Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Doğru lastik, menzili yüzde 10 artırır

Pirelli Başkan Yardımcısı ve Global Teknoloji Direktörü Pierangelo Misani, elektrikli araçlarda doğru lastiğin menzili yüzde 10’a kadar artırabildiğini belirtiyor. Özellikle yeni nesil P Zero lastikler, elektrikli otomobillerin ağırlık, tork ve sessizlik gibi özel ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler sunuyor. Yani artan performans, azalan aşınma ve konforlu sürüş için lastik seçimi artık lüks değil, zorunluluk haline geliyor.

Elektrikli araçlar hayatımıza hızla girerken, otomobillerin en hayati parçalarından biri olan lastiklerde de dönüşüm hız kazandı. İtalyan lastik devi Pirelli, yüksek performanslı araçlar için geliştirdiği P Zero serisinin 5. neslini geçtiğimiz hafta Milano’da düzenlediği küresel lansmanla tanıttı. Bugün prestij segmentindeki otomobillerin %50’sinden fazlasında tercih edilen bu ikonik lastik, artık elektrikli çağın gerekliliklerine özel çözümler sunuyor.

Lansman sırasında sorularımızı yanıtlayan Pirelli Başkan Yardımcısı ve Global Teknoloji Direktörü Pierangelo Misani, “Elektrikli araçlar için doğru lastik kullanımı, menzili %10’a kadar artırabilir” diyerek kritik bir noktaya dikkat çekti. Bu artışın temelinde dönme direncinin yattığını belirten Misani, şu teknik detayı paylaştı: “Dönme direncindeki her %5’lik azalma, batarya menzilini yaklaşık %1 oranında artırır. Bu oran kimi zaman 4:1, kimi zaman 5:1 olabilir. Yani temel görevimiz, dönme direncini en aza indirmek.”

manset-misani-emre.jpg

Misani’ye göre elektrikli araçlar için özel olarak geliştirilen lastiklerin kullanılmasının üç temel nedeni var:

1. Ağırlık ve Yük Taşıma Kapasitesi

Elektrikli araçlar bataryaları nedeniyle daha ağır. Bu da lastiklerin hem bu yükü taşıyabilecek kadar sağlam hem de düşük dönme direnci sunabilecek kadar verimli olmasını zorunlu kılıyor. Aksi halde yüksek torkla birlikte lastikler hızla aşınıyor ve menzil azalıyor.

2. Tork ve Aşınma Dengesi

Elektrikli otomobillerin sunduğu anlık tork, güçlü bir çekiş gerektiriyor. Ancak bu torku yere aktaran lastik, özel olarak optimize edilmemişse hızla aşınıyor. Misani bu noktaya şöyle açıklık getiriyor: “Güçlü bir lastik üretebilirsiniz ama aşınma ya da verimlilikten ödün verirsiniz. Bizim Elect teknolojimiz bu dengenin çözümü.”

3. Sessizlik ve Konfor

Elektrikli otomobiller neredeyse sessiz çalışıyor. Bu da yol ve lastik kaynaklı sesleri çok daha belirgin hale getiriyor. Misani, bu yüzden lastiklerde ses yalıtımının da öncelikli hedeflerden biri olduğunu belirtiyor: “PNCS adlı gürültü önleme sistemimiz, Elect serisinde standart olarak sunuluyor. Hem araç içindeki konforu hem çevresel geçiş gürültüsünü azaltmak artık kritik.”

Misani’nin sözleri net: Elektrikli ya da şarj edilebilir hibrit araçlar için özel olarak geliştirilmiş lastikler kullanılmazsa; menzil kaybı, artan aşınma ve sessizlikten beklenen konforun kaybı kaçınılmaz olur.

Sonuç; yeni nesil otomobiller için, yeni nesil lastikler artık bir lüks değil, ihtiyaç.

pirellipist.jpg

Motor değişir ama yol değil, lastikte her senaryoya hazırız

Pirelli Global Teknoloji Direktörü Pierangelo Misani, otomotivde dönüşümün yarattığı belirsizliklere karşın lastik sektörünün daha sağlam bir zeminde durduğunu vurguluyor. Misani’ye göre, içten yanmalı motorlar ile elektrikli araçlar arasında sıkışıp kalan otomotiv dünyasının aksine, lastik üreticileri bu geçişe çok daha esnek uyum sağlayabiliyor: “Bugün otomobil endüstrisinde teknolojik bir belirsizlik yaşanıyor. Bir yanda içten yanmalı motorların verimliliğini artırma çabası, diğer yanda elektrikli araçların yaygınlaştırılması. Bu durum farklı teknolojiler, üretim süreçleri ve fabrikalar için çok ciddi yatırımlar gerektiriyor.” Ancak lastik tarafında tablo oldukça farklı. Misani şöyle açıklıyor:

“Bizim için içten yanmalı bir araçtan elektrikliye geçmek dramatik bir değişiklik değil. Örneğin Elect lastiklerimizi üretmek için yeni bir fabrika kurmamıza gerek yok. Mevcut hatlarımızı kullanarak bu üretimi yapabiliyoruz. Belki bazı teknik özellikleri veya malzemeleri uyarlıyoruz, ama süreç neredeyse aynı kalıyor. Bu, sektörde bize büyük bir esneklik ve avantaj sağlıyor.” Misani’ye göre bu esneklik, yalnızca tam elektrikli araçlarla da sınırlı değil. Plug-in hibrit (PHEV) modellerin de elektrikli araçlara yakın teknik gereksinimlere sahip olduğunu hatırlatarak, bu araçlarda da Elect serisinin rahatlıkla kullanılabileceğini ifade ediyor.

Lastikte Coca-Cola etkisi

Çinliler rekabet edebilir ama reçeteyi yazamaz

Elektrikli otomobillerde Çinli markaların otomotiv endüstrisinde ciddi bir baskı oluşturduğu dönemde, lastik dünyasında roller tam tersine dönmüş durumda. Pirelli Global Teknoloji Direktörü Pierangelo Misani, bu alandaki farkı şöyle özetliyor: “Çinli üreticiler pazara daha düşük maliyetle giriyor olabilir, ancak teknolojik olarak halen bizimle aynı ligde değiller. Aramızdaki farkı korumaya devam ediyoruz.” Misani’ye göre geleneksel Avrupa ve ABD merkezli lastik üreticileri, yıllardır süregelen Ar-Ge deneyimi, kimyasal formülasyon bilgisi ve marka algısıyla Çinli rakiplerinin önünde. Otomotiv endüstrisinin elektrikliye geçişinde sıfırdan başlaması gerekirken, lastik dünyası bu dönüşüme daha hazır: “Lastik teknolojisi dramatik bir kopuş değil. Yeni bir ürün geliştirmek hâlâ kimya ve mühendisliğe dayanıyor. Elect gibi teknolojileri biz zaten sistemimizin içine entegre ettik. Bu da bize hız kazandırdı.” Misani’nin markaya bakışı da oldukça net: “Bize Coca-Cola gibi bakabilirsiniz. Reçetemiz var ve bu reçete kaliteyle, performansla, algıyla birebir örtüşüyor.” Yani bir lastik yalnızca yuvarlanmakla kalmıyor, markanın tüm değerlerini taşıyor. İşte bu yüzden Pirelli, teknolojide ilerlemeyi yalnızca performansla sınırlı tutmuyor; Formula 1’den çağdaş sanata, yelken sporundan prestijli Pirelli Takvimi’ne kadar birçok alanda yer alıyor. Çünkü Misani’nin de vurguladığı gibi: “Teknik olarak rakiplerinizden üstün olmalı, aynı zamanda daha çekici görünmelisiniz.”

5-nesilpirelli.jpg

40 yıldır performansın zirvesinde yer alıyor

1985 yılından bu yana yüksek performans lastiği olarak sektörün zirvesinde yer alan Pirelli P Zero, prestij segmentindeki otomobillerin yarısından fazlasında tercih ediliyor. Milano’da tanıtılan yeni 5. nesil P Zero, özellikle elektrikli araçların ihtiyaçlarına odaklanarak menzili artıran, dönme direncini azaltan ve ıslak zeminde üstün frenleme performansı sunan yenilikçi teknolojilerle donatılmış. P Zero ailesi, çevreci güvenlik ve performansı birleştiren ürün gruplarından oluşurken, elektrikli araçlar için özel P Zero E, yüksek performanslı modeller için P Zero R ve pist odaklı Trofeo RS gibi farklı ihtiyaçlara yönelik seçenekler sunuyor. Pirelli’nin Cyber Tyre teknolojisi ise lastiğe yerleştirilen sensörlerle gerçek zamanlı veri sağlayarak sürüş güvenliğini ve konforunu artırıyor. Yani bir başka değişle otomobiller akıllanırken, yere teması sağlayan en önemli parça olan lastikler de akıllanıyor.

Elektrikli otomobil yarışı kızışıyor

opelford1ford2ford3.jpg

Türkiyede nisan ayında ÖTV avantajlı elektrikli otomobillerin pazar payı yüzde 16’ya yaklaşırken, markalar bu fırsattan yararlanmak için yeni modellerin art arda piyasaya sunmaya başladı. Tesla, Skoda ve BYD’nin yeni modellerinden sonra geçen hafta Opel ve Ford atağa kalktı. 44 kWh batarya, 83 kW güç ve 301 km karma menzile sahip Opel Frontera EV, 1.345.000 TL’ye satışa sunulurken, 1.2 lt’lik hibrit versiyonu ise 1.680.000 TL'den başlıyor. Ticari aracın lideri Ford Otosan ise 3 elektrikli modelini aynı anda satışa sundu. 44 kWh batarya, 123,5 kW güç, 353 km karma menzil sunan Ford Puma Gen-E, 1.593.100 TL’den, 52 kWh batarya, 125 kW güç, 378 km karma menzil sunan Ford Explorer 1.720.000 TL’den, 52 kWh batarya, 125 kW güç, 373 km karma Menzi sunan Ford Capri ise 1.920.000 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi