"Derin Hüzünler"

Ali Koç, teknik direktörlüğü Tedesco’ya vererek kendi ayağına sıkmıştı, şimdi görünen o ki Saran’ın başına bela etmiş olacak. Saran da lüzumsuz acelecilik edip, “Tedesco’nun her zaman yanında olacağız” açıklamasını yapmakla muhtemelen ilk büyük hatasını yaptı. Gel de şimdi bu lafını yut, Tedesco’yu gönder. Ama bu hoca devre arasını bile görürse sürpriz olur.

“Suçlu Tedesco mu oldu şimdi” diye soranlarınız olabilir. Evet Tedesco hatalı, tercihleriyle taktikleriyle bu yenilginin sorumlusu. Ama elbet Devin Özek isimli kıymeti kendinden menkul yeni yetme arkadaşın dolduruşuna gelip, Tedesco’yu son anda alan Ali Koç asıl sorumlu.

“Tedesco ne yapsın Fenerbahçe’yi öğreniyor, takımı tanıyor” diyenlere de hak vermem, iki antrenmanda Çağlar’dan sağ bek olmayacağını anlamayan adamın Fenerbahçe’nin başında ne işi var? Her ne kadar “Çağlar’ın sağ bek olmasına razıyız eğer Mert Müldür zararlısından bizi kurtarıyorsa” demek mümkünse de Dinamo Zagrep gibi ateş olsa cürmü kadar yer yakmayacak takımdan üç yiyince, diyemiyor insan.

Zaten son lig maçının galibiyet golü gereken son 20 dakikasında orta sahayı İsmail, Bartuğ ikilisine emanet ettiğinde Tedesco ile bu işin yürümeyeceği anlaşılmıştı.

Enteresan olan oyuncuların ruhsuzluğu, hiç bu kadar isteksiz ve güçsüz olmamıştı Fenerbahçe. Hadi takım oyunundan vazgeçtik, bireysel performanslar da felaket. Ederson “kaleci mi bu yahu?” dedirten goller yiyor, o çok meşhur olduğu söylenen oyun kurma ustalığından eser yok. Bir ara Mourinho sevimsizi stoper bolluğundan yakınmıştı, defans yol geçen hanı. Skriniar olmasa her maç yarım düzine gol yenecek.

Asensio bile kayıpları oynadı Hırvatlar karşısında. Görevi neydi onu da anlamakta zaman zaman zorlandık ama sanki Fred’in yerini doldurması istenmişti. Lakin kaç haftaların kötüsü Fred’den daha kötü değilse bile daha iyi hiç değildi.

Sahi bu Duran ve diğer yeni transferler neden kayıp? Sahi Kerem bu takıma niye geldi, bir maç düzgün top oynayacak mı? Yoksa söylentiler doğru mu? “Biz Ali Koç’a geldik, Mourinho’ya geldik, 15 günde gittiler, kim bu yerine gelen Saranlar, Tedesco’lar?” diye ah mı çekiyorlar.

Neyse bilmem, Hoca bilsin, Başkan bilsin bu soruların cevabını ama benim bildiğim dün sahada ne düzgün bir oyun vardı ne istekli bir oyuncu ne de yaptığını bilen bir takım.

Acele etme diyenler var, biliyorum ama daha eylül bitmeden lig bitti, Avrupa gitti. Geçmiş olsun. Üstelik şu saatte yapacak hiçbir şey yok, “Saran istifa” demek bile mümkün değil daha adam mazbata almadı.

Çare? Ne çaresi kardeşim, çare mare yok. Eylül’de kongre düzenleme saçmalığını yapan Ali Koç, imza toplatıp Koç’u bu kongreye zorlatan Aziz Yıldırım ve hala hangi koltuğa oturduğu bilmeyen Saran düşünsün. Taraftara düşen ise Koç’un veda mesajında dediği gibi “derin hüzünler”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi