Balkan İhtiyarları…

İlk maçta üstün oyunla alınan üç farklı galibiyet sonrasında Belçika basınında biraz da alaycı bir tonla “Balkanların ihtiyarlarına yenildik” yorumları yapan olmuştu. İkinci maçın sonunda ne yorum yaparlar bilmem ama o ihtiyarlar tecrübeleriyle adamı suya götürüp susuz getirirler. Dün de istediklerinde gol attılar, sonra yattılar ve tur atladılar.

Balkanlıların yanında tecrübesini konuşturan bir de Portekizli vardı; Jose Mourinho. İlk maçtaki farklı galibiyete rağmen Mourinho hafta boyu “ikinci maçta da ciddi oynamalıyız” derken tecrübesini konuşturdu ve ciddi olduğunu seçtiği ilk 11’le ortaya koydu. Beklentilerin aksine elindeki en iyi kadroyu sahaya sürdü. Üç gün sonra oynayacağı Galatasaray derbisine değil bu turu atlamaya öncelik vermişti.

Oysa hemen öncesinde oynanan Galatasaray, AZ Alkmaar maçında ise görüldü ki Okan Buruk’un aklı ve önceliği derbideydi. Tribünler maçın başında turu istediğini ortaya koydu ama buna cevap veren sadece iki isim vardı, Osimhen ve kaleci Günay. Bu iki isim olmasa tarihi bir fark yiyecekti Galatasaray. Okan Buruk, AZ Alkmaar karşısında daha ilk yarıda gol yiyip tur atlayamayacağını anlayınca devre arasında Mertens ve Sanchez’i, sonra da Sara’yı kenara alırken bu isimleri derbiye saklamayı düşündü. Sekseninci dakikada da bile hırsla, rakip vakit geçiriyor diye hakemle tartışan Osimhen’i de aynı amaçla çıkardı.

Buruk’un aksine Mourinho ise muhtemelen maça ciddi başlayıp, turu garantiledikten sonra oyuncu dinlendirmeyi planlamıştı ama istediği gibi olmadı. Fenerbahçe de oyuna Mourinho’nun istediği ciddiyetle başladı. İlk dakikadan itibaren uygulanan önde baskı rakibi hataya zorlayınca Fenerbahçe daha 4. Dakikada istediği gole kavuştu. Ancak kısa bir süre sonra kale önündeki paslaşma sırasında Skriniar’ın geri pasına kaleci İrfan Can kötü vurunca Belçikalılar beraberliği buldu. Bu iki gol bile Mourinho’nun ciddiyet uyarısının ne kadar önemli olduğunu göstermeye yetti. Devrenin kalanında Fenerbahçe kendi yarı sahasından fazla çıkmadan kontrataklar aradı. Yakalanan tek fırsatı ise Nesyri değerlendiremedi.

İkinci yarıya tamamen kapanarak başlayan Fenerbahçe bunun bedelini bir karambolde ikinci golü yiyerek ödedi. Geriye düşünce biraz kıpırdanan Sarı Lacivertliler ki üç atağın ardından attıkları kornerde iki stoperleriyle beraberlik golünü buldu. Skriniar’ın kafasını genç Yusuf Akçiçek yine kafayla tamamladı. Böylece Fenerbahçe Avrupa Liginde ola devam dedi.

“BİZİ TÜRK HAKEMLERİNE EMANET EDİNİZ”

Dün akşamın sonuçlarıyla Galatasaray’da yılın mottosunun “Bizi, Türk hakemlerine emanet ediniz” olduğu bir kez daha ortaya çıktı. “Bizim olmayan yabancı hakemlerle istediğimiz sonuçları alamıyoruz”. Galiba bu nedenle de derbinin önce yabancı hakemle yönetilmesine karşı çıktılar sonra da ismi geçen hakeme… Birden milli duygular kabarmış olmalı ki, yabancı hakemi çok önce ilk dile getiren Okan Buruk olmasına rağmen, yabancı hakeme karşı çıktılar. Sonra da ismi ön plana çıkan, 1 Şampiyonlar Ligi 2 de Avrupa Ligi finali yöneten Sloven hakem Slavko Vincic’i istemediklerini TFF’ye bildirdiler. Gerekçe ise Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'nın Slovenya'da Maribor Kulübü'nün sahibi olmasıydı.

Bununla da yetinmediler, yabanı hakem kararına yürütmeyi durdurma isteğiyle Tahkim Kuruluna gittiler. Bütün bunlar tek bir şeyi ortaya koydu; Galatasaray kendisini ancak Türk hakemleriyle güvende hissediyor.

Tek bir şeyi merak ediyorum, Galatasaray yönetiminin gönlünden geçen Türk hakem kimdi? Halil Umut Meler, Atilla Karaoğlan, Ali Şansalan gibi isimlerle bu derbinin sorunsuz biteceğine inanıyorlar mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi