Yağız Kutay
2026 Asgari Çıkmazı
Milyonlarca çalışanın, işverenin ve hatta emeklinin gözü kulağı Ankara’dan gelecek tek bir rakamda. Asgari ücret...
Eskiden göstergeydi. Günümüzde Türkiye’nin "ortalama maaşı" oldu. Açıklanacak o rakam, sadece asgari ücretliyi değil, özel sektörde çalışan mühendisi de, tezgahtarı da, beyaz yakalıyı da doğrudan ilgilendiriyor. Çünkü asgari ücret artınca, diğer maaşlar aynı oranda artmıyor ve herkes yavaş yavaş asgari ücrete doğru eşitleniyor.
Yabancı Ne Diyor, Mutfak Ne İstiyor?
İktidar ve Merkez Bankası, enflasyonu düşürmek için "talebi kısmak" istiyor. Yani sizin daha az harcamanızı, piyasanın soğumasını hedefliyorlar. Bunun için de maaş zamlarını "gerçekleşen enflasyona" (yani yaşadığımız hayat pahalılığına) göre değil, "hedeflenen enflasyona" (yani olması umut edilen rakama) göre yapmak istiyorlar.
Peki, elin oğlu ne diyor?
* Deutsche Bank ve JP Morgan gibi devler, "Türkiye asgari ücrete %25 zam yapmalı" diyor.
* IMF (Uluslararası Para Fonu) ise "Aman geçmiş enflasyona bakıp zam yapmayın, ipin ucu kaçar" diye uyarıyor.”
Bu kurumların kafasındaki rakam aşağı yukarı 28.000 TL civarı. Onlara göre matematik bunu gerektiriyor. Excel tablolarında her şey yerli yerinde. "Maaş az artarsa, enflasyon düşer, uzun vadede herkes kazanır" diyorlar.
Ama o Excel tablolarının yazmadığı bir şey var: Açlık.
Beş Yılın Özeti
Hafızamızı biraz tazeleyelim. Çok değil, 5 yıl önceye gidelim:
* 2020'de asgari ücret 2.324 TL idi. O zaman bu parayla markete gittiğinizde sepetiniz doluyordu.
* 2023'te 11.402 TL oldu. Rakam büyüdü ama poşetler küçüldü.
* Bugün (2025 sonu) cebimize giren para 22.104 TL. Ama açlık sınırı (yani 4 kişilik bir ailenin sadece sağlıklı beslenmesi için gereken para) 30.000 TL'ye dayanmış durumda.
Son 5 yılda cüzdanımıza giren para kağıt üzerinde "rekor" kırmış ama alım gücümüz mum gibi erimiş. Biz, "maaşım arttı" diye sevinirken, aslında enflasyon canavarı o zammı biz bankamatikten çekmeden yemiş bitirmiş.
Benim tahminim ne mi? Ankara, ne yabancı bankaları küstürmek ne de vatandaşı tamamen açlığa mahkum etmek isteyecek. "Ortayı bulalım" diyerek 29.000 TL’ye yakın bir rakam açıklanması benim fikrim. Açlık sınırı psikolojik eşik olacak karar verici merciler için.
Bu rakam kağıt üzerinde "%30 artış" gibi görünecek. Manşetler "Büyük Zam" diye atılacak. Ama çarşıya pazara çıktığınızda, o paranın aslında 2025'in Ocak ayındaki 22 bin liranın alım gücüne bile sahip olmadığını göreceğiz.
Üretmeden, verimliliği artırmadan sadece para basarak ya da maaş artırarak zenginleşemezsiniz. Tüketimi düşürmek için asıl ihtiyaç tasarruf odaklı bütçeler yapmaktır. 2026’nın bütçesini takip ettiğimiz şu sıralarda vatandaşlardan beklenen tasarruf önlemlerini önce devlette görmek enflasyon mücadelesi için en değerli motivasyon. Yoksa sadece bol sıfırlı banknotlarınız ve daha derin bir yoksulluğunuz olur.