.

10 MİLYAR EURO EK MALİYET
Uzmanlar, bu stratejik dönüşümün ciddi bir maliyeti olacağı görüşünde. Şirketlerin ucuz Asya parçaları yerine daha pahalı Avrupa menşeli bileşenleri kullanmaya zorlanmasının, AB firmalarına yıllık 10 milyar eurodan fazla ek yük getireceği hesaplanıyor. Ancak Brüksel, "stratejik özerklik" adına bu maliyeti göze almış durumda.
OSD Başkanı Cengiz Eroldu : Dışlanırsak, Gümrük Birliği anlamını yitirir
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, “Made in EU” yaklaşımının birçok teşvik alanında ön koşul haline getirilmesinden endişe duyduklarını belirtti. Eroldu, şu uyarıyı yaptı: “AB’de Üretilmiş tanımının 28 Ocak 2026’da görüşe açılması planlanıyor. Türkiye’nin kapsam dışında kalması, yatırım ortamı açısından büyük risk oluşturur. Gümrük Birliği ortağı olan Türkiye’nin de bu tanıma dahil edilmesi hayati önem taşıyor. Türkiye’de üretilen taşıt ve parçaların dışlanması, Gümrük Birliği’nin sağladığı avantajları fiilen ortadan kaldırır. Türkiye, AB ile eşit şekilde değerlendirilmelidir.”

Türkiye için risk ve fırsat analizi
Türkiye, AB’nin en büyük ticaret ortaklarından biri olsa da bu yeni sistemdeki konumu henüz netleşmedi:
- Fırsat senaryosu: Türkiye "Avrupa içeriği" tanımına dahil edilirse, Türk yan sanayisi Çinli rakipleri karşısında dev bir avantaj kazanır ve bölgenin en önemli "yakın tedarik" merkezi haline gelir.
- Risk senaryosu: Tanımın "sadece AB üyesi ülkeler" ile sınırlı tutulması; Togg, Karsan, Anadolu Isuzu ve Otokar gibi yerli markaların teşviklerden mahrum kalmasına ve rekabet gücünü yitirmesine neden olabilir.
Çinli markaların ‘Türkiye Planı’ mercek altında
Brüksel, Çinli devlerin Türkiye üzerinden Avrupa pazarına "arka kapıdan" girmesini engellemek istiyor:
- Belirsizlik freni: BYD’nin Türkiye yatırımında somut üretim adımı atmaması, Brüksel’deki yasal belirsizliğe bağlanıyor. Şirketin Macaristan tesisine odaklanması, ‘Made in EU’ etiketini garanti altına alma stratejisi olarak görülüyor.
- Sert menşe kuralları: AB, Çin parçalarının Türkiye’de düşük işçilikle birleştirilip ‘Türk Malı’ gibi Avrupa’ya girmesini engelleyecek önlemleri masada tutuyor.
Kritik Tarih: 28 Ocak 2026
AB içinde ciddi lobi yapmalıyız
AB içindeki görüş ayrılıkları nedeniyle nihai müzakereler 28 Ocak 2026’ya ertelendi. Bu sürede Ankara-Brüksel hattındaki diplomatik temaslar belirleyici olacak.
Düzenleme Neleri Kapsayacak?
- Teşvik Filtresi: Kamu desteği ve vergi indirimi sadece %70 yerlilik şartını sağlayan araçlara verilecek.
- Batarya Şartı: Batarya bileşenlerinin büyük kısmı Avrupa menşeli olacak.
- Yeşil Çelik: Otomotivde daha pahalı ama düşük karbonlu Avrupa çeliği kullanımı şart koşulacak.