Bir Guduric Lazım

Yeni ve heyecanlı bir şeyler, mücadele hırsı ve kazanma azmi görmek isteyenler Fenerbahçe Beko Basketbol Takımını izlesin. Fenerbahçe futbol takımında yeni ve heyecanlı hiçbir şey yok. Tek yeni şey Ozan Tufan. Varın gerisini siz hesap edin.

Transfer yapamayan Fenerbahçe’ye Ozan Tufan hayırlı olsun… Avrupa’ya gidip de başaramadan dönenlerin faydalı olduğunu görmedik bugüne kadar ama Watford’da bile forma bulamayan Ozan umarım farklı bir hikâye yazmayı başarır.

İsmail Kartal, Pereira’nın hızlı geçişli oyun planını tamamen bir kenara bıraktı ama yerine yeni bir planı henüz oturtamadı. Oyuna ve topa hakim olamıyor, rakibe baskıda zayıf kalıyor, dolayısıyla pozisyon üretmekte sıkıntı çekiyor.

İlk yarının öyküsü Fenerbahçe’nin sol, Başakşehir’in sağ kanadındaydı. Her iki takım da bu kanadı kullanarak etkili olmaya çalıştı.  Ferdi Kadıoğlu, Deniz Türüç eşleşmesi oyunun belirleyicilerindendi. Bu hızlı iki genç adamı izlemek her futbol sever için keyifti.

Ferdi ve önünde oynayan Pelkas, kendilerine Kahveci’nin destek verdiği pozisyonlarda sol kanadı etkili kullandılar. Böyle bir atakta Pelkas dar alanda kaleciyle karşı karşıya kaldığında vurmayıp, müsait pozisyondaki arkadaşlarına pas verse gol de bulunabilirdi. Pelkas her maç yükselen grafiğine rağmen, henüz geçen yıl gösterdiği verimliliğe kavuşamadı. Keşke Pelkas’ın yerine Valencia ile başlasaydı Kartal ama bu değişikliği ancak gol yedikten sonra yaptı. Böyle olunca da Pelkas ıslıklar arasında sahadan çıktı.

Deniz Türüç’ün mücadelesi ne kadar alkışa layıksa, Tolga Ciğerci’nin hırçınlığı ise tatsızdı. “İkinci yarıda on bininci faulünde lütfen sarı kartı gördü de duruldu. Yaşar Kemal Uğurlu zaman zaman çaldığı çifte standartlı düdüklerle Fenerbahçeli oyuncuları hayli kızdırdı ama Berke’nin 36 dakikada neredeyse orta sahaya gidip, itiraz edip sarı kart görmesi gereksiz ve anlamsızdı.

İkinci yarıya Fenerbahçe, omuzundan sakatlanan Kahveci’nin yerine Ozan Tufan’la başladı. “6 veya 8 numara gibi oynayacak adama ihtiyacım var” diye getirmişti Kartal kendisini ama hiçbir numara olmayacak gibi.

Yine bir klasik “bu da yenir mi?” denilen golle geriye düştü Fenerbahçe. Kim, Szalai gibi ligin en iyi stoperleri sende ama her maç gol yiyorsun. “Bu kadar kalabalık defans arasında nasıl gol yiyoruz?” diye kendileri de hayret ediyordur.

Golden sonra oyup disiplininden ve zaten pek zayıf olan oyun planından koptu Fenerbahçe… Bu da Başakşehir’in ekmeğine yağ sürdü. Fenerbahçe pozisyon üretemediği gibi Başakşehir de zaman zaman kontra ataklarla tehlikeli oldu. Kim ve Szalai’nin top çıkarırken pas verecek adam bulamayıp, çaresizlikle ellerini açtıkları pozisyonlar durumun vahametini gösteriyor.

Tribünlerin duygularını İbrahim Can’ın kaleminden okuyun. Öfke ve üzüntü her hafta büyüyor tribünlerde, umut azalıyor. Benim tesellim Fenerbahçe Beko Basketbol takımı. Keyif ve umut veriyorlar, tavsiye ederim. Keşke santrafora bir Guduric, orta sahaya bir Pierria Henry de futbol takımına bulsak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi