Ümit Sezgin
Sıradan Bir Takım
Fenerbahçe bugünkü futboluyla sıradan bir takım. Oyunu sıradan, oyuncu performansları sıradan, teknik direktörü sıradan… Ne takım oyununda bir gelişme var, ne bireysel performanslarda bir kıpırdanma. Dahası her geçen gün geriye gidiyor. Süper Lig’de bu Fenerbahçe’yle kafa kafaya oynayamayacak takım yok.
Aziz Yıldırım’ın meşhur bir sözü vardı 3 Temmuz operasyonları sonrasında, “Ne Fenerbahçesi kardeşim, memleket elden gidiyor” demişti, bu sözden ilhamla “Ne şampiyonluğu kardeşim, Fenerbahçe elden gidiyor” cümlesini okudum sosyal medyada. Kime aitse tebrik ederim, bu kadar güzel anlatılır. Fenerbahçe elden gidiyor.
Kaosun göbeğinde Fenerbahçe. Kaybedeceğini hiç düşünmeden adımlar atan Koç’tan geriye kalanlar Saran için altından kalkması çok zor yük. Ne yapar göreceğiz ama şu aşamada ilk büyük sınav teknik direktör meselesi gibi. Tedesco’ya güvenen galiba sadece Ali Koç’muş. Başta yardımcısı olarak atanan Gökhan Gönül olmak üzere aleyhinde konuşmayan kalmadı. Bugün alınan galibiyet Tedesco’yu belki ipten aldı ama şimdilik…
Tedesco hala takımı tanıyamadı, oyun planı kuramadı, arayışı sürüyor. Antalya karşısına çıkardığı ilk 11 de maç başlamadan tartışıldı. Geçen hafta orta sahada denediği Semedo’yu sağ beke geri çekmişti. Fred’i kesip orta saha merkezi Asensio-İsmail ikilisine vermişti. Bir adım önlerinde ise Talisca vardı. Bu tercihinin tartışılacağını biliyor olmalıydı ki maç öncesi “Fred önemli bir oyuncu ama bu maç tercihimiz bu yönde oldu” dedi.
Saran döneminin Kadıköy’deki ilk maçı olmasına rağmen tutuk başladı Fenerbahçe. Emre Belözoğlu, beklendiği gibi takımını kapadı, topu rakibe bıraktı, planını hızlı uzun toplar üzerine yaptı. Nitekim ilk yarıda böyle iki pozisyonla da gole çok yaklaştı. Peki bu beklenen plana karşı Tedesco’nun planı neydi? İlk yarım saatte santrafor Nesyri’nin sadece bir kere, o da korner direğinin yakınında topa dokunabildiğini söylersem, bir fikir verir herhalde. İsmail orta sahada kesicilik görevini üstlenmişti, Asensio ve Talisca’nın topu rakip ceza sahasına taşıması, pozisyon üretmesi, kanat ataklara destek vermesi gerekiyordu. Ancak bunların hiçbiri olmadı. Sadece çabalayan Asensio oldu. Fenerbahçe, o da Antalya izin verdiği için ceza sahası önüne yaklaşıp dışardan etkisiz şutlar çekebildi.
Önde Nesyri arkasında Talisca’nın olmadığını, olmayacağını dünya alem gördü Tedesco görmedi. Dzeko’nun yaptığını Nesyri’den bekliyor, yapamaz, yapamıyor. Cenk Tosun bile daha etkili. Talisca’dan ise orta sahaya destek veren on numara olmasını istiyor. Oysa bu işi yapabilecek Asensio, Kerem ve hatta Syzmanski gibi isimler var elinde.
Bıraktık her şeyi takımın temposu, hızı bile yükselmiyor. İştahı, hevesi yok oyuncuların. Penaltıyla bulunan golden sonra takım coşacağına, tempoyu düşürüyor, oyuncular duruyor. Antalya kapanmaktan vazgeçmiş, ileri çıkmaya çalışıyor, oynamak için, ikinci, üçüncü golü aramak için tam fırsat. Ne gezer. Belli ki böyle bitsin derdindeler. Tedesco’nun bu durgunluğu aşmak için hamleleri ise geç, 80’lerde geldi. Uzatmaların hemen başında yaşanan iki hareket çok şey anlatıyor; önce oyundan alınan Nene koşarak dışarı çıkarken, arkadaşlarınca durdurulunca yürüyerek ağır ağır çıktı, hemen ardından da Ederson aut kullanırken zaman çaldığı için sarı kart gördü. Bu iki hareket de Kadıköy’de 90’ıncı dakikada ve Fenerbahçe 1-0 öndeyken oldu. Oyuncuların halet-i ruhiyesi bundan iyi anlatılamaz herhalde.
Bugün iki farklı galibiyet günü kurtardı ama sadece günü kurtardı. Ortada ne ele gelir bir takım var ne oyun. Tedesco hala ipin ucunda.